'Turizm politikalarımızı gözden geçireceğiz'

Kültür ve Turizm Bakanı Kurtulmuş, "Turizm Şurası ile birlikte yeni stratejik hedefler koyacağız, turizm politikalarımızı gözden geçireceğiz." dedi.

02 Kasım 2017 Perşembe 13:28
'Turizm politikalarımızı gözden geçireceğiz'






ANKARA (AA) - Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuş, "Turizm Şurası ile birlikte yeni stratejik hedefler koyacağız, turizm politikalarımızı gözden geçireceğiz." dedi.

Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuş, Anadolu Ajansı (AA) Editör Masası'nda, editör ve muhabirlerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı, son dönemdeki gelişmeleri değerlendirdi.

Farklı turizm pazarları noktasında Endonezya ile yaşanan gelişmeleri aktaran Kurtulmuş, dünyanın en etkili haber ajanslarından biri olma hedefi doğrultusunda, Endonezce Haber Servisi ve Pasifik Merkez Ofisi'ni açan AA'yı da kutladı.

Bakan Kurtulmuş, "İnşallah gideriz orada AA'yı ziyaret ederiz. Endonezya ile ilişkileri biraz daha sıkılaştırmamız lazım. Aynı şekilde Malezya ile tabii." diye konuştu.

Başbakan Binali Yıldırım'ın bu ay içinde ABD'ye yapacağı ziyaret hatırlatılarak, "İki ülke arasındaki en önemli gündem maddeleri vize krizi ve FETÖ elebaşı Gülen'in iadesi. Bu başlıklarda ilerleme kaydedildi mi?" sorusu üzerine Kurtulmuş, 15 Temmuz'un hemen arkasından Türkiye'nin çok ciddi şekilde hazırladığı iade dosyalarını ABD'ye teslim ettiğini belirtti.

"Bir ülkenin varlığını, o ülkedeki anayasal düzene, o ülkedeki demokrasiye ihanet etmiş bir çetenin elebaşı sizin müttefikiniz olduğunu bildiğiniz bir ülkenin şehrinde oturuyor. Bırakın saklanmayı açıktan faaliyetlerini sürdürüyor. Bu kabul edilebilir bir durum değil." değerlendirmesini yapan Kurtulmuş, ABD'li mevkidaşlarından hep empati yapmalarını istediklerini aktardı.



"ABD hükümetine karşı saldırıda bulunan bir çete elebaşısı gelip Ankara'da otursa ne hissedersiniz?" sorusunu sorduklarını belirten Kurtulmuş, şöyle devam etti:

"İşin bir hukuki süreci olduğunu biliyoruz ama bu hukuki süreç içerisinde en azından iade süreci sonlandırılana kadar bu adamın faaliyetlerinin durdurulması için Amerikan hukukunun müsait olduğunu biliyoruz, bu adamı engelleyin. Ama bakın adam hala yayınlar yapıyor, kendi network'ünü ayakta tutmaya çalışıyor. Bu kabul edilebilir bir durum değil. En son Adalet Bakanı açıklama yaptı. Sayın Başbakan FETÖ'nün iadesiyle ilgili talebi tekrarlayabilir. Bunu takip ediyoruz, Sayın Cumhurbaşkanımız, ABD başkanıyla bütün yaptığı görüşmelerde bu konuyu gündeme getirdi. Şimdi Türkiye'nin burada çok hassas olduğu, bunun hayati bir mesele olarak gördüğü ayan beyan açıktır. Dolayısıyla Sayın Başbakanımız da bu ziyaretinde başbakan seviyesinde FETÖ'nün iadesiyle ilgili talepleri tekrarlayacaktır. Bu bizim için önemli. ABD Türkiye ilişkilerinin sıhhatli bir şeklide devam etmesi bakımından çok önemli bir nokta. Amerikalıların bunu anlamış olduğunu ümit ediyoruz. Aksi, zaten terörist elebaşının korunup, kollanması anlamına gelir ki bu telafisi olmayan mana taşır."

ABD ile yaşanan vize krizi
ABD ile Türkiye arasında yaşanan vize krizine de değinen Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuş, "Bir kızgınlık, Türkiye'ye karşı bir yaptırım vesaire bunları yapmak istiyor olabilirsiniz, bunu anlarım ama bu yapacağınız işi bile rasyonel yapmanız gerekir." ifadesini kullandı.

