Evde hayvan beslemek kalp ve damar hastalığı riskini düşürüyor

Klinik bulgular kanıtladı; evcil hayvan beslemek kalp ve damar hastalıkları riskini düşürüyor…

29 Haziran 2015 Pazartesi 10:28
Evde hayvan beslemek kalp ve damar hastalığı riskini düşürüyor






Klinik bulgular kanıtladı; evcil hayvan beslemek kalp ve damar hastalıkları riskini düşürüyor…

Son 30 yılda yapılan araştırmalar özellikle kalp ve damar hastalığı için riskli kişilerin evcil hayvan sahibi olmaya özendirilmesinin yepyeni bir koruyucu hekimlik stratejisi olabileceğini düşündürüyor. Evinde hayvan besleyen bireylerde stres azalıyor, tansiyon düşük seyrediyor ve kalp-damar sağlığı bulgularında olumlu yönde düzelme oluyor.

Bayındır İçerenköy Hastanesi Kalp ve Damar Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Osman Akdemir, evcil hayvan sahibi olmanın kalp ve damar hastalıkları riski bulunan bireylerde hastalığa yakalanma oranlarını azalttığını, hasta bireylerde ise olumlu yönde etkiler yarattığını belirtiyor. Özellikle kalp ve damar hastalıkları riski olan bireyleri evcil hayvan sahibi olmaya özendirmenin koruyucu hekimlik çerçevesinde ele alınması gerektiğini de belirtiyor.

Akdemir evcil hayvanların olumlu etkilerine dair bulguları şöyle sıralıyor; “Evcil hayvanların bireyler üzerindeki etkilerinin test edilmesi 1980’li yıllara dayanıyor. İlk olarak, 1983 yılında bilim adamı Friedmann ve arkadaşları çocukların kitap okurken ya da istirahat ederlerken ölçülen tansiyonlarının yanlarında bir köpek bulunduğu durumda daha düşük olduğunu bildirdi. 1985 yılında bu kez Grossberg ve Alf Üniversitesi, öğrencilerin bir köpeği okşarlarken ölçülen tansiyonlarının sohbet ettikleri ya da kitap okudukları duruma göre daha düşük olduğunu gösterdi. 1988’de Vormbrock ve Grossberg, öğrencilerin köpekle olan iletişimlerinde bilhassa onu okşarken kan basınçlarının düştüğünü buldular.

1990’lı yıllarda yapılan çalışmalar 2-6 yaşlarındaki çocukların doktor muayenesi esnasında ortamda bir köpek bulunduğunda daha az strese girdiklerini kanıtladı. 1999’da bu kez erişkinler üzerinde yapılan bir araştırma bir hayvanla göz teması yapmanın beklenen stres tepkisini hafiflettiğini ortaya koydu. 2001’de Hanever ve arkadaşları 7-10 yaşlarındaki çocuklara yapılan diş tedavilerinin öncesinde bekleme odasında bir köpek bulunmasının stresi azalttığını gösterdiler. Motooka ve arkadaşları 2006 yılında yayınladıkları makalede sağlıklı yaşlı bireylerin yalnız yürümekle kıyaslandığında bir köpekle 30 dakika yürüdüklerinde kalp hızlarında daha olumlu değişimler gösterdiklerini kaydettiler. 2007 yılında yapılan bir çalışmada ise araştırmacılar kalp yetersizliği nedeniyle hastanede izlenen hastalarda bir köpeğin 12 dakika odada bulunması sonrasında akciğer atardamarı basıncında düşme olduğunu bildirdiler. Bir diğer çalışmada da köpek sahibi olan kadınların köpeklerini üç dakika süreyle okşadıktan sonraki 55 dakikalık sürede kalp hızlarının belirgin biçimde düştüğü bulgusu yer aldı.

Son olarak, Allen ve arkadaşlarının yaptıkları ilginç çalışmalar insanların evlerinde aritmetik problemleri çözerken ya da ellerini buzlu suya daldırdıklarında ortamda köpekleri varsa kalp hızı, tansiyon ve cilt ısılarındaki değişimin daha az olduğunu gösterdi. Hatta yanlarında eşleri bulunduğu durumla kıyaslandığında bile bu stres yanıtları yanlarında köpekleri varsa daha iyiydi. Yüksek tansiyon hastalarının da bu biçimde besledikleri hayvanlardan yarar gördükleri anlaşılıyordu. Tansiyon düşürücü ilaçlara başlayanların 6 aylık takibinde, hayvan sahibi olanlarda gerek tansiyon düzeyi gerekse bununla ilişkili hormon göstergeleri daha olumluydu.”

Hem çocuklarda hem de yetişkinlerde yüzlerce olumlu etki tespit edildiğini vurgulayan Akdemir; bilhassa köpek sahiplerinin daha hareketli bir yaşam sürdürdüklerini, tansiyonlarının, kolesterol ve trigliseritlerinin daha düşük olduğunu, deneysel olarak oluşturulmuş streslerden daha az etkilendiklerini, kalp krizi sonrasında kalp ve damar sağlığı yönünden daha iyi bir seyir izlediklerini belirtiyor. Bireyler üzerinde olumlu etki sadece köpeklerle de sınırlı değil, 2009 yılında yayınlanan ve 15 bine yakın bireyi kapsayan ve 20 yıl süren bir çalışma, evlerinde kedi besleyenlerde de ölümcül kalp krizlerine anlamlı biçimde daha nadir rastlandığını bildiriyor.

Bayındır Hakkında

1992 yılında, o zamanki adıyla Bayındır Tıp Merkezi ile hizmet vermeye başlayan Bayındır Hastanesi, kısa sürede, sağlık alanında referans kurum haline gelmeyi başarmıştır. Bunda, tam zamanlı çalışan rafine hekim kadrosunun yanı sıra, hedeflenen nitelikli hizmet anlayışını sağlamak için kurum tarafından özümsenen temel değerler de son derece önemli rol oynamaktadır. Etik değerlere saygılı, kanıta dayalı tıp ve hasta odaklı hizmet anlayışıyla her yeni gün daha iyiye ulaşmayı kurumsal kültürünün temel ilkesi olarak kabul eden Bayındır Sağlık Grubu, Bayındır Hastanesi Söğütözü ile başlayan bu anlayışı, kısa sürede Bayındır Hastanesi Kavaklıdere, Bayındır Diş Klinikleri, Bayındır Hastanesi İçerenköy ve Bayındır Tıp Merkezi Levent’te de başarıyla uygulayarak, vermekte olduğu sağlık hizmetinin etki alanını genişletmiştir.


Son Güncelleme: 29.06.2015 10:37
Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.