PKK'ya resmen silah bırakma çağrısı

Ankara terör örgütü PKK'ya ilk kez resmen silah bırakma çağrısında bulundu. Şimdiye kadar teröriste 'Teslim ol' diyen devlen bu dili terk ederek 'Silah bırak' dedi.

28 Şubat 2015 Cumartesi 13:06
PKK'ya resmen silah bırakma çağrısı






PKK'ya resmen silah bırakma çağrısı

Türkiye ilk kez Bakanlar düzeyinde yapılan bir katılımda terör örgütü PKK'ya silah bırakma çağrısında bulundu. 3 ayrı bakan ve HDP heyeti ortak açıklama yaptı. HDP'li Sırrı Süreyya Önder, Öcalan'ın mesajını okuyarak 'PKK'yı silah bırakmak için olağanüstü kongreye çağırıyoruz' dedi.

TESLİM OL'DAN SİLAH BIRAK'A

HDP İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, çözüm sürecinde gelinen aşamaya ilişkin, Abdullah Öcalan'ın temel belirlemesinin "Bu 30 yıllık çatışma sürecini kalıcı barışa götürürken demokratik bir çözüme ulaşmak temel hedefimizdir. Asgari müştereğin sağlandığı ilkelerde silahlı mücadeleyi bırakma temelinde stratejik ve tarihi kararı vermek için PKK'yı bahar aylarında olağanüstü kongreyi toplamaya davet ediyorum. Bu davet silahlı mücadelenin yerini demokratik siyasetin almasına yönelik tarihi bir niyet beyanıdır" şeklinde olduğunu aktardı.

Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan ve İçişleri Bakanı Efkan Ala, HDP grup başkanvekilleri Pervin Buldan, İdris Baluken, HDP İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder ile Dolmabahçe'deki Başbakanlık Ofis'te bir araya geldi.
ÖNDER DEVLETİN DÖNÜŞÜMÜ ÖNEMLİ
Görüşmenin ardından basın mensuplarına açıklama yapan Önder, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşundan bugüne kadar süregelen demokratikleşme sorunları ve son 30 yılda 40 binden fazla insanın yaşamına mal olan Kürt meselesinin çözümüyle ilgili yürütülen çözüm süreci çalışmalarında tarihi bir karar sürecinin eşiğinde bulunulduğunu söyledi.

Önder, başlangıcından bugüne bu sorunun devletin dönüşümüyle ilişkili olduğunu belirterek, konuşmasında şunları kaydetti:

"Bugüne kadarki egemen devlet zihniyeti bu meseleyi salt iktidarlaşma aracı olarak düşünmüş ve kör şiddetin kurbanı haline getirmekten çekinmemiştir. Dolayısıyla çözümün barış ve evrensel demokrasiyle bağı sağlıklı kurulmadıkça kurmaya çalıştığımız demokratik barışın devlet ve toplum yapısından haktan, adaletten ve eşitlikten yana bir dönüşüm sağlaması düşünülemez. Bu itibarla süreç Cumhuriyet tarihi boyunca varlıkları yadsınan ve dışlanan tüm unsurların özgür ve eşitçe tanınması ve yeni norm sisteminde kendileri olarak yer almalarıyla gelişmek durumundadır. Tarihin bize yüklediği büyük sorumluluk, çözümün de çözümsüzlüğün de salt bizim toplumlarımızla ilgili olmayıp, tüm bölgeyi hatta dünyayı etkileyen bir muhtevası olmasıdır."

- Öcalan'ın belirlemesi

HDP Milletvekili Önder, dolayısıyla bölgenin 100 yıllık dengeleri alt üst olurken küresel ve bölgesel zorbalıkların yol açtığı algısal ve iradesel yaklaşımların evrensel insani değerler ölçüsünce geliştirilerek aşılması gerektiğini vurguladı.

Muhtevası gereği çok hareketli ve dinamik bölgesel koşullar gözönüne alındığında sürece de dinamik bir yaklaşım gerektiğini kaydeden Önder, şöyle konuştu:

"Bütün bu belirlemelerin ışığında zaman zaman aksamalar ve kırılmalarla yürütülen diyalog süreci resmi, ciddi ve sorumlu bir aşamaya gelmiş bulunmaktadır. Süreçte gelinen aşamaya ilişkin Öcalan'ın temel belirlemesi de şudur:  'Bu 30 yıllık çatışma sürecini kalıcı barışa götürürken demokratik bir çözüme ulaşmak temel hedefimizdir. Asgari müştereğin sağlandığı ilkelerde silahlı mücadeleyi bırakma temelinde stratejik ve tarihi kararı vermek için PKK'yı bahar aylarında olağanüstü kongreyi toplamaya davet ediyorum. Bu davet silahlı mücadelenin yerini demokratik siyasetin almasına yönelik tarihi bir niyet beyanıdır'."

