Osmanlı'nın 34. padişahı ve İslam aleminin 99. halifesi cennet mekan Sultan II. Abdulhamit'in, ebediyete intikalinin 95. yıl dönümüne atfen düzenlenen 'II Abdulhamit'ten Günümüze Ortadoğu Politikası' konulu sempozyum İstanbul'da yapıldı.

Gönül insanı Mehmet Tosun beyin gayretleriyle düzenlenen sempozyuma II. Abdulhamit'in torunlarından Şehzade Harun Osmanoğlu başta olmak üzere Kültür eski bakanı İsmail Kahraman, Sağlık eski bakanı Halil Şıvgın, eski Milletveillerinden Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş ile Rasim Cinisli, Fatih Üniversitesi resktörü Prof. Şerif Ali Tekalan, Doğu Türkistan Milli Merkezi yetkilileri ile  Prof. Mehmet İpşirli, Doç. Dr. Erdoğan Keskinkılıç, Yard. Doç. Nevin Yazıcı ve tarihçi yazar Orhan Koloğlu ile İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu gibi şahsiyetlerin de onurlandırdığı sempozyumda konuşmacılar, Abdulhamit'in, devletinin selametini dert edinen büyük bir veli padişah olduğunu, devletin bekası, milletin beraberliği ve huzuru için ömrünü veren Abduhamit'in azimli idaresiyle Osmanlı'yı Türkistan'da yaşanan Rus esareti benzeri süreçten koruduğu dile getirildi.

Sempozyumda konuşmacılar; Hanedan-ı Osmaniyye, Haremiye Şerefeyn ve Payitahtı İstanbul temellerini esas alan bir anlayışla yönetilen cihan devleti Osmanlı'nın ömrünü uzatan II. Abdulhmait'in yetiştirdiği kadroların aynı zamanda modern Türkiye'nin de temellerini oluşturduğu ifade edimiştir. Gerçekten de bugünkü cumhuriyetin kapılarını açan Türk Kurtuluş Savaşı'nda vatan müdafaasını hazırlayan nesil, Sultan II. Abdulhamit'in döneminde yetişen nesildir...

Sempozyumda kounşmacıların ortak değindiği hususlardan biri ve kanaaqti mce en  önemlisi de; vefa borcu olarak hayatta kalan Osmanlı Hanedanı mensuplarına kurulacak bir vakıf aracılığı ile maaş bağlanması teklifi olmuştur...

Devletn ve milletin bütünlüğüne dinamit koymak için çırpınan milletvekillerine maaş veren bu devlet, altı asırdır İslam'ın bekçiliğini yapan Osmanlı hanedanı mensuplarına sembolik olarak birer milletvekili maaşı bağlamak gibi vicadni hem milli bocu ve hatta mecburiyeti vardır...

Bunun için Osmanlı Hanedanı ve Medeniyeti  adı altında bir vakıf kurulabilir. Devletten ve özel kurumlardan alınan bağışlar, yardımlar bu vakıfta toplanır. Bu vakıf, handen mensuplarına maailarını dağıtır. Kalan miktar var ise, Osmanlı'nın medeniyeti ile alakalı her yıl bir kaç etkinlik düzenlenir ve böylece maksat hasıl olur, vafe borcu gecikmeli de olsa ödenmiş olur... Osmanlı'yı sevenleri, ecadtlarına sahip çıkmak isteyen dostları, iş adamlarımızı göreve davet ediyorum...

Gelin geçmişimize sahip çıkalım...
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.