Kalp nakli nasıl yapılıyor, organ nakli ile hayata dönenler

Sağlık sektörüne yapılan milyarlarca liralık yatırımlar, sağlık eğitimine ayrılan devasa bütçe, çoğu zaman kaybolan insan sağlığını geri getirmeye yetmiyor.

27 Mayıs 2017 Cumartesi 23:52
Kalp nakli nasıl yapılıyor, organ nakli ile hayata dönenler






Kalp naklinde 'Yapay' umut: Kalp nakli ya da yapay kalp yaşatıyor


Söz konusu bir organımız ise durum daha da zor. Bu organ kalp gibi hayati bir öneme sahipse durum daha da ciddi boyutlara ulaşabiliyor. Türkiye'de kalp nakli konusunda gerekli teknik altyapı ne durumda? Yapay kalp nakli mümkün mü? Bu soruların cevaplarını  Gebze Medical Park Kalp Nakli Uzmanı Prof.Dr. Süha Küçüksu'dan aldık.

Yapay kalp, organ bağışı bekleyen, binlerce acil hasta için bir umut olarak ortaya çıktı. Türkiye'de yapay kalp konusunda ilk uzman cerrahlardan biri de Prof.Dr. Süha Yusuf Küçüksu bu konuda ülkemizde gelinen son noktayı anlattı,

Uzmanlık alanınız olan yapay kalpten bahseder misiniz?

Yapay kalp şöyle bir şey; kalp ameliyatları yapılır hale geldiği 1950’lerden itibaren, bir B planı olarak her zaman geliştirilmeye çalışmış bir sistemdir. Bugün geldiğimiz noktada bu alanda çok büyük gelişmeler var. Bugün insan vücudunda bir organın yapayı sadece kalpte yapılabiliyor.
YAPAYI ÜRETİLEN TEK ORGAN KALP
Organ anlamında yapılan tek yapay nakil kalptir. Bugün bir yapay karaciğer yapay böbrek yoktur. Dolayısıyla burada son yıllarda biyomedikal teknolojinin gelişmesi büyük rol oynamıştır bu sayede kalbin tamamının yada bir kısmının bazı biyomedikal cihazlarla replasman olayıdır. Bunun iki tipi var. Bir tanesi;  ‘kalbin sol pompa odacığının görevini üstlenen bölümün değiştirildiği minyatür yapay pompalardır. İkincisi ise; kalbin tamamının hastanın vücudundan çıkartılıp değiştirildiği yerine tam anlamıyla sağ ve sol kalp kombinli kalp takıldığı uygulamalarıdır.
YAPAY KALP NASIL ÇALIŞIR
Birinci uygulamada ana pompa odacığında, o bölümün yerine çalışan bir cihaz takıyoruz ama hastalık çok ilerlemiş ise ikinci yöntemi uyguluyoruz. O da kalbin tamamını hem sağ hem sol karıncıklarını içeren bir değiştirme operasyonu. Bu yöntemle hastaların %90’ınında minyatür küçük pompalarla kalp yetersizliğini tedavi edebiliyoruz.

Dünyayla kıyaslarsak,Türkiye’de kalp nakli hangi aşamada?

Türkiye’de ilk kalp nakli 1968 yılında Doktor Kemal Beyazıt tarafından yapıldı. Dünya’da da 86. vakaıdır bu. Dünyada da ilk defa 1967 yılında Christiaan Barnard Güney Afrika’da ilk kalp naklini yapmış ve bir çığır açmıştır.

Peki, Türkiye’de ne aşamada?

Şimdi ordan Türkiye’ye gelirsek, 1970’lerde kalp nakli uzun bir dönem yapılmadı. Hastaların nakilden kısa bir süre sonra ölmeleri bu kesintide çok etkili oldu. İlk nakilden sonra, Kemal Beyazıt ardından Siyami Ersek gibi önemli cerrahlar bu ameliyatı yaptı. Ancak hastalar ölünce 1989’a kadar hiç operasyon yapılmadı.
ÖN KOŞUL ORGAN BAĞIŞI
80’lerde Siplosforil ilacının bulunması bir dönüm noktası oldu. Bu ilaç naklin yan etkilerini azaltıyor ve nakil yapılan hastaların uzun bir süre yalamasına olanak sağlıyordu. 80’lerde tekrar kalp nakli, böbrek nakli yapılmaya başlandı. Ancak Türkiye hep 10 yıl geriden gitti. Kalp nakli yapılabilmesi için olmazsa olmaz koşul organ bağışıdır. İşte Türkiye’nin sıkıntısı burada.

-Hocam sizce sorun Türkiye’de insanların organ nakline sıcak bakmaması mı?

Türkiye’de insanların çoğu aslında organ nakline sıcak bakıyor sorun sağlık sektöründe. Bir organ ayaküstü istenmez insanlardan. Bir defa o hasta için her şeyin yapıldığından tıbben emin olmak gerekir ki organlarını size versinler. O insanların Transplant koordinatörlerinin odasında bir çay kahve içip bu işten tıbben emin olmaları gerekir ondan sonra insanlara anlattığınız zaman isterse en dindarı olsun ister en entelektüeli olsun hepsi bir noktadan sonra %90 olumlu bakıyor. Ha olumlu bakmayanlar var yaşamadık mı yaşadık! Şeyhime, hocama soracağım diyenler var ama 100 tane de 3 tür 5 tir.

