Melâhat ÜRKMEZ
Sevgili Saime Yardımcı Hanımefendi incelik göstererek, "Meram Anılarda Kalmasın" adlı son çıkan kitabını imzalayıp göndermiş. Kendilerine teşekkür ederim. Sadece kitap için değil, kitabın sayfalarında gezinirken insanı bambaşka âlemlere kanatlandırdığı için de ayrıca teşekkür ederim.
Kitap gerek baskı olarak, gerek içerik olarak birinci kalite. Adıyla özdeşleşmiş âdeta, görsel objelere oldukça yer verilmiş. Yani sadece duygu yüklü sözcüklerle anılarda kalmayacak, görsel olarak da nakşedilmiş resimlerle bütünleşmiş olarak hafızalarda kalacak.
Meram'a her gittiğimde, ayak bastığım mekanların 13.yüzyılda nasıl olduğunu hep merak eder, tahayyülemde canlandırmaya çalışırdım. Ama bir şeyler eksikti. Tam olarak tahayyül edemiyordum. Saime Hanım'ın kitabını henüz elime alıp ilk sayfalarına bakarken, "İşte benim görmek istediğim Meram" sözcükleri döküldü dudaklarımdan. Meram Köprüsü ve etrafındaki dokunulmamış, bir tek yapı, duvar kalıntısı vs olmayan, beni yüzyıllar öncesine götürebilecek bâkir görüntü... O görüntü beni aldı götürdü tahayyülemde canlandırmaya çalıştığım yıllar yıllar upuzun yüzyıllar ötesine.
Saime Hanım'ın kitabının ilerleyen sayfalarında yine bâkir Meram yeşilliklerini görmeye devam ediyorsunuz. Öyle bir güzellik ki kelâmı dilden, kalemi elden, aklı baştan, iradeyi şuurdan alıp yere çalan... Bazı ulvî güzellikler gibi seyrine doyum olmayan Meram'ı tarif etmek ne mümkün?.. Gün gelir, güz soğuklarına dûçâr olur, ağaçlarda sallanan her yaprak söndürülmesi unutulmuş fenerler gibi kızarır, ömrümüzden eksilen her nefes gibi bir bir dereye düşer, "Gazel Suyu"na rayiha olur. Gül bahçeleri târ-u mar olur, otlar sararır. An gelir otlar, güz yağmurlarıyla kıpırdaşır yeşermeye heveslenir ama gelişemeden karlar altında kalır, yeşermek için baharı bekler. Baharda canlanır, capcanlı, taptaze, yemyeşil bir gelinlik giyer. Hercai kır çiçekleri cilveleşir, çimenler şımarır, doyum olmaz güzelliğine. Ne kadar çok güzellik varsa Meram'ın ruhunda birleşir. Yazı da güzü de bir başka güzel.
Konya'ya renk ve hüviyet veren Meram'ın güzellikleri, Meram ile insan arasındaki duygusal bağdır. Ruhlardaki en derin zemberekleri yeniden yeniden harekete geçirir. O gönül bahçesine yolunuz düşerse, çiçek yağmasına rastlamışçasına kucaklar dolusu güller derersiniz. Gül kokusu sarar her yanı. İnsan hayatındaki kelimelerin kifayetsiz kaldığı, tarifi zor, nadide saniyeleri yaşarsınız işte o demlerde... O çaresizlik demlerinde bir bağ keşfedersiniz. Göz, kalp, ruh ve beyin arasında gidip gelen bir bağ... "Keşke" dersiniz "Keşke bu bağı anlatabilsem" ama anlatamaz, çözemezsiniz. Yüzükle taşı arasındaki tenasübü hatırlatan bir bağ... Ama hiçbir fiziki boyut ve setredilmiş ayrıntı derinliği o bağı tanımlayamaz. Dilsiz, ağızsız derinleşirsiniz ancak.
İşte bunları düşündüm kitabın sayfalarında gezinirken. Daha neler neler. Kitapta neler yok ki; Konya'nın güllerinden, kasımpatılarına; yemeklerinden, şerbetlerine; misafir ağırlamalarından, düğünlerine; menkıbelerinden, efsanelerine; adetlerinden, müzik şölenlerine... Öylesine güzel hazırlanmış ki, ancak bunları bire bir yaşayan birisi bu kadar vâkıf anlatabilir, resmedebilirdi zaten.
Bir Konya sevdalısıysanız ve Konya'da Meram sevgisini yaşayanlardansanız bu kitabı kütüphanenizin bir rafında ya da gönlünüzde konuk edebilirsiniz.
Sipariş adresi: 2. Organize Sanayi Bölgesi, Lalehan Caddesi, No: 59 Selçuklu/KONYA
Haftaya bir başka Meram sevdalısı olan, Prof.Dr. Saim Sakaoğlu Hoca'mın, "Seni yeniden öveceğim, bir daha ve belki de son defa öveceğim. Yüzyılların dilinden düşürmediği sen ihtiyar delikanlıyı ..." diyerek, harika bir mecazlı kişileştirme sanatı kullanarak başladığı, "Meram Yazıları" kitabından tadımlık güldesteler sunmaya çalışacağım.