- 10 madde

HDP İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, hem gerçek bir demokrasinin hem de büyük barışın temel omurgasını teşkil edecek olgusal başlıkları şöyle sıraladı:

"1. Demokratik siyaset; tanımı ve içeriği,

2. Demokratik çözümün ulusal ve yerel boyutlarının tanımlanması,

3. Özgür vatandaşlığın yasal ve demokratik güvenceleri,

4. Demokratik siyasetin devlet ve toplumla ilişkisi ve bunun kurumsallaşmasına dönük başlıklar,

5. Çözüm sürecinin sosyo-ekonomik boyutları,

6. Çözüm sürecinde demokrasi-güvenlik ilişkisinin kamu düzenini ve özgürlükleri koruyacak şekilde ele alınması,

7. Kadın, kültür ve ekolojik sorunların yasal çözümleri ve güvenceleri,

8. Kimlik kavramı, tanımı ve tanınmasına dönük çoğulcu demokratik anlayışın geliştirilmesi,

9. Demokratik Cumhuriyet, ortak vatan ve milletin demokratik ölçütlerle tanımlanması, çoğulcu demokratik sistem içerisinde yasal ve anayasal güvencelere kavuşturulması,

10. Bütün bu demokratik hamle ve dönüşümleri içselleşleştirmeyi hedefleyen yeni bir anayasa."

Önder, "Tüm bu hususlarda beklenen tarihi gelişmelerin hayata geçebilmesi için tahkim edilmiş bir çatışmasızlığın elzem olduğuna şüphe yoktur. Biz de HDP heyeti olarak, tüm demokratik çevreleri ve barıştan yana olan kesimleri, gelinen bu demokratik müzakere ve çözüm aşamasına güç katmaya davet ediyoruz. Barışa her zamankinden çok daha yakın olduğumuzu bilerek, emek veren ve verecek olan tüm demokrasi güçlerini selamlıyoruz" dedi.

Yalçın Akdoğan ise şöyle konuştu:

Yalçın Akdoğan, görüşmenin ardından yaptığı açıklamada, çözüm sürecinde önemli bir aşamaya geldiklerini belirterek, HDP heyetinin dün İmralı'ya giderek, bir görüşme gerçekleştirdiğini aktardı.

Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun başkanlığında Çözüm Süreci Kurulu'nda, gelinen aşamayı tüm boyutlarıyla kapsamlı olarak ele aldıklarını ifade eden Akdoğan, "Silahların bırakılmasına yönelik çalışmaların hız kazanması, tam anlamıyla bir eylemsizliğin hayata geçmesi ve demokratik siyasetin bir yöntem olarak öne çıkartılması konusundaki açıklamayı önemli görüyoruz" diye konuştu.

AK Parti iktidarı olarak 12 yıldır, "Akan kan dursun, analar ağlamasın" diyerek, sessiz devrim niteliğinde adımlar attıklarını vurgulayan Akdoğan, her türlü sorunun çözüm yeri olarak siyaset kurumunu gördüklerini söyledi.

Akdoğan, demokrasinin, sorunları konuşabilecek, tartışabilecek, çözüm yoluna koyabilecek imkan ve kabiliyete ulaştığına dikkati çekerek, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Demokrasimizin daha ileri noktalara ulaşması için bütün toplum kesimlerinin, siyasi partilerin, sivil toplum kuruluşlarının el birliğiyle gayret göstermesi gerektiği de açıktır. Silahların devre dışı kalması, demokratik gelişime hız katacaktır. Bir kısım konu başlıkları uzun yıllardır konuşuluyor, tartışılıyor. Bundan sonra da özgüven içinde, tartışmaktan, konuşmaktan geri durmamamız gerekiyor. Aslında gök kubbenin altında konuşulmadık bir şey kalmadı. Demokrasilerde halkın desteğini alan düşünceler, görüşler, politikalar değer kazanır. Biz de milletimizin hayır duası ve desteğiyle süreci nihai sonuca ulaştırmakta kararlıyız. Yeni anayasayı birçok köklü ve kronik sorunun çözümünde önemli bir fırsat olarak görüyoruz.

Sayın Cumhurbaşkanımızın dediği gibi, uygulama önem taşımaktadır. Sürecin ete kemiğe bürünmesi, somut gelişmelerin yaşanması önemlidir. Bu çerçevede iyi niyetli, samimi, kararlı bir şekilde sürece sahip çıkılması, tüm kesimlerin katkıda bulunmak için taşın altına elini koyması, zorlukları kolaylaştıracaktır. Sorunlara demokratik çözümler bulmak, bölen ve ayrıştıran değil, birleştiren ve güçlendiren bir etki yapmaktadır. Temel hak ve özgürlükleri daha da geliştirmek, hakça ve kardeşçe bir ortam hazırlamak ancak bütünlüğe katkı sağlar. Vatandaşlarımızın aidiyet duygusunu daha da geliştirir."

AKDOĞAN 'HERŞEY TÜRKİYE İÇİN

Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, temel sorunlarını geride bırakan Türkiye'nin, bölgesel ve küresel bir güç haline geleceğini belirterek, çözüm sürecinin zor, meşakkatli, "akşamdan sabaha" bitmeyecek bir süreç olduğunu bildiklerini anlattı.

Akdoğan, "Ancak samimiyet, cesaret ve kararlılıkla sonuca ulaşacağımıza da inanıyoruz. Her zaman söylediğimiz gibi 'Biz birlikte Türkiyeyiz' ve 'Her şey Türkiye için" şeklinde konuştu.
Son Güncelleme: 28.02.2015 13:11
Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.