Kurtulmuş, şöyle konuştu:

"Amerika'nın İstanbul konsolosluğunda çalışan ve hiçbir diplomatik dokunulmazlığı olmayan bir kişinin FETÖ'yle ilişkisinin ortaya çıkmasının verdiği mahcubiyet hadi biraz daha ağırını söyleyeyim bir telaşla bu kararı aldıysa iyi tamam telaşınızı gördük, mahcubiyetinizi de anladık, bu adımı geri almanız lazım. Ben Amerikalıların kendi çıkarları açasından rasyonel düşüneceklerini tahmin ediyorum. Bu vize meselesinin de bu temaslar sonucu hallolacağını ümit ediyorum. Zaten hatırlayın ilk anda bu kararı Ankara Büyükelçisi almıştır gibi bir durum ortaya çıkmıştı sonra baktılar ki bu hiç kimsenin izah edemeyeceği bir şey arkasından 'merkezden gelen kararla alınmış bir şey' dediler. Sonra bunun doğru olmadığına ilişkin farklı mesajlar ortaya konuldu. Ben bu geziyle vize meselesinin çözümüne ilişkin adımlar atılacağını ümit ediyorum."

Vize meselesinin geçici ve anlamsız olduğuna işaret eden Numan Kurtulmuş ancak FETÖ'nün ABD'de yaşamasının Türkiye için çok önemli bir konu olduğunu yineledi.

Ziyarette her iki konunun da gündeme geleceğini anlatan Kurtulmuş, "Vize meselesinin çözümünün biraz daha kolay olduğunu düşünüyorum. Öteki ise aslında aramızdaki ilişkilerin Amerikan hukuku çerçevesinde de davranarak iade etmeleri lazım. Bu konunun bizim için ne kadar hassas olduğu bir kere daha bu görüşmelerde gündeme gelecektir." diye konuştu.



"ABD tarafı iade için neyi bekliyor?"
ABD tarafının iade için neyi beklediğine yönelik bir soruyu yanıtlarken de bu süre içerisinde FETÖ elebaşının ABD hukukunda yer alan "ev hapsi, gözetim" gibi tedbirlere maruz bırakılabileceğini anımsatarak, değerlendirmelerini şöyle sürdürdü:

"Birçok irtibat noktası, Adil Öksüz, Kemal Batmaz gibi vesaire adamlar bunlarla ilgili, bu adamlar herhalde turistik seyahate gitmedi Amerika'ya. Biraz daha gidilse onların oradaki görüşmelerinin belki görüntüleri dahi ortaya çıkacak. Dolayısıyla bu kadar ortada olan bir meselede Amerikalıların bu işi sürüncemede bırakması Türkiye ile olan ilişkilerde çok ciddi bir problemi kalıcı hale getiriyor. Ben bu görüşmelerde inşallah adım atacaklarını tahmin ediyorum."

ABD'deki terör saldırısı
Bakan Kurtulmuş, ABD'nin New York eyaletinde yaşanan 8 kişinin hayatını kaybettiği ve ABD'yi yeni önlemler almaya yönelten terör saldırısına ilişkin bir soru üzerine, şunları söyledi:

"Terör uluslararasılaşmıştır, hedefleri ve kaynakları bakımından. Hedefleri bakımından Amerika'da da bir terör saldırısı olabiliyor. Birkaç gün evvelinde Somali'de de terör saldırısı oldu. Hiçbir yer güvenli değil. Dünyanın en güvenli, en rahat şehri neresi diyorsanız, orası da terörün muhatabıdır. Terör hedefleri bakımından artık hiçbir yer ayırt etmiyor. Hiçbir yerin kendisini güvenli hissetmemesi gerekir. Bu önemli bir gelişmedir. Daha önce öyle değildi. Terör lokaldi, Afganistan, Pakistan, bazı Ortadoğu ve bazı Latin Amerika ülkelerindeydi. Yani şu ırktan şu milletten yok. Her ırktan her bölgeden terörist var."

