Bu sütunu takip edenler, 4 Temmuz 2003 tarihinde askerlerimizin başına geçirilen çuvalın bu fakirin zavallı ruhunda nasıl onulmaz yaralar açtığını bilirler. Her insanın derinden etkilendiği, bir türlü unutamadığı, zihnine kök budak salan o baldıran zehirini bir türlü kusamadığı olaylar vardır; bu olay da bu fakir için böyle bir şey işte.

    Unutamıyorum...

    Bir Türk olarak, bir vatansever olarak, bir Müslüman olarak bu olayı unutamıyorum ve sanırım Rabbim ömür verdikçe de unutamayacağım.

    Her şey, her şey zihnimde öylesine taze ki...

    Unutamıyorum...

*** *** *** ***

    O kahrolası 4 Temmuz 2003 tarihinde, Süleymaniye'deki askerlerimizin başına çuval geçiren kahpe mi kahpe amerikan askerlerinin komutanı olacak herif, hani şu Davit Petreaus diye bilinen namert, bugünlerde yine Ankara'da ve bu nasıl bir aymazlıksa yine en üst düzeyde kabul görüp gizli görüşmeler yapıyor. Bu seferki ünvanı CIA Başkanı.

    Muhtemelen bizi Suriye'nin üzerine ve sonra da İran'ın üzerine nasıl sürerizin hesapları içinde.

    Bu kahrolası İblis, Müslüman Türk askerini Müslüman Suriye askerinin üzerine sürme planlarının ayrıntılarını görüşmek üzere Başkentimde ve Başbakanımla görüşüyor.

    Bu nasıl bir zulümdür ya Rab?

    Bu nasıl zulümdür!

    Ben bunları hak edecek ne yaptım?!.

*** *** *** ***

    Bir Türk(!) bürokratın şu sözlerine bakar mısınız:

    "Sizin askerlerinizin morali çok bozuk. Sıkıntılı oldukları görülüyor. Onları gruplar halinde Türkiye'ye, Antalya'ya, Bodrum'a götürelim. Rıs kızları da var, moralleri düzelir."

    "Rus kızları da var!"

    Bürokrat olacak bu hain, görevli olarak gittiği Irak'ta, bu sözleri, bu amerikalı generale söylüyor.

    Tanrım, hain mi hain bu bürokrat, Irak'ta onbinlerce Müslüman kadının ırzına geçen, 1.5 milyon Müslümanı katleden bu alçakların generaline söylüyor bu sözleri!

    Bu zalim bürokrat, amerikalı askerleri ülkemize davet ediyor ve zımnen de olsa ülkemizin kerha...

    Bitiremiyorun, cümlemi bitiremiyorum; parmaklarım varmıyor klavyeye...

    Bu ayrıntıdan bugüne dek haberim yoktu; 15 Mart 2012 tarihli Aydınlık'ta, İsmet Özçelik'ten okuyunca öğrendim.

    Tanrım, bu kâbus daha ne kadar sürecek?!.

    Tekrar ediyorum; bunları hak etmek için ne yaptım ben!


*** *** *** ***

    Kuran'ı şöyle bir okuyanların dahi hemen tespit edebileceği bir gerçek vardır:

    Allah kullarına asla zulmetmez.

    Allah kullarına zulmetmez; kullar kendi kendilerine zulmederler.

    Her türlü zulüm, kulların kendi ellerinin ürünüdür.

    Sanırım biz de vatanseverliği bir kenara fırlatıp attığımız için muhatap oluyoruz bu zulümlere!

    İstiklâl Savaşı yıllarında bunların yedi göbek sülaleleri çullanmıştı üzerimize ama o yılların vatanseverleri ölüm dahil her türlü karşılığı göze alarak kovmuştu bunları bu topraklardan.

    Bugünlerde ise Devletin en üst yetkilileri tarafından kabul edilip şereflendiriliyorlar.

    Bakın; benim kâbusum haline gelen bu çuval geçirme meselesinde kimin suçlu olduğunu Rabbim nasıl tespit ediyor:

    "Gerçek şu ki, Allah, bir toplumun maruz kaldığı şeyleri, onlar, iç dünyalarındakileri değiştirmedikçe, değiştirmez." (Ra'd, 11)

    Müslümanlar, milliyetçiler, komünistler, ateistler, Hristiyanlar, Yahudiler, her kimseniz...

    Ey Türk vatandaşları!

    Türk'e yapılan bu zulme daha ne kadar kayıtsız kalacaksınız?!.

    Yetmedi mi artık!

    "Rus kızları da var." diye şerefsizleşenlere daha ne kadar tahammül edeceksiniz?!.

    Ra'd 11 mucizesini daha ne kadar görmezden geleceksiniz?!.

    Yetmedi mi artık!
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.