Geçtiğimiz haftalarda Öksüz Ozan ve oğlu Yağız Ozan’la Kontv için bir programı çekmiştim. Daha doğrusu fikir, fakülteden halk edebiyatı dersimize girmiş olan Prof.Dr.A.Berat Alptekin’den çıkmıştı. Sağ olsun, “Programa Öksüz Ozan ile Yağız Ozan’ı da alalım daha renkli bir program olur” demişti. Gerçekten baba oğulun saz eşliğinde atışmaları çok güzel olmuştu.
Cumartesi günü bir konferansta karşılaştık Öksüz ozanla. Bir şiir uzattı elime, “Hocam bu şiiri köşenizde yayınlar mısınız? Yayınlamazsanız başka birisine vereceğim(!)” dedi. Dedim, “Hay hayÖksüz Ozan bu şiirinde konu olarak Konya Bedesten Çarşısı’nı işlemiş. Teşbih ve teşhise çokça yer vermiş.  İçten, canlı ve yalın anlatımıyla, hece ölçüsünün 8’li kalıbıyla yazmış.
Konya adına konu gerçekten önemli. Zira Kanuni devrinde müftü ve kadıasker olan Mevlâna Kadri Çelebi tarafından 1538’de, yaptırılmış olan dokuz üniteli bu bedesten artık iyice dökülmeye başlamıştı. Neticede Konya Büyükşehir Belediyesi Konya’nın kalbi olan bu tarihi Bedesten’de yenileme çalışması başlattı ve 2000 yıllık merkezi yeniledi. Bu güzelliği Öksüz ozan şöyle dile getirmiş;
KONYA’NIN BEDESTEN’İ
Tarihi aslına döndü
Gör Konya’nın Bedesten’i
Her yer ışıl ışıl yandı
Nur Konya’nın Bedesten’i
                Cennete döndü sokaklar
                
Âti mazisini bekler
                Nice gizemleri saklar                 
Sır Konya’nın Bedesten’i
Yenilendi eski hurda
Tarihten nefes al burda
Örnek oldu bütün yurda
Bir Konya’nın Bedesten’i
On bin yıldır yaşar hâlâ
Sanki eski vatan sıla
Görmemiş musibet belâ
Şer Konya’nın Bedesten’i
 
Âhi Evran’dandır bu dal
Yaradan vermesin zeval
Alışverişinde helâl
Kâr Konya’nın Bedesten’i
Hepsinde ayrı şeref şan
Gez görürsün dükkân dükkân
Esnafında edep erkân
Var Konya’nın Bedesten’i
Öksüz Ozan vur şu tele
Temaşâ eyle bu hâle
Yapanlara şükran âlâ
Der Konya’nın Bedesten’i

Öksüz Ozan (Ahmet Yıldırım)
Bedesten Çarşısı güzel oldu. Başkan Tahir Akyürek’ten işçisine kadar hepsine teşekkür etmek borcumuz. Eskiden bedestenlerde alış veriş yapan esnafa tacir anlamıda da kullanılan “Hacegan” denilirmiş. Bu bedestenlerde günümüzdeki banka ve borsaların yaptığı işler de yapılırmış. Her bedestende onu korumakla yükümlü 12 kişilik bir koruyucu ekibi varmış. Bunlara “Bölükbaşı” denirmiş. Bedesten her sabah, “Duacıbaşı” denilen bölükbaşlarından birisi tarafından açılır, akşamları da gene törenle kapanırmış.
Günümüzde de sembolik olarak bir duacıbaşı olsa, sabah ve akşam dualarla açılıp kapansa(esnaftan sırayla gönüllüler de yapabilir) hem kültürümüz yaşamış hem de dua ile açılıp kapanmış olur, diye düşündüm bu yazıyı yazarken. Umarız ki, Başkan dikkate alır.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.