Melâhat ÜRKMEZ


Hiç güzel olmasaydı Meram, Evliya Çelebi, "Peçevi şehrinin, Kale arkasındaki 'Barud-hane Mesiresi'; Kırım Yarımadası'nın 'Sudak Bağı'; İstanbul'un yüz yetmişten fazla bahçe ve gülistanı; Malatya'nın 'İspoze'si; Tebriz'in 'Şâh-ı Cihan Bağı' bu Konya'nın 'Meram' mesiresinin yanında bir çimenlik bile değildir" der miydi?

Hiç güzel olmasaydı Meram, A.Hamdi Tanpınar, "Meram Bağları'nın tadını alabilmek için, ona yerli hayatın içinden gitmek lâzımdır. Konya tıpkı Mevlevilik gibi bir nevi initiation (tarikate törenle girme) ister" der miydi?

Özellikle Mayıs ayında... Meram'ın güzelliğini tarif etmek ne mümkün... Tertemiz havası, şırıl şırıl akan suları, ateş gülleri, sultan sümbülleri, bülbülleri, yeşiliyle âsûde bir güzellik...

"Meram" demek, arzu demek, geçmiş demek, hedef demek, gâye demektir. Meram, Konya'nın akciğeridir. Meram, Konyalıyı soluklandırır, serinletir, bağrına basar, anaçtır. Anaçlığı eskiden bugüne devam eder. Canı sıkılan, ruhu ferahlamak isteyen, neş'eyi arayan, duygulanmak isteyen, eski yüzyıllarda gezinmek isteyen... atar kendisini Meram'ın anaç kollarına... Meram sadece Konyalıya anaçlık etmemiştir?.. "Baharat Yolu" ile "İpek Yolu" ile Hindistan'dan, Çin'den, Horasan'dan, Şiraz'dan... gelen kervanlara da kucak açmış, dinlenme yeri, serinleme yeri olmuştur. Gelenlerin birçoğu da bu güzellikten kopamamış, yerleşmiş kalmış Konya'ya, Konyalı olmuş, o gün bu gündür.

Âşıkları, şairleri, ozanları, yazarları coşturan, terennüm ettiren Meram, hâlâ coşturmaya devam ediyor. Niyazımız odur ki, kıyamete kadar güzelliği dâim olsun, ruhları coştursun.

Prof. Dr. Saim Sakaoğlu Hocam Meram sevdalıları kervanının önde isimlerinden, Meram sevgisini içine dolduranlardan, Meram güllerinin kalp atışlarını duyabilenlerden, o güzelliklerde Rabb'in imzasını görebilenlerden.

Çoğu insan bu güzelliği görür ama yazıya dökemez. O apayrı bir ebediliktir. Saim Hocam yazıya dökmüş ki "gelecek kuşaklara kalsın, kaybolup gitmesin" diye. Hem de öyle güzel anlatmış ki... Geçen haftaki yazımda "...bir başka Meram sevdalısı olan, Prof.Dr. Saim Sakaoğlu Hoca'mın, 'Seni yeniden öveceğim, bir daha ve belki de son defa öveceğim. Yüzyılların dilinden düşürmediği sen ihtiyar delikanlıyı ...' diyerek, harika bir mecazlı kişileştirme sanatı kullanarak başladığı, "Meram Yazıları" kitabından tadımlık güldesteler sunmaya çalışacağım." demiştim.

Evet! İhtiyar Delikanlı Meram'ı 7 başlıkta ele almış; Gelenekteki Meram / Edebiyatımızda Meram / Meram Duygusallığı / Meram'a Giden Yollar / Meramlı Nüktedanlar / Benim Meram'ım / Meram Kitapları Üzerine

Altıncı bölümdeki, "Bir yeni Meramlı'nın not defteri" başlıklı yazısında şöyle diyor, "Meramlı olmak öyle kolay bir iş mi sanıyorsunuz? Hani at arabanız, en azından bir karakaçanınız? Evinizde bir ahır ile samanlık var mı? Hanımlarınız, başta sokak duvarları olmak üzere evinizin ilgili yerlerini aşı boyası ile süsleyebiliyorlar mı? Tulumbayı, tulumbadan su çekmeyi hiç duymuşlar mı o hanımlar? Çocuklar hiç söğütten ve kayısı ağacından düşmüşler mi? Püs denilen ağaç akıntılarından hiç tattınız mı beyler? Elinizde cam fenerle komşunuza gittiğiniz oldu mu?

Öyle devlet kayıtlarının zoruyla Meram'da görünmekle veya paranın gücüyle Meram'da villa sahibi olmakla Meramlı olunmaz!..  Meramlı olmanın kuralları vardır ve onların yerine getirilmesi gerekir" (1)

Ruhunuzu ağlatan bir gün geçirmişseniz eğer, günlük sıkıntılar tüm düş gemilerinizi sivri kayalıklara çarptırıp parçalamışsa, popüler kültürün gözünüze yansıyan çirkin görüntüleri gönlünüzü cenderelerde sıkmışsa, elinize Meram Yazıları kitabını alın, okuduğunuz her bölümden sonra bir müddet gözlerinizi kapayın; Gedavet esintileri yüreğinize yığılsın. Meram efsanelerinin kokusunu duyumsayın, güllerinin kalp atışlarını hissedin. Tüm sevgileri içinize doldurun ki o şifreleri çözebilin. O aşkla sarhoş olun. Hele hele Meramlı nüktedanların fıkralarını okuduğunuz zaman hiçbir sıkıntınızın kalmayıp, ferahladığınızı şaşırarak göreceksiniz. Bu, hiçbir yan tesiri olmayan bedava terapinin yanında hayata dair pek çok mesajlardan da çıkarımlarda bulunup hayatınıza geçireceksiniz.

Meram'da toprağa, taşa, ağaçlara, çiçeklere, tomurcuklara, dereye sinmiş, kamere erişmiş, kuşların dilinden zikredilmekte olan, O'nun nakşedilmiş imzasını duyumsamak, yaratılanı Yaratan'dan ötürü sevmek isteyenlerin okuması gereken bu kitabı kütüphanenizin raflarına itina ile yerleştirin.

Meram Yazıları'nı okurken hayata bambaşka gözlerle bakacaksınız. Huzuru, mutluluğu ruhunuzun en yakın kıyısında bulacaksınız. "Nasrettin Hocanın Avukatı" olarak da bilinen Sayın Saim Sakaoğlu Hocam! Ellerinize, gözlerinize, yüreğinize sağlık.

1- Sakaoğlu, Saim, Meram Yazıları, Meram Belediyesi Kültür Yayınları, Konya 2012, s.189

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.