"Somali'de bombalar patlıyor, kimsenin kılı kıpırdamıyor"
Bakan Kurtulmuş, herkesin teröre karşı işbirliği yapalım dediğini ancak işbirliğine gelince terörü tasnif etmeye başladığını belirterek, şöyle devam etti:

"(Bize zarar vermeyen teröristler, zarar veren teröristler, hatta bizim kullanabileceğimiz teröristler) diye tasnif yapıyor. Hatta terör bölgelerini tasnif ediyor. 'Şu bölgede terör çıkarsa bu bizi ilgilendirmez' diyor. Somali'de bombalar patlıyor, yüzlerce insan ölüyor, kimsenin kılı kıpırdamıyor. Çünkü orası Somali. Ayrıca daha vahimi maalesef örgütler üzerinden bazı güçler vekalet savaşları veriyor. Ekmek, su bulamayan Somali'deki insanları nerden oluyor da yüz binlerce dolarlık ölüm silahlarını alıyorlar. Tonlarca bomba. Böyle baktığımız zaman esas vahim taraf, sorun terör grupları ya da bireysel teröristlerden ziyade terörün bu anlamda desteklenmesini sağlayan anlayıştır. Terörün desteklenmesini sağlayan anlayış bitirilmediği takdirde, burada samimi bir uluslararası diyalog oluşturulmadığı takdirde terörü önlemek son derece zordur. Herkes lamı cimi olmadan vekalet savaşlarından elini çekecek. Hiçbir teröristten hiçbir ülkeye fayda gelmez."

Kurtulmuş, Avrupa'nın birçok ülkesinden maalesef PKK'nın açıktan faaliyette bulunduğunu, siyasi bürolar kurduğunu gördüklerini bildirdi.

"Çok sayıda insanın kanı elinde olan bir örgüt nasıl olur da siyasi parti gibi Avrupa'da karşılık bulabilir." diyen Kurtulmuş, teröre karşı herkesin samimi davranması gerektiğini vurguladı.

"Yolunu kaybetmiş bir siyasetçinin söyleyeceği bir şey"
"CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik ağır ithamlarda bulundu. CHP yöneticilerinden gelen son dönemdeki bu açıklamaların amacı nedir, neyi hedefliyorlar? sorusuna karşılık Kurtulmuş, bunların hiçbir amacının olmadığını, bir çaresizliğin sonucu olduğunu aktardı.

Kurtulmuş, "Son derece seviyesiz, terbiyesiz, siyasi etikle bağdaşmayan ifadeler." dedi.

Partilerin, görüşlerinin farklı olabileceğine ama siyasetin bir nezaket içinde yürütülmesi gerektiğine dikkati çeken Kurtulmuş, şu görüşlere yer verdi:

"Sayın Cumhurbaşkanımız, nihayetinde 80 milyonu temsil eden bir kişi. Onun şahsından öte şahsı manevisinin de önemli olduğunu düşünüyorum. Burada doğrudan doğruya Cumhurbaşkanına hakaret içeren bu sözler kabul edilemez. Bu doğru değildir. Siyaset yapacaksanız doğru bir şekilde siyaset yapın. Faşist, diktatör vesaire demenin de zemini yok. Halk tarafından seçilmiş birisi... Türkiye'de herkesin siyaset yapma zemini açık. Diğer ülkelerle kıyasladığınız zaman en aşırı uçların bile rahatlıkla görüşünü ifade ettiği bir ülke. Sayın Tezcan'ın bu kadar terbiyesizce bir sözü bile bu kadar açıkça meydanlarda söyleyebileceği bir ülke. Dolayısıyla burada herhangi bir diktatörlükten bahsetmek aklını peynir ekmekle yemek gibi bir şeydir. Kabul edilemez, çirkindir, yanlıştır. CHP'ye de, millete de, Türkiye'ye de faydası yok. Şaşkınlıkla ya da yolunu kaybetmiş bir siyasetçinin söyleyeceği bir şeydir bu. Söylersiniz, eleştirirsiniz, icraatlarını eleştirirsiniz... Eyvallah. Buna hiç birimizin bir şey demeye hakkı olmaz."

"Sokak üslubu"
Kültür ve Turizm Bakanı Kurtulmuş, karanlık odakların Türkiye düşmanlığına ilişkin ise şunları kaydetti:

"Zaten dünyada karanlık bir odak Türkiye'yi izole etmeye çalışıyor. Esas üzerinde durulması gereken noktanın burası olduğunu düşünüyorum. Türkiye'yi ne ile suçluyor? Diktatörlükle, üçüncü dünya ülkesi olmakla suçluyor. Türkiye'yi her alanda köşeye sıkıştırarak o içinde gizledikleri İslam karşıtlığının dışa vurumu da Türkiye düşmanlığı olarak. Bunun çok somut hali de Erdoğan düşmanlığı olarak ortaya çıkıyor. Zaten, belki onlarca farklı merkezde üretilmiş bir İslam, Türkiye karşıtlığı var. Türkiye'nin içerisinden birilerinin de 'Biz muhalefet yapacağız' diye bu karanlık odakların işine alet olması kabul edilebilir bir şey değildir. Bunu referandum öncesinde ve sonrasına söylediler. Referandumda 'evet' oyu çıktı. 'Hayır' oyları çıksa aynı şeyi söyleyecekler miydi? 'Hayır' oyu çıkabilirdi. Millet oy verdi, kimse zorla oy vermedi ki. Bütün demokratik süreçleri tıkır tıkır işleyen bir ülkeyiz? Sokak üslubu ile diktatör, faşist vesaire dersen bunun dinlenebilir tarafı yok. Türkiye düşmanı çevrelerin ekmeğine yağ sürüyorlar."

'Türkiye bu oyunu bozmaya gayret ediyor'
"Darbe girişiminden sonra Türkiye'den kaçan terör örgütü mensupları ile CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan'ın sözlerinin örtüşmesi"ne ilişkin bir soruya Kurtulmuş, "Hazin olan taraf burası. Onların söylemleri, PKK'nın söylemleri, hatta DEAŞ'ın söylemleri... Bakıyorsunuz, CHP ile benzer şeyler söylüyor. Aynı aksta, sanki onlarla beraber siyaset yapıyorlar gibi bir algı ortaya çıkıyor." yanıtını verdi.

Büyük resme bakılması gerektiğine işaret eden Kurtulmuş, "Bölgede büyük bir oyun oynanıyor, bir asır önceki dizayn yeniden yapılmaya çalışılıyor, bölge daha parçalı, bölük pörçük hale getirilmeye çalışılıyor. Bu oyunu bozacak tek ülke Türkiye, hem gücü hem şu andaki siyasi istikameti itibarıyla Türkiye, bu oyunu bozmaya gayret ediyor." ifadesini kullandı.

"Kim tahmin edebilirdi ki 7-8 ay evvel, Türkiye, merkezi Irak hükümeti ve İran ile birlikte Irak'ın kuzeyinde suni bir oluşumun ortaya çıkmasına mani olabilecek siyaset geliştirecek? Türkiye'nin böyle bir gücü var. Çok şükür de sonuç alındı." diyen Kurtulmuş, birilerinin bundan rahatsızlık duyduğuna dikkati çekti.

"Şurayla birlikte yeni stratejik hedefler koyacağız"
3. Turizm Şurası'nın 15 yıllık bir sürenin ardından başladığı anımsatılarak, bir açılım kararı çıkıp çıkmayacağına ilişkin bir soru üzerine Kurtulmuş, şuranın ilkinin 1998, ikincisinin de 2002 yılında yapıldığını belirtti.

Kurtulmuş, Turizm Şurası'nı turizmde üçüncü evrenin başlangıcı olarak gördüklerini ifade ederek, ilkinin 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın turizmde başlattığı hamle olduğunu, özellikle altyapı bakımından eksikliklerin bulunduğu bir döneme rağmen turizmde ciddi bir atılım yapıldığını kaydetti.

İkinci hamlenin de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Başbakanlığı döneminde yapıldığını anımsatan Kurtulmuş, Türkiye'nin bu süre içerisinde turizm sektörünün ihtiyaç duyduğu ne varsa hemen hepsini gerçekleştirdiğini bildirdi.

Kurtulmuş, şöyle konuştu:

"Şimdi altyapı da tamamlandı. Biz diyoruz ki bu üçüncü hamle dönemi. Yeni bir evreye giriyoruz. Oldukça yüksek bir birikim, tecrübe elde edilmiş oldu turizm sektöründe. Geçtiğimiz bir buçuk yıllık, iki yıllık süre içerisinde yaşanan şoklara da son derece dayanıklı olduğu, sektörün, ortaya çıkmış oldu. Şimdi önümüze bu şurayla birlikte yeni stratejik hedefler koyacağız. Turizm politikalarımızı gözden geçireceğiz. 2023 hedefimiz umarım ki bu toplantılardan sonra 2023'te 50 milyon turist, 50 milyar dolar turizm geliri hedefimizin belki daha yukarısında bir hedefi ortaya koyacağız."

