Melâhat KIYAK ÜRKMEZ  


Dinleyen az, dinleyen az, konuşan çok, dinleyen az...

Neden sohbetler zevk vermez oldu, neden böylesine bıkkın bir haldeyiz, neden hayatın tadı tuzu kalmadı, neden çoluk çocuğumuzla, arkadaşlarımızla ruhumuzu doyuran sohbetler gerçekleştiremiyoruz?.. 
Cevabı; biraz da yaşantımızı gözden geçirip, sentez ve analizine yönelmediğimiz için olsa gerek...

    Etrafımız sürekli konuşan ve dinlemeye tahammülü olmayan insanlarla dolmaya başladı. Öyle ki, konuşuyoruz konuşuyoruz; "Karşımızdaki bizi dinliyor mu, konuşma konumuz karşımızdakinin ilgisini çekiyor mu?" diye düşünmüyoruz bile. Hatta "İletişim kurmak hiç de önemli değil. İster ilgisini çeksin, isterse çekmesin, isterse sıkıntıdan patlasın, yeter ki nezaketen de olsa bizi dinleme işkencesine katlansın!" umursamazlığı içinde, arkamızdan atlı kovalıyormuşçasına konuşmaya devam ediyoruz. ...Ve yalnızız...

    Bazen de öyle tablolar ortaya çıkıyor ki, trajikomik... Karşımızdaki mal bulmuş mağribi gibi, hazır dinleme nezaketi gösteren birisini bulmuşken canını çıkarırcasına, etrafa tükürükler savurarak konuşur da konuşur. Karşısındaki bir kelime söyleyecek olsa konuşması kesilecek korkusuyla karşısındakinin iletişim yeltenmelerini anında geri püskürtür.

    Diğer taraftan dinlemeyi biliyor muyuz? Konuşmak ne kadar önemliyse, bir sanatsa; dinlemek daha da önemli asıl olan sanattır. Ayrıştırarak, empati kurarak, dikkat jest ve mimiklerle konuşmayı destekleyerek, zevk alarak dinlemek iletişimin mihenk taşlarıdır. Konuşma ve dinleme kurallarına uyduğumuz sürece sohbetten zevk alırız, tadına doyum olmaz. Aksi takdirde sığ kıyılarda kulaç atacağız diye çabalar dururuz.

Oysa insanlar yaşadığı sürece birbirleriyle iletişim kurma ihtiyacında ve zorundadır. İletişim kurmak ise yukarıda değindiğim şekilde asla gerçekleşemez, sıkıcı ve tatsız bir monologdan öteye gidemez. Konuşma yoluyla kurulacak iletişimin gerçekleşmesi için konuşan ve dinleyen vardır. Birisi eksik olursa iletişim ortadan kalkmıştır.

Geothe, "Konuşmak ihtiyaç olabilir ama susmak bir sanattır" derken ayni şikâyetlerden mustaripti besbelli.

İnsan konuşunca tek 'şey'; susunca onlarca 'şey' söyler, onlarca 'şey' birbirinden fışkırarak bekler. Tıpkı vurulmuş kumruların beklediği gibi duygu ve düşünceler bekler. Buna sanatçıların ruh derinliği açısından bakalım; derin sanatlarda garip bir monolog vardır. Adeta kendi kendisiyle konuşmak... bu yalnızlığa gömülmüş olan ancak kendi tercihleri olan bir yalnızlıktır. Burada iki kişi arasındaki diyalog adeta bir insanın kendi kendisiyle konuşmasına yani monoloğa dönüşür. Elbette bir sanatçının psikanalizini yapmak psikologların ve psikiyatristlerin konusuysa da bu sanatçıları çözümleyebilecek yine aynı kumaşı temsil eden ruh ikizleri olan sanatçıların da işidir. Bir sanatçıyı en iyi anlayan yine bir sanatçıdır.

Yazarlara baktığımız zaman; onun için önemli olan okurlarınca anlaşılmaktır. Okurlarıyla iletişim kurabilmektir. İletişim kurabilmek, anlaşılmak nitelikli okurlarla gerçekleşir. Nitelikli okur bir yazar için en büyük şanstır. O şanslı yazarlar ne yazık ki gezegenimize çok fazla gelmiyor. Kayıp giden yıldızlar gibi, kıyıya vuran dalgalar gibi kayıp gidiyorlar. Yaşadıkları anlarda tahayyül edemedikleri, ölümsüz eserleriyle kalemlerinin akışı kendilerini arkada bırakma yankıları, ebediyete intikallerinden sonra vücut bulur.

Söz dinlemektir. Dinlemekse bence eserdir. Zira dinlemek iki eylemi aynı anda gerçekleştirmektir. Dinlerken sessizce konuşurken karşısındakine olabildiğince konuşma fırsatı tanımaktır. Bir de aynı dalga boyutunda buluşulursa gerçekten bir eser ortaya çıkar.  Hatta nice eserler... Asırlar öncesinden Namık Kemâl kulağıma fısıldar gibi, "Barika-ı Hakikât Müsademe-i Efkârdan Çıkar.


Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.