Bir milletvekili kaçırılıyor, 48 saat sonra serbest bırakılan vekil korkudan, bir anda PKK için iyi temennilerde bulunan ve o kanlı örgüt içinde yer alanları sahiplenici bir rol içerisine giriyor. "Saygılı çocuklardı, çay ikram ettiler, sohbet ettik, benimle sorunları yok, sadece artık barış istiyorlar, beni de bunu duyurmam için kaçırmışlar," diyebiliyor.

 Sonra haberlere bakıyorum, her yerde terörist saldırılar olmaya devam ediyor. O saygılı, o toy çocukların bulunduğu örgüt, bir yandan barış isterken diğer yandan günahsız insanlara amaçsız amaçları için kıyıyor. Düşünüyor tabii insan, barış kim için isteniyor diye.

Çünkü senin o silah tutan ellerin temizlenmedikçe, karşında kendisini savunmak için silahlanan kişilerin silahsızlanmasını bekleyemezsin.

Defalarca sözünden dönüp ateşkes kararını ihlal ettiğin halde, gerçek bir iyi niyetli adım göstermeden barış istemeye hakkın yok. Yıllardır kanla beslenen bedenini ne zaman arındırırsın o canilikten, işte o zaman muhatap da alınırsın, barış kelimesini ağzına alma şansın da doğar.

Şu anda milletvekiline, barış gelsin diyenler kullandıkları kelimenin sözlük anlamını bilmeden sadece isim olarak idrak edebilmiş olanlar bence. Dün kuruluş yıldönümünü kutlayan örgüt, birçok şehirde tarihin anlam ve önemini gösterecek saldırılar düzenledi.

Yine can yaktılar, sonra da merhamet, iyilik bekliyorlar. Hükümet, onları insan yerine koyarak Sayın dedikleri kişiyi muhatap kabul ederek beklentilerini, neler yapabileceklerini konuştu bir dönem, ancak "ne yaparsan yap, nasıl davranırsan davran karşındakinin anlayacağı kadarsın," sözünün ne kadar da doğru bir söz olduğunu gördük. Güzel adımlar atılmaya başlanırken sırf barış gelmesin diye rant sahipleri çeşitli bombalı saldırılar düzenledi.

Yüzlerce askerimiz şehit düştü, analar ağladı, eşler çaresiz, evlatlar yetim kaldı. Seçilmiş bir milletvekili kaçırılarak (seçilmiş diyorum çünkü kaçırılan kişi o günün sabahında facebook adresinde adresini alenen belirtmiş) "görün işte devlet güvenliği sağlayamıyor" düşüncesini yaymaya çalıştılar. Çok basit bir oyundu bu. Önceki oyunlar gibi "devlet güçsüz, daha güçlü eller var" ı ispatlamak istiyor hala bir şeylerden pay alanlar. Korkuyorlar çünkü hakimiyetlerinin sona ermesinden ve nüfuzlarının eksilmesinden.

 Artık öyle ruhsuzlaşmış bedenlere sahip ki bu varlıklar, kendi menfaatleri uğruna kaç yüreğe daha ateş düşecek, ülke nasıl tehlikelerle mücadele edecek düşüncelerine girmekle vakit kaybedemezler. Daha önceki yazılarımda da belirttim ve eleştiri aldım, ama yine aynı fikirdeyim, yanlış şeyler yapılıyor olabilir, ama doğru adımlar da görmezden gelinmemeli.

Arı kovanına çomak sokmadan arıların istilasına uğramaz kişi. Bu hükümet döneminde terör eylemlerinin artmasını hükümetin yetersizliğine bağlayanlar yeniden düşünmeliler bence, acaba artan olaylar, saldırılar yetersizliği mi yoksa fazlaca rahatsızlık verildiğine mi işaret ediyor, ne dersiniz?

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.