"Türkiye 10 yıl içerisinde il üçe girebilecek bir performansı ortaya koyabilir"
"Büyük bir pastadan bahsediyoruz. 'Turizm' dediğimiz pasta." diyen Kurtulmuş sözlerini şöyle sürdürdü:

"Doğrudan turizmin dünya ekonomisindeki payı 2.3 trilyon dolar. Yan etkileriyle, yani turizme bağlı sektörlerdeki etkilerini topladığınız an 7,6 trilyon dolar. Muazzam bir pay, muazzam bir pasta. Dünya ekonomisi yılda yüzde 2,5 büyüyor, turizm sektörü yüzde 3,1 büyüyor. Önümüzdeki 10 yıl, bugünkü veriler göz önünde bulundurulursa, turizm sektörü 3,9 büyüyecek. Dünyadaki gayri safi milli hasıla içindeki payı yüzde 10'lardan 11,4'e çıkacak. Türkiye'nin bu büyüyen, gelişen, muazzam pastadan pay alması en mümkün olan ülkelerden birisi. Şu anda dünya altıncısıyız ama bu bize yetmez. Türkiye 10 yıl içerisinde ilk üçe girebilecek bir performansı ortaya koyabilir. Bütün bunları yaparken de en büyük zenginliğimizin Türkiye'nin, bizatihi Anadolu'nun kendisi olduğunu düşünüyoruz. Dünyada böyle zengin bir ülke yok."

Kurtulmuş, turizmi stratejik bir sektör haline getireceklerine işaret ederek, şu bilgileri verdi:

"3 ana strateji öngörüyoruz. Bunlardan bir tanesi yeni pazarlara açılmak. Çin, Hindistan, Güney Kore, Japonya, Endonezya, Malezya gibi uzak doğu Asya ülkelerine açılmak. Aşağı yukarı bunları topladığımız zaman dünya nüfusunun yarısı. Buralarda, Hindistan'da 350 milyon yeni sınıf var. Muazzam bir güç. Yeni zenginleşmiş, her türlü alım potansiyeli olan... Çin'de 300 milyonu aşkın bir orta sınıftan bahsediliyor. Dolayısıyla bütün bu ülkelerle ilişkilerimizi arttıracağız. O kapıları tıklayacağız, o kapıları açacağız. Öyle 10 binlerle falan değil, milyonlarla ifade edilen turisti inşallah Türkiye'ye getirme imkanımız olacak."

"Çin'de 2018 yılı Türkiye yılı olacak"
"Çin bambaşka bir dünya. Çin'de 2018 yılı Türkiye yılı olacak. 50 etkinlik planladık Çinli yetkililerle. Ben hem Kültür Bakanı ile hem Turizm Bakanı ile ayrı ayrı görüşmeler yaptım." diyen Kurtulmuş, şu ifadeleri kullandı:

"Onların da teklif edeceği yeni etkinliklerle Türk kültürünün tanıtılması için gayret sarf edeceğiz. Ben ümitliyim. Bir de tabii bahsettiğimiz ülkeler 10 binlerle ya da yüzbinlerle değil milyonlarla turist potansiyeli olan ülkeler. Çin'de Kültür Bakanıyla konuşurken dedik ki, '200 bin Çinli'yi önümüzdeki yıl bekliyoruz', 'Olmaz 2 milyon Çinli'nin gelmesi lazım. Bizde büyük bir potansiyel var' dedi. Bu yakınlaşmanın sağlanması önemli."

'İstanbul'a değer katacak olan bir proje'
Atatürk Kültür Merkezi Yenileme Projesine ilişkin Kurtulmuş, şunları söyledi:

"Çok güzel, tarihi bir proje, İstanbul'a değer katacak olan bir proje. Türkiye'nin iftiharla dünya ölçeğinde rekabet edebileceği bir proje olacak. Projenin en önemli özelliklerinden birisi mimarından, mühendisinden, çalışanından en detayındaki malzemesine kadar hepsinin yerli olmasıdır. Tamamen yerli bir proje olacak, bir övünç vesilesi olacak."

