Ortaya Karışık Ayakta Yapışık

CHP’nin tabanı AKP’nin tabanından daha çok sabit fikirli ve faşist karakteristikler gösteriyor, teorim Ahmet Hakan’ın 10 Kasım ile ilgili yazısıyla güçlenir oldu. Ahmet Hakan, 10 Kasım’da saat 9’u 5 geçeğe ayağa kalkmadığını, nedenleriyle kaleme almıştı. Üzerine gelen eleştirilerin kendisinin yanlış anlaşıldığını açıklayarak yeni yanıtlarla kalemine yeniden sarıldı. Fakat yine anlaşıldığı şüpheli!

CHP ile AKP tabanların ortak paydalarda bütünlük çokluğu saklanılamaz. Nedeni ise basittir, iki partinin de felsefesinde halk yerine sermaye vardır. CHP’nin açılımındaki “ Halk “ sözcüğü, tahmin edildiği gibi Anadolu’da yaşayan halk değildir. Aksine sosyetik burjuvazinin ta kendisidir. Şimdi bu rolü ise AKP üstelenmiş durumdadır. Nedeni ise Yasama, Yürütme ve Yargıyı tekel olarak ele geçirmiş olmasıdır. Buna Askeriye’yi de ekleyen AKP, artık hangi üyesi geçerse geçsin, o sokakta sigara içmek ayıplanır. Hatta hükümet yetkilileri için saygı duruşu, yakında yasaya eklenirse, şaşırmamak gerekir.

Ahmet Hakan’ın da değinmek istediği olguda buydu! Ayakta 1-2 dakika hiç hareket etmeden durmak, kişiye saygı göstergesi yerine, zorlayıcılık taşıdığı yönünde düşündürür. Bir kişiye saygı göstermek, ayakta hareket etmeden durmak ya da önünde ceketini iliklemek olarak algılayan, fosilleşmiş nesil düşüncesinden kurtulmak gerekir. Saygı göstermek istiyorsanız, o kişinin size emanet ettiği toprağa, vatana sahip çıkarak gösterin, yiyorsa! Ayakta 1-2 dakika durmak, kolayınıza mı, geliyor yoksa?

CHP’nin tabanı, hükümetin yaptığı yanlış politikaları ve desteklediği partinin buna ses çıkarmamasını eleştirmek yerine, Ahmet Hakan’a yüklenmeyi daha uygun görür. Nedeni de çok basittir, CHP şu an iktidar olsa AKP’nin politikasından başka bir yol çizmeyeceğini gösterir. Bunun kanıtı ise birçok sorunun cevapsız kalmasıdır. Örneğin;

2011 yılında imzalanan Malatya’daki Füze Kalkanı Projesi için CHP, neden tepkisiz kaldı? İran’ın, İsrail’den önce Malatya’yı vuracağım, tehdidine ses çıkartmayıp kamuoyunun, AKP’nin söylediği ninni ile uymasına neden yardımcı oldu?

Gazze’yi vuran İsrail askerlerinin, Konya’daki 3. Ana Jet Üssü’nde eğitim aldığını başta tabanı sonra mecliste ve halkı ile paylaştı mı? CHP, bunu neden alanlardaki konuşmalarına ya da televizyon ekranlarına taşımadı?

İstanbul’da yapılmaya başlanılan üçüncü köprü ve havalimanı için doğanın yok olmasına neden göz yumdu? İstanbul’da ihale kovalayan vekillerinin, bu sessizlikte parmağı var mı?

Türkiye’de yapılan HES’lerin birçoğunun yasal olmadığı, derelerin kaldırma gücünün gerçekleri yansıtmadığını bildiği halde, hangi HES projesini ekranlara ve alanlara taşıdı? Bunu yapmayan CHP, nasıl olur da doğa ile bütünleştirilir?

Manisa’ya bağlı Soma ilçesinin Yırca köyünde kesilen 6 bin zeytin ağacı için hangi vekil dokunulmazlığını, ağaçların kesilmesine engel olmak için kullandı? Yoksa vekiller isimlerinin, projede Kolin Grup geçtiği için yansıtılmasından mı korktu?

Türkiye ve ABD’nin Suriyeli muhalifler için “ Eğit-Donat “ projesinin ülke adına olumsuzluklarını, kamuoyu ile neden paylaşmadı? Başka ülke muhaliflerin askeri eğitimi ve donatılması, eğitim veren ülkenin dünya gözünde itibarı ne olacaktır?

İsminde “ Halk “ olan partinin ideolojisinde “ Halk “ olmadığının milyonlarca örneği var. Sivas ve Dersim olaylarına kadar uzanmaya gerek yok! İşte bu yüzden CHP ile AKP arasındaki tek fark, biri iktidar, diğeri ise kendisine bile muhalif olamazken muhalif olduğunu sanmasıdır. Biri Laik olduğunu sanıyor, diğeri ise Müslüman!

Türkiye yeni göreve Aralık ayında başlaması planlanıyor. Yeni görev, Suriyeli muhalifleri eğitmek ve donatmaktır. Ülkesinde PKK ile mücadele ettiğini ve yıllar boyunca başına bela olduğunu belirten Türkiye, şimdi Suriye’ye yeni bir bela mı yaratmak istiyor? PKK ile Barış Sürecine ara vermesinin diğer nedeni, Suriye için eğiteceği muhalifleri, PKK’ya karşı kullanmak mı? Türkiye, başka ülkelerin muhalifleri eğitip silahla donatmaya hakkı olduğunu düşünüyor ve bunun için çalışmalar yapıyorsa, konudan uzak ülkelerinde Türkiye içerisindeki muhalifleri eğitip silahlandırmaya hakkı var mı? Öyleyse, Türkiye bilerek kendini içsavaşa mı sokuyor? CHP’nin bunları sormaya bile yüreği yok diye, ben sorayım istedim!

Son olarak Erdoğan’ın “ Çiklet alır gibi telefon alıyorlar “ sözüne birkaç bir şey eklemek istiyorum. Bu milleti gösterişi sevdiren, Türkiye buna layık diye saraylar yaptıran, bizim apartmandan büyük gemiye sahip oğlunun gemisi için “ Gemicik “ sözcüğünü kullanan kişinin, telefonları da çiklet olarak görmesi normal diye düşünüyorum. Türkiye’nin layıklığına önem veren kişinin, ABD Başkanı Barack Obama için 2013 yılındaki resmi ziyaretinde verdiği hediyenin değeri bin 200 dolar! Gelen diğer hediyelerin değerlerine bakıldığında, 10 katını geçen hediyeler olduğu görülünce “ Çiklet alsaydık, farkı yokmuş! “

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.