Dünya’ya istediğiniz ve doğru olduğuna inandığınız her açıdan bakma ve yorumlama şansına ve özgürlüğüne sahipsiniz. Bir senarist kendi dünya görüşünü içeren bir konuyu işleyebilir. Burada asıl sorun işleyeceği konuda aktaracağı bir dünya görüşünün olup olmadığıdır. Her görüş elbette, yaygınlaşmak ister.
İşin doğasında vâr olan bu gerçek kendisini siyasette de sanatta da ortaya koyabilir, milyarlarca görüş ve her birine inanmak, her birini doğru veya yanlış nitelendirmek ne kadar zor olmalı. Herkes aynı düşünsün, herkes aynı yaşasın olur mu?
Ah! Çok sıkıcı, çok anlamsız, çok boş. Doğru bulmadığını eleştirebilirsin, bu onun yanlışını göstermez, eğer karşı taraf buna tahammül edemiyorsa ya dozunu kaçırmışsındır ya da sende yanlış düşünüyorsundur. Bunlar karakter için değişkenlik gösteren faktörlerdir! Peki ya değişmesi mümkün olmayan, yanlışlar. Günümüzde o kadar fazlalaştı ki, artık bir önemi bir değeri kalmadı adetlerin, göreneklerin ahlâki değerlerin. Bu arada bunları eleştiremezsin de o zaman kıskançlığı geçirirler üzerine.
Şan, şöhret, para artık bu değişmez doğrularımızı satın almış durumda. Sosyal medya çalkalanıyor, edepsizlikler, arsızlıklar ahlâk dışı yaşam biçimleri göz göre göre sergileniyor ve alkışlanıyor! Kimsenin yaşam tarzına, alışkanlıklarına ve hatalarına hakaretlerle, acı dolu sözlerle tepki göstermeyin derken milyonlar ağzına geleni sayıyor. Tartışılır tabiki bu durum fakat bunu alalen insanların gözüne sokmak ise bu yaşam tarzlarını normalleştirmeye çalışmaktır, savunulacak bir yanı yoktur.
Hata yüz kızartır, hata ikinci bir hatayı doğurmaz, hata göz önüne serilmez, hata ders niteliğindedir! Peki ya şimdi, günümüzde hata özendirilir, hata şehvetle resmedilir davet edilir bir hâl almış durumda. Ve magazinciler dillendire dillendire, kendilerine acaba en iyi malzeme hangisinde diyerek yatak odalarını dahi izletme, rekor haberin peşindeler. Malzemeleri gün geçtikçe artıyor, gün geçtikçe insanları hayretler içerisine düşürecek, yok artık dedirtecek kadar olayları masaya seriyorlar. Evet basın özgürdür, fakat basın edepsiz olmamalı!
Yıllardır namus bekçilerinin birbirine girmelerini izliyoruz, okuyoruz ve yazıyoruz. Ne Şeyma’ymış yatıyoruz kalkıyoruz Acun-Şeyma haberleri, hiç derdimiz tasamız yok Ülkece keyifler tıkırında, sınırımızda operasyon yok, savaş çıktı çıkacak derdimiz yok, şehidimiz yok gündemimiz yok, can sıkıntısı işte.
Daha kaç yaşındasın be Şeyma, bunun mu hayalini kurdun yıllardır, bir gün para içinde yüzeceğim, en pahalı markaları giyip, en güzel yerleri göreceğim, prensesler gibi yaşayacağım he keşke biraz daha masumca, kendi ayakları üstünde duran bir kadın gibi kursaydın hayallerini, evet güzel hayaller dediğim gibi keşke kendi emeğinle şu yaşadığın hayatı yaşasaydın tadından geçilmezdi.
Hadi diyelim gerçekten sevdin bu adamı (hiç bir kadın bu kadar hakarete dayanamaz) çünkü. Değişmeyen değer yargıları dedik ya hadi onları da ezdin geçtin, sevdin ya!
Peki ya neden bu yüzünün kızarmaması, madem sevdin madem suçum yok, aşık oldum kafasındasın, neden bu savaşın? Kiminle bu savaşın? Kapatsaydın sosyal medyanı, hadi var neden sürekli iyi bir halt yemişcesine paylaşımların. Aaa pardon sana göre söz söyleyen herkes “Seni kıskanıyor” Ah şeyma ah, yine gez, yine toz, yine dünyaca ünlü markaları giy ama bunları insanların gözüne gözüne sokma, sergileme seni örnek alan, sana özenen, o kadar çok insan var ki, pardon o kadar çok “ÇOCUK” var ki ;üzgünüm ama iyi bir örnek değilsin. Ara ara yorumları okuyorum, ”Şeyma’daki şans bende olsa, keşke Acun benle evlense vs” Emin misiniz?
