Scarabaeinae


    Nasıl teleffuz edileceği hususunda kendinizi üzmeyin!

    “Bok böceği” deyip geçin.

    Türkçe’de bu familyadan olan böcek türüne bu ad veriliyor çünkü.
    
    Okuyucu kusura bakmasın, ama bunun başka adı yok.

    Aslında, halkımızın isimlendirmedeki dehası burada da kendini göstermiş; çünkü bu böcek gerçekten de bok böceği…

    xxx     xxx      xxx

    “Şiddet eksenli siyasal İslam inişe geçmiştir.

    Bundan tüm İslam alemi gayet memnundur.

    Muhammedi coğrafyada yükselen değer demokrasidir artık.”

    (Şiddet eksenli haçlı Hristiyanlıktan ne haber peki?!. Y.Y.)

    xxx    xxx     xxx

    Bok böceğinin sadece bu çalışmanın başlığında isimlendirilen familyasının beş binden fazla alt türü var.

    Bu türün ortak özelliği, tamamen dışkıyla beslenmesi.

    Bu tür sadece dışkı yiyerek yaşam sürdürüyor.

    Yiyeceğini elde etmek için kendisi herhangi bir gayret içine girmiyor; özellikle memeliler ve sürüngenler dışkılıyor, bu da gidip onu yiyor.

    xxx     xxx     xxx

    Peki, Muhammedi coğrafyada yükselen değer olan demokrasiyi kim getirir?

    Scarabaeinae bunu söylemiyor, ama Irak örneğine bakarak bunu anlamak pekala mümkün!

    Irak’a demokrasiyi kim getirdi?

    abd…

    Diğer ülkelere demokrasi gerekecekse bunu kim temin edecek peki?

    abd…

    Haçlı seferleri ne güne duruyor!

    xxx    xxx     xxx

    Çok da maharetlidir bu böcek!

    Bakın, Vikipedi nasıl devam ediyor:

    “Bok böcekleri sert kabuklu böceklerdendir ve birçoğu parlak metalik renklerde 50-60 mm büyüklüğündedir. Bu böcek küre imal edebilen tek böcektir (“küreselcidir yani. Y.Y.). 30 Parmağa sahiptir (bunu biliyorduk zaten). Ön ayaklarının yardımıyla dışkıdan iri bir küre yapar, bu kürenin içene yumurtalarını aşılar ve küreyi başı hep doğuya dönük olarak, arka ayaklarıyla yuvasına itip gömer (“doğuya doğru…” Bunu da biliyorduk aslında! Bu kürenin başı hep doğuya bakar; yoksa Doğu Anadolu’da 3.000 CIA ajanının ne işi olacaktı ki!).

    xxx     xxx      xxx

    “abd’nin kendi içinde oluşturduğu manevi güç neredeyse metafizik boyutlara ulaşıyor. Bu amerikalılar öylesine muhterem insanlar ki, içlerindeki etik ve kültürel farklılıklara rağmen, ulus olma bilinciyle pırıl pırıl parlıyorlar.

    Ne diyor scarabaeinae: “Ulus olma bilinciyle pırıl pırıl parlıyorlar.”

    Peh peh!,,

    Yine doğruya doğru; bu satırları okuyunca insanın duygulanıp ağlayası geliyor.

    “Kader ve ülkü birliği açısından hiçbir millet amerikalılar kadar olamıyor; bu, tüm amerikalıların ne kadar üstün bir millete mensup olduklarının en açık belirtisi değilse nedir!

    (Tahmin ettiniz; burada içimi çekiyorum.)

    xxx    xxx     xxx

    Bok böcekleri birçok farklı habitatta yaşarlar; çöl, tarlalar, orman ve otlaklar buna dahildir. Aşırı derecede soğuk veya kuru havayı sevmezler. Antarktika hariç bütün kıtalarda görülürler.

    Elhak doğru!

    E, Türkiye Antarktika’da olmadığına göre, tabiidir ki bizim coğrafyada da yaşayacaklar; bundan doğal, daha doğrusu “bundan gerekli” ne olabilir!

    Bu böceğin, dışkıyı “dönüştürme” gibi bir özelliği vardır.

    Eyvallah!

    “Türkler 1 milyon Ermeni’yi kesti!” diyenlerin, bunu neye “dönüştürdüğüne” hepimiz şahidiz.

    xxx     xxx     xxx

    “Acıyı ve sevinci paylaşma dürtüsü abd’de toplumsal bir kutsalı oluşturmaktadır. Bunlar öylesine muhterem insanlardır ki, acıyı ve sevinci paylaşırken, neredeyse Miraç kabilinde bir kutsal şahlanış ortaya koyarlar.”

    “Toplumsal bir kutsal!”

    Peh peh!

    “Bu muhterem insanlar, bireysel mutluluklarına rağmen, herhagi bir acıyla karşılaştıklarında derhal o Miraç havasına girerler ve büyük bir dirayet, inat ve meşakkatle kolları sıvayarak sorunu hemen çözme kararlılığını gösterirler. Çok üstün insanlardır, çok!”

    Sorun çözme konusunda gerçekten kararlılardır; mazlum milletlerin üstüne hemen atarlar bombaları!

    xxx     xxx     xxx

    Şu yeteneğe bakın:

    “Yuvarlayıcı böcekler” olarak anılan bir grup bok böceği ise dışkı kümesinden ayırdığı bir parça dışkıyı top haline getirip, o küme üzerine gerçekleşebilecek olası bir mücadeleden yuvarlayarak uzaklaştırır.

    Pratikte ne yapar mesela?

    Ruhunun  tümünü amerika’ya kiralamaz, bir kısmını AB’ye ayırır; böylece abd üzerinde herhangi bir dalgalanma (mücadele) olduğunda, ruhunun bu kısmını korumuş olur.

    Ama nutulmaması gereken o muhteşem prensibi de ihmal etmez tabii.
   
    Her halükârda en kutsal alıcı abd’dir; mücadele sona erdiğinde, AB aşkı derhal abd aşkına, yani asli sevgiliye dönüştürülmeli”dir!

    xxