Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş: Bu uzun yıllar sürecek bir mücadeledir

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, 'Hala devletin içerisinde karda yürüyüp izini belli etmeyen çok sayıda FETÖ'cü olabilir. Bu, uzun yıllar sürecek bir mücadeledir." dedi.

15 Temmuz 2017 Cumartesi 15:29
Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş: Bu uzun yıllar sürecek bir mücadeledir






ANKARA (AA) - Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, TRT Haber'de katıldığı canlı yayında, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu, soruları yanıtladı.

15 Temmuz akşamının Türkiye tarihi açısından kara bir gece olduğunu belirten Kurtulmuş, o gecenin en karanlık noktasında bile umudu koruduklarını söyledi.

Kurtulmuş, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde, milletin kararlılığı ve duaları, dünyanın dört bir yanındaki mazlum milletlerin destekleriyle, Türkiye'nin o gün son derece zor bir geceyi büyük bir zaferle sonlandırdığını dile getirdi.

15 Temmuz 2016'nın bir madalyonun iki yüzü gibi olduğuna işaret eden Kurtulmuş, "Bir tarafında Türkiye topraklarında tarihin gördüğü en büyük ihanet hareketinin, devletin ordunun içine sızmış bir eşkıya çetesinin tam bir suç örgütünün bütün imkanlarıyla, tanklarla helikopterlerle, uçaklarla Türkiye'yi tarumar etmeye çalıştığı sadece bir askeri darbe ve yönetimi değiştirmek değil yabancı işgali hazırlamak için düğmeye bastıkları bir ihanet gecesiydi." diye konuştu.

Kurtulmuş, 15 Temmuz'da Gazi Meclisin de bombalandığını hatırlatarak, Türkiye'nin 5 defa darbe geçirmiş bir millet olduğunu ancak daha önceki hiçbir darbede böyle bir şeyin olmadığını söyledi. Darbe girişiminde 250 vatandaşın şehit, 2 binin üzerinde vatandaşın gazi olduğunu ifade eden Kurtulmuş, "Baktığınız zaman muazzam bir ihanet hareketi. Son derece ağır bir ihanet hareketi. Bu millet bu topraklarda tarih boyunca nice ihanetler, kaba hançerlemeler gördü ama böylesi hiç görülmedi. Böyle bir ihaneti asla unutmayacağız ve asla unutturmayacağız." dedi.

"Şehitlerimiz olmasaydı bu yayını yapıyor olmayacaktık"

Madalyonun öbür tarafının bu milletin en büyük kahramanlık destanlarından birisine şahit olunması olduğunu vurgulayan Kurtulmuş, Çanakkale Savaşı, Kurtuluş Savaşı, Sakarya Meydan Muharebesi, Trablusgarp'taki kahramanlık hikayeleri kadar önemli bir hikayenin de 15 Temmuz gecesi gösterildiğini söyledi.

Şehit yakınlarını ziyaret ettiğini, gazilerle görüştüğünü anlatan Kurtulmuş, hiç korkmadan, bir adım ötesini düşünmeden ölümüne giden insanların olduğunu belirtti.

Şehitlere can borcu bulunduğunu dile getiren Kurtulmuş, "Şehitlerimiz olmasaydı biz bugün burada bu yayını yapıyor olmayacaktık. O şehitlerimizin, gazilerimizin kararlılığı olmasaydı, Allah bilir şimdi, sırtına o 'hero' yazan hain var ya, o çete Marmaris'te Sayın Cumhurbaşkanımızı bulsalardı buldukları yerde infaz edeceklerdi. Başbakanımızı, bizleri ülkeyi yönetenleri buldukları yerde infaz edeceklerdi. TRT kim bilir hangi amaçlara hizmet ediyor olacaktı? TBMM olmayacaktı, partilerin hepsi kapatılmış olacaktı. Siyasi liderlerin hepsi tasfiye edilmiş olacaktı. Türkiye, çok ağır bir bedel ödeyecekti." diye konuştu.

FETÖ soruşturması kapsamındaki yargılamalar ve yeni kanun hükmündeki kararnameye ilişkin bir soru üzerine Kurtulmuş, FETÖ'nün bir yılda ortaya çıkan bir örgüt olmadığını, 40 yıl devletin içine gizlendiğini, yargıya, emniyete, askeriyeye, bilim ve sanat dünyasına nüfus ederek ele geçirmeye çalıştığını söyledi.

"Kararlılıkla mücadele ediyoruz"

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, FETÖ'nün bir sivil toplum kuruluşu görüntüsü altında faaliyetlerini yürüttüğünü ancak devleti ele geçirmeye çalışan bir örgüt ve sapkın bir dini grup olduğunu vurguladı.

Bu çetenin, kendisini mesih zanneden, "kainat imamı" adı veren hastalıklı bir yapının ürünü olduğunu belirten Kurtulmuş, "Akıncılar Üssü imamı, askeriyenin imamı, Türkiye'nin imamı, kendisine de kainatın imamı sıfatını veriyor. Hastalıklı bir ruh haline sahip olan başındaki bu çete liderine manevi duygularla bağlı olan bir paranoyak hezeyanlar içerisinde olan gruptan bahsediyoruz. Neresinden bakarsanız bakın büyük bir tehlikedir." dedi.

15 Temmuz'dan sonra FETÖ'ye karşı devletin büyük bir kararlılıkla mücadele ettiğini belirten Kurtulmuş, Milli Güvenlik Kurulunda, paralel devlet yapılanmasının bir terör örgütü olarak benimsendiğini hatırlattı.