Bu kadar önemli mi? Bir ömür isminin yanına eklenecek özneler? Şeyma’nın hayatı cezbedebilir, ama asla taşınamaz , bu özne! Acun varsa varsın, yoksa yoksun.
Mutluluğun bir başkasının elinde. Ve sen sosyal medya paylaşımlarında lüksünü değil, Acun'un lüksünü fotoğraflıyorsun. Kendi mutluluğunu değil Acunun paylaşamadığı hayatı paylaşıyorsun. Kısacası sen değil, Acun mutlu.
Bu gerçekten aşkın eseri olsaydı, paylaşamazdın aşık kadın güçlüdür, aşık kadın gururludur helede böyle bir durumdaki aşk daha can yakıcıdır, evli bir adama aşık olan kadın duyguludur, bir yandan utanç duyar yaşadığı aşktan bir yandan ise içi içine sığmaz gerçek aşkı bulduğu için sense dibe vurdun, yoktan var olan bir kadın şimdi para içinde yüzüyor ve bunu bakın başardım dercesine sergiliyorsa, adama değil, paraya aşık olmuştur! Peki değer mi? Ne yaparsan yap Şeyma ortaya çıktığı gün gibi anılacak, son geldiği noktayla değil.
Dilerim yanılırım, bir felaketle bitmez bu durumda o güzel kızın Melisa bu yükü taşımak zorunda kalmaz. Yine de Allah yârdımcın olsun, aklın başına gelsin de o hakaretlerin son bulsun. Bu sözler herkesin kendi fikridir, hayat benim istediğim gibi yaşarım cevapları değil, bu vâr olan asla değişmeyen “Doğruları”değiştirip normalleştirmeye çalışanların hakkettikleri sözler...
Tabiki bir Şeyma değil, dışarıda da örnekler çok “Evli bir adama gerçekten aşık olmak” bir de Şeyma’nın aşık oldumu farklı, apayrı...
55 yaşındaki Mehmet Ali Erbil ve 25 yaşındaki sevgilisi, çocuk aldırmaları ne kadar da rahatlar değil mi? Ne kadar da edepsizler değil mi? Erbil çapkındır deyip, gerizekalı kıza yüklenenler peki?
Erbil çapkın değil, Erbil ş..., Erbil sapık! Kızı yaşındaki kadınla beraber olmak, ne zaman çapkınlık adını aldı?
Bugün 16yaşındaki bir kız ÇOCUĞU Özcan Deniz’in fotoğrafının altına “keşke benimle evlenseydin, bende çocuk yapardım” yazabiliyorsa sorgulanması gereken kimler? Çocuk yaştaki bu insanların neden bu kadar başı dönüyor, ve bu dönen başlar nasıl çocuk olabiliyor? 26 yaşındayım 15 yaşındaydım ilk televizyon dünyasında işe başladığımda, çalışmadığım dizi kalmadı, aklınızın alamayacağı insanlarla çalıştım dizi, film, reklam ama bir kere olsun ısrarla teklif edilse de kamera önüne geçmeyi düşünmedim bile. Çünkü ben kendi alın terimle mutluydum, kameranın arkasındaki emeğimden keyif alıyor, kazandığım parayı ise dibine kadar harcamayı seviyordum.
Fakat bu benim işte, ya şöhret olma uğruna şu durumlara düşen ÇOCUKLAR niye yetiştirilemiyor?Neden bu kadar zayıflar? Özcan Deniz, Erbil sizi meşhur edince ne olacak? Dünyaca ünlü markaları giydiğinde ne geçecek eline? Doyum !İşte bu noktada ailenin en büyük görevi ne yapın , ne edin ahlaki değerleri, değişmeyen DOĞRULARI, YARGILARIMIZI benimsetin.
Hata insanlar için kaçınılmaz, asla kınama amaçlı yazmıyorum ki;magazinden ilk defa yazı yazıyorum, (Haber müdürümüzün sosyal medya da en çok konuşulan gündemi istemesiyle)fakat şu beyinler artık temizlensin istiyorum.
Kısa yoldan zafere ulaşmak istersen, hep bi başarısız , hep bi yarım kalırsın ÇOCUK!