Türkiye’de 1989’dan sonra yapılan kalp nakli sayısı 700 civarındadır. Yılda 60,70 kalp nakli 10 merkezde İstanbul, Ankara, İzmir, Antalya başta olmak üzere yapılabilmektedir. Bu rakamlar çok düşük rakamlardır aslında hatta dünyanın en düşük istatistiklerinden birisidir.

Devlet kalp nakli ve bilimsel aşamalarda destek sağlamıyor mu?

Tabi şimdi sıfırdan geldiğimiz zaman ortaya konan desteği önemli buluyoruz ama yeterli değil. Devlet kalp nakline iyi destek vermiyor ben kurduğum kalp nakli merkezini kapattım. 4 yıl işletebildim. Özel hastane içinde kurduğumuz için merkezi hastane yönetimi ancak dayanabildi. Biz devletin verdiği paralarla rekabet edemiyoruz.
Amerika da mesela bugün 200 bin dolar civarıdır kalp naklinin bedeli, medicare sistemden ödediği rakam. Aşağı yukarı 500-600 bin lira. Türkiye’de bu 80 bin TL. Bizde Amerika’dakiyle aynı kalp naklini yapıyoruz aynı ilaçları kullanıyoruz aynı hastaya aylarca bakıyoruz. Neticede sağlık ekonomisi bu…Biz bir insan için bu kadar para harcarsak mantığıyla gidenler var. Politikacılar buna çözüm bulmalı ben bakan oldum diye ortalarda dolaşmakla olmaz.

-Biraz da araştırma alanınız olan ‘Yapay Kalp’ten bahsedelim…

Yapay kalp normal kalpten daha değerli hale geldi, kalp naklinin önüne geçiyor. Neden? Çünkü 3000 kişi kalp bekliyor Türkiye’de 60 tanesine kalp bulabiliyoruz geri kalan 2 bin küsur insan ölüyor. Bakanlığa sorarsan bizim listemizde 500 tane kalp nakli bekleyen insan var diyorlar. Bu insanların birçoğu listeye giremiyor bile, polikliniklerde ölüyor yoğun bakımlarda ölüyor biz görüyoruz onları.
YAPAY KALBİN AVANTAJLARI VAR
Yapay kalplerin şöyle bir avantajı var; elinizin altında hazır rafta duruyor bilgisayar gibi mouse gibi al bunu insana tak normal bir kalbin yaptığı her şeyi yapıyor o bir biyoteknoloji ürünü kalbin pompa fonksiyonlarını üstlenebiliyor. Bugün neden bu makine 100 bin dolar. Dünyanın en pahalı tedavisidir yapay kalp. Bugün yapay kalple insanlar 10-15 yıl yaşayabiliyor.
ÖNCELİK YAPAY KALPTEN YANA
Artık konsept öncelikle insana cihaz takmaktır kalp nakli değildir yapay kalp cihazının takılmasdır. Yapay kalp makinası küçücük bir hale geldi, öyle bir makine ki içerisinden dakikada 6 litre kan geçiyor. Şimdi bir kalp cerrahı olarak bir kalp enstitüsü kurmak istiyoruz böyle bir hedefimiz var ama bizde inovasyona destek verşlmiyor. Mucit yapmayan bir toplum olduğumuzu söyleyen Bakanımız var bu ülkede maalesef, şimdi böyle bir ülkede inovatif güç gelişir mi?

Prof.Dr. Süha Küçüksu kimdir?

Türkiye'nin kalp nakli ve yapay kalp uygulaması konusunda yetiştirdiği en önemli bilim adamlarından. 1964 doğumlu Küçüksu İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi mezunu. Almanya'da Kardiyoloji Tıp eğitimi, ABD'de Kalp ve Damar Cerrahisi Bölümü, Fransa'da aynı bölümde Kalp Yetmezliği, konularında uzmanlığını pekiştiren Küçüksu kalp nakli konusunda pek çok büyük hastanede önemli operasyonlara katıldı. Prof. Dr. Küçüksu halen Gebze Medical Park Kalp Nakli Uzmanı olarak görev yapıyor
Son Güncelleme: 28.05.2017 04:43
Anahtar Kelimeler:
Kalp NakliYapay Kalp
Yorumlar
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
mehmet ercan erarslan 2018-03-16 17:26:53

Kalbi atan, solunumu devam eden bir kişiyi beyin ölümü gerçekleşti diye götürüp gömebiliyor muyuz.Tabi ki hayır. Peki bu durumdaki kişinin beyin ölümü gerçekleşti diye organlarını almanın hükmü nice ola ki. Dinen bir insanın ölümü ne demek ruhun bedenden çıkmış olması demektir.Beyin ölümü gerçekleşen fakat kalbi halen atan ve solunumu devam edenin ruhu daha henüz bedendedir.Halbuki bu olmadan kalp çalışmaya devam ederken vücut organları çalışmaya devam ederken BEYİN ÖLÜMÜ gerçekleşti doktor raporu kanaati ile kişinin organları kendisi daha ruhu bedende iken organı alınıyor. Çünkü ruh bedende olmasa yani dinen ölse solunum ve kalbi durmuş olsa organ işe yaramıyor.Görüldüğü gibi organ nakli neresinden bakarsanız bakın bir muamma.Beyin ölümü gerçekleşti denilip aylar ve seneler sonra tekrar normale dönen insanlar mevcuttur.Bazı Avrupalı doktorların "beyin ölümünün bir safsata olduğuna ilişkin makaleleri bile mevcut.Hukuken ölümle,tıbben ölüm ve fıkhen ölüm birbirinden çok farklıdır.