Bunun bir iktidar meselesi olmadığının altını çizen Kurtulmuş, kim iktidarda olursa olsun FETÖ'nün PKK ve DEAŞ gibi, bu ülkeye zararlı olan bir terör örgütü gibi kabul ve muamele göreceğini söyledi.

FETÖ ile mücadelenin çok etkin bir şekilde sürdüğünü belirten Kurtulmuş, konuşmasına şöyle devam etti:

"FETÖ'cülerin maskeleri düşmüştür artık, o sadece Türkiye'de değil dünyanın hiçbir yerinde de sivil toplum kuruluşu gibi masumane yüzü asla sergileyemiyorlar. İçeride de suça karışanlara karşı her türlü tedbir alınacak. Bunların beli, büyük oranda kırılmıştır. Şunun da farkındayız, hala devletin içerisinde karda yürüyüp izini belli etmeyen çok sayıda FETÖ'cü olabilir. Bu uzun yıllar sürecek bir mücadele. Devletin içindeki bütün yapıların içerisinden bu sızmış olan unsurlar temizlenecek, yanlışlıklar varsa bunlar düzeltilecek. Yeni KHK'da iadeler de var. OHAL Komisyonu kuruldu. İhraç edilenler ya da hakkında işlem yapılanlar şikayet eder ya da müracaat ederlerse bu komisyon karar verecek. AİHM, OHAL Komisyonu kurulmasından sonra çok sayıda, 16 bin civarında FETÖ'cünün AİHM'e yaptığı başvuruları düşürmüş oldu. Hukuk çerçevesinde çok etkin bir mücadele sürüyor. Henüz tamamıyla devletin içerisinde temizlendiler diyemeyiz ama hem iktidar hem de devlet olarak bu kararlılıkla mücadele ediyoruz."

"Batı'da olsa dünyayı başlarına yıkarlardı"

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, FETÖ sanığının, 'kahraman' anlamına gelen İngilizce 'hero' yazılı tişörtle duruşmaya gelmesine ilişkin, "Bu, algı operasyonunun bir parçası. Bir halk düşmanı, bir halk kahramanı gibi oluşturulmaya çalışılıyor. Dünyaya 'Bakın millet bunu bir kahraman olarak kabul ediyor' demek için bu fotoğrafı veriyor. Aslında bizatihi bu dahi bir suçtur. Burada savcıların harekete geçip, ilgili bir soruşturma başlatması lazım." değerlendirmesinde bulundu.

Aynı ihaneti, Batılı bir ülkede bir terör örgütü mensubu yapsaydı, Amerika'da olduğu gibi turuncu mahkum elbiselerini ya da başka ülkelerde olduğu gibi kapkara tulumların giydirileceğini belirten Kurtulmuş, "Hadi bakalım erkekse üstüne bir tanesi 'hero' yazsın da girsin içeri. Dünyayı başına yıkarlardı." dedi.

"15 Temmuz sonrasında atılan adımlar devrim niteliğinde"

Bir daha benzer bir darbe girişiminin yaşanmaması için neler yapılması gerektiğine yönelik soruya Kurtulmuş, şu yanıtı verdi:

"İlacı belli; sivil-asker ilişkilerinin düzeltilmesi, bu ilişkilerde belirleyici tek unsur olarak milli iradenin ortaya konulması ve ayrıca devletin ele geçirilmesi mümkün olan bir organizasyon olmaktan çıkarılmasıdır. Devleti, liyakat, ehliyet ve vatana sadakat çerçevesinde herkese açarsanız, layık olan, vatana sadık olanlar bu işin içerisinde olursa, A grubu, B grubu devleti ele geçirmeye çalışmaz. Burada mekanizmanın açıklığı ve devletin şeffaflığının sağlanması gerekiyor. Aynı şekilde silahı eline geçirenin borusunun öttüğü, mühür kimdeyse Süleyman'ın o olduğu bir Türkiye artık geride kaldı. Çok şükür 15 Temmuz'un Türkiye'ye sağladığı en önemli katkılardan birisi belki, 15 Temmuz sonrasındaki reform süreçleridir."

Kurtulmuş, "Bu ülkede bütün sorumluluğu üstlenen sivil iradeyse, devletin sivil-asker bütün bürokrasisi de sivil iradenin yani milli iradenin etkisi altında olacaktır." ifadesini kullanarak, bu anlamda 15 Temmuz sonrasında atılan adımların devrim niteliğinde adımlar olduğunu vurguladı.

"Millet 'FETÖ, çeteni topla git. Dünyayı başına yıkarım' dedi"

Siyasi iradeyle, Türk Silahlı Kuvvetleri ve devletin diğer unsurları arasında ciddi bir uyumun söz konusu olduğuna işaret eden Kurtulmuş, bu uyum içerisinde herkesin yerini benimseyerek gereğini yerine getirmesi halinde kısa sürede yeni sistemin oturacağını söyledi.

Milletin, 15 Temmuz'da "Topu tüfeği çıkarsanız da işin sahibi benim, sen kışlana dön. FETÖ, çeteni topla git, dünyayı başına yıkarım." dediğini aktaran Kurtulmuş, bundan sonra hiçbir şekilde böyle bir döneme geri gidilmeyeceğini belirtti.

15 Temmuz akşamında milletin, 12 Eylül'ün, 28 Şubat'ın hesabını sormak için sokağa çıktığını anlatan Kurtulmuş, "15 Temmuz aynı zamanda, 27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül, 28 Şubat'ın defterinin dürüldüğü, hesabının sorulduğu bir gündü. Bu darbeci çetecilerden bu millet geçmişe doğru da bir hesap sordu." dedi.

Muhabir: Duygu Yener, Aynur Ekiz,Barış Kılıç

Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.