Bakan Kurtulmuş, "Şu anda destek verdiğimiz destinasyonların dışındaki bazı destinasyonlara da destek vereceğiz. Bazı yeni turist çekme ihtimalimiz olan yerlerden de yüzde 20 artırım yaparak, oraya da ilave bir destek vermiş olacağız. Biz bakanlık olarak çalışmayı son şekline getirdik. Bunun için Bakanlar Kurulu kararı çıkması lazım. Kasım ayı başında bu Bakanlar Kurulu kararını alarak özellikle tur operatörleri ve yurt dışındaki turist getiren kaynakların erken rezervasyonları yapabilmesi için imkan sağlayacağız. Bu sürecek. Bu yıl içerisinde bunu artırarak, çeşitlendirerek, 12 aya yayarak ve farklı bölgeleri de kapsayarak bu destekleri sürdüreceğiz." ifadesini kullandı.

"FETÖ olumsuz Türkiye algısını besleyecek her türlü çalışmayı yapıyor"
Kurtulmuş, FETÖ'nün Türkiye'de yapılacak bazı uluslararası kongreleri engelleme girişimlerine ilişkin bir soru üzerine, terör örgütünün hala yurt dışına, ülke dışına kaçanların da desteği ile oldukça güçlü bir ağa sahip olduğunun bilinmesi gerektiğini söyledi.

Sadece kendi ağlarının güçlü olmadığını, siyasi ve etkin gruplardan da destek aldıklarını bildiklerini ifade eden Kurtulmuş, şöyle konuştu:

"Oluşturulmaya çalışılan olumsuz Türkiye algısını besleyecek her türlü çalışmayı yapıyorlar. Konferanslar, paneller yapıyorlar. Buna karşı gazetelerde yazılar yazıyorlar, yazdırıyorlar. Belli üniversitelerde çalışmalar yapıyorlar. Buna karşı da Türkiye de elinden geleni yapmaya gayret ediyor. Kamu diplomasinin çeşitli unsurlarını kullanarak toplantılar yapılıyor. Bizlerin de katıldığı toplantılar oluyor. Ama sonuçta şunu da söylemek lazım. Biz bir kere bir yere gidip bir şeyi bir kere anlatıyoruz ama FETÖ'cü gidiyor oraya on kere farklı farklı gruplar halinde anlatıyor. Çok etkin bir Türkiye karşıtı kampanyayı yürütüyorlar. Bu anlamda da yaptıkları işlerden birisinin de özellikle darbe teşebbüsünden sonraki dönemde bunu çok yaptılar. Birçok uluslararası etkinliğin Türkiye'de yapılmaması için ilgili muhataplarına, onlar üzerinde tabiri caizse baskı yaparak onların fikirlerini yönlendirerek Türkiye'de bu toplantıların tehir edilmesini, yapılmamasını sağlamaya gayret ettiler. Buna karşılık biz de mücadele ettik. Çok şükür bu alanda önemli mesafeler aldığımızı görüyoruz. Çok sayıda uluslararası kongre, çok önemli toplantılar artık Türkiye'de yapılıyor. Özellikle darbeden sonraki süreçte böyle bir faaliyetleri oldu, halen devam ediyor. Biz de bunun karşılığında gerekli adımlarımızı atıyoruz."

'Yurt dışına kaçırılan eserlerimizi takip ediyoruz'
"Şu anda biz hafiye gibi yurt dışına kaçırılan eserlerimizi takip ediyoruz." diyen kurtulmuş, "Devam etmekte olan 56 dosya var. Bunların, her an takip edilip, son noktaya gelmesini mümkün görüyoruz. Tabii burada karşı taraftaki muhatap ülkenin de iş birliğine hazır olması lazım." diye konuştu.

Numan Kurtulmuş, "Tam manası ile kitap vadisi olacak, Rami Kışlası. Türkiye bakımından, kültür açısından dönüş projesi olacak ve inşallah onu da çok uzatmadan birkaç yıl içerisinde bitirmeyi ümit ediyoruz." dedi.

Son Güncelleme: 10.02.2020 17:22
Anahtar Kelimeler:
Politika
Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.