Kalp hastalarına kurulan para tuzağına dikkat!

Kamu hastanelerinde sağlık çalışanlarının düşürdüğü para tuzağından, kullandığı kalp piline kadar çetin bir sınavdan geçen Alaybeyi bu kalp nakli için beklerken ‘Birinin ölmesini beklediğini bilmek insanı mutlu etmiyor’ diyor.

11 Nisan 2018 Çarşamba 04:51
Kalp hastalarına kurulan para tuzağına dikkat!






Kalp hastalarına kurulan para tuzağına dikkat!


Türkiye’de yaptırdığı kalp nakliyle hayata tutunan Şanlıurfalı Abdülkadir Alaybeyi başından geçen zorlu süreci anlattı. Kamu hastanelerinde sağlık çalışanlarının düşürdüğü para tuzağından, kullandığı kalp piline kadar çetin bir sınavdan geçen Alaybeyi bu kalp nakli için beklerken ‘Birinin ölmesini beklediğini bilmek insanı mutlu etmiyor’ diyor.

Ameliyattan önce ve sonraki süreci bize anlatır mısınız?

Ameliyat öncesinde tabi daha özgür ve daha rahat hareket ediyordum ve çalışıyordum işim vardı. Çok yoğun çalışıyordum ama hastalık (Kalp yetmezliği) teşhis edildikten sonra tabi her şey değişti. Ameliyat sonrasında hayatımın ritmi çok yavaşladı. Bu hastalık dönemi de ağır geçti zaten. Hastalık teşhis edilene kadar hiç bir şey yoktu hiç farkında değildim. Bu hastalığım belli oluncaya kadar sadece bir bel fıtığım vardı. Ağrı kesici içerdim ama doktora bile gitmezdim. Gideni de sevmezdim. Ben iş yerinde müdürdüm her sevk alana kızardım. Ondan sonra ben bir girdim hastaneye 2 yılda çıkamadım. 


GÖZ DEMİŞTİM KALP ÇIKTI


Tedavi süresi nakile karar verinceye kadar çok uzun sürdü. Yani önce bana pil takıldı ICD diye bir şey, kalp yavaşlayınca hızlandıracak çarpıntı yapınca da yavaşlatacak onu ayarlayan bir pildi 5 yıl kullanacaksın dediler 1 yıl tamamlanmadan pil bitti. O kadar çok ritim bozukluğu varmış ki onu ayarlamak için pil dayanamamış. İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Çapa’da. Bana söylenen teşhis ‘’Kardiyomiyotopi’’ yani sebebi belli olmayan kalp büyümesi ve kalp kası hastalığı. 


Tedavim çok uzun sürdü Çapa’da. Önce Urfa’da bir doktor arkadaşım vardı ona bahsettim. O da ‘bu çok ciddi bir şey sen ihmal etme bunu’ diye beni uyardı. Ama benim bir sıkıntım yoktu sadece arada bir ani kalkışlarda gözüm kararıyordu. Hatta göz doktoruna falan mı gideyim diye düşündüm. Göz karartımın kalpten kaynaklanacağı hiç aklıma bile gelmedi. Çarpıntım oluyormuş hissetmiyormuşum derken Urfa’da doktora gittik ondan sonra Gaziantep’te gittim. 

200 KEZ KALBİM DURMUŞ


Gaziantep’te film çektirince kalbimin yarım çalıştığı söylendi. Biz Urfa’da yaşıyorduk bu hastalık nüksedince İstanbul’a tedaviye geldik ve buraya yerleştik. İstanbul’da Marmara Üniversitesi’nde bir doktora muayene oldum kalbe pil takılmaya karar verildi. Pil taktık. Pilde 1 yıl dayandı sonrasında Çapa’da 1 yıl yattım.. Bu süreçte kalbim tam 200 defa ritim bozukluğu nedeniyle belirli aralıklarla durdu. Bana söylenen şey dünyada hayatta kalmayı başaran ilk kişi olduğum. Çok şükür hala hayatta olmam bir mucize…

-Kalp nakli yapılan kişinin ailesini tanıyor musunuz? Bir iletişiminiz var mı?


Önce tanımıyorduk sonra onlar hastaneden sormuşlar normalde etik gereği izin vermiyorlar tanışılmasına suiistimaller olabilir karşılığında bir şey istenebilir diye, sonra biz bulduk o aileyi eşim araştırmıştı nakilden sonra ben ilk yaptığım şey ve onların evine gitmek oldu Edirne’de yaşıyorlar. 


TELEFONUMDA ANNE BABA OLARAK KAYITLI

Bana kalbi nakledilen kişi erkekti 25 yaşında bir genç. Trafik kazasında ölmüştü. Aileyle halende görüşüyorum çok sıkı bir bağımız var. Telefonumda da Sevinç Anne ve Ercan Baba diye kayıtlılar. Her zamanda birlikteyiz.


-Ne kadar sürede normal hayata dönebildiniz?


İlk 1 yıl çok sıkıntılı geçti hastaneden 1 ayda çıktık. 2. Yıl kendime gelmeye başladım 3.yılda artık normale dönebildim. 

-Ameliyatların tedavilerin masrafıyla nasıl başa çıktınız?

Biz Çapa’da yatarken kalp için gerekli olan ilaçları bile eczaneden kendimiz alıyorduk üniversitenin eczanesi reçeteyle yazdırdığımız ilaçları dışarıdan alın diyordu yoğun bakım hastasıyım ve kalp için bir numaralı ilacı ben özel almak zorunda kalıyordum çok pahalıydı ilaçlar. Bizim Yeditepe Üniversitesi Hastanesinde hiç paramız gitmedi sıfır aldılar sadece bir yatak ücreti verdik 5 bin TL.  Süha hocanın hastasıyız diye bizden başka para alınmadı. Ki oranın gecesi 5 bin lira yoğun bakımının Yeditepe’nin de ilk hastasıydık nakil için Süha hocada orayı üstlenince ameliyata para ödemedik. 


DEVLET HASTANELERİNDE DAHA ÇOK PARAMIZ GİTTİ


Bizim devlette daha çok paramız gitti tedavilerde, Bir ara bir sistem çıktı doktorlara başka yerde çalışmaya izin verilmedi ben ona çok sevindim çünkü bunlardan çok çektim ben Hastanenin içinde bile doktorların özel sekreteri gelip randevu veriyordu. Ücretini verip randevu alıyorduk Çapa’da, bu kadar berbattı Ben yoğun bakımdayım eşim durumumu merak edip doktora soramıyor doktor özel muayenehaneme gelip sorun diyor bunun bedeli de 400 lira.


YEDİTEPE’DE HAYATIMIZ KURTULDU


 Ama Yeditepe’ye geçtiğimizde, böyle olmadı. Ben hala doktorum Süha (Prof:Dr: Süha Küçükaksu)  hocayla görüşürüm çok severim kendisini bir abimiz gibidir kendisini gece gündüz arayabiliyoruz hastalandım bir şey oldu ararım hocam böyle bir durum var sorar orası mı ağrıyor burası mı ona göre hemen yönlendirir beni. Asistanına kendisine her şeyi sorarım beş kuruş paramızda gitmez.  Biz ne pahasına olursa olsun gittik hayatımız kurtuluşunda evimizi barkımızı satacağız her şeyimizi buraya bırakıp sağlığımıza kavuşacağız dedik. Yeditepe’ye geçince daha ucuz daha kolay geçti her şey. 

-Kalp bulunduğunda duygularınız nasıldı o süre bilinciniz yerinde miydi?

Bilincimi pek kaybetmedim. Bazen uyutuyorlardı beni kalp artık çalışamaz hala geldiğinden dolayı ama kalp bulunduğunda ayıktım sevinçle bekliyorduk aslında dua edemiyorduk bi kalp çıksın diye çünkü biliyorduk ki o kalbin bulunması demek bir kişinin ölmesi demekti dua ediyordum hep hayırlısıyla yarabbim yanına alacağın seveceğin bir kulunun kalbini nasip et diye. Bana bir kalp isterken başka birinin ölümünü istiyorduk çünkü kalbin bulunması demek birinin ölümü demekti. Bu yüzden isteyemiyorduk. Eğer kalp bulunamasaydı yapay kalp takacaklardı. Prof. Süha Küçükaksu hocanın bize çok faydası oldu her yönden. Hocanın hastasıyla iletişimi o kadar önemli ki o dönemde, çünkü siz çaresizsiniz bekliyorsunuz. Konuşamıyorsunuz bile. Biz aylarca hastanenin kapısında bekledik

-Bir diyete göre mi yaşıyorsunuz?

Benim bir sıkıntım var çok çabuk enfeksiyon kapıyorum o yüzden aksıran tıksıran görünce karşı kaldırımda görsem hemen başka yere atlıyorum. O yüzden kalabalık yerlere girmiyorum. Kışın Camiye bile gitmiyorum otobüslere binmiyorum enfeksiyon sorunum olduğu için.  

-Evlilik,çocuklar….Aile?


Evliyim, çocuklarım var ilişkimiz gayet güzel çocuklarım ve eşim bana çok destek oldular bu süreçte
Biz öğrenciyken eşimde bende Organ Bağışında bulunmuştuk daha kalp hastalığı bile ortada yokken. 1990 yılında. O içimizi çok rahatlatmıştı en azından muhtaç olmadan yapmıştık. Bilemezdik başımıza geleceğini.  Her 4 ayda bir de kan bağışım vardı benim ameliyat olmadan önce. Hatta bir gün de 2 kan verdiğim bile olmuştu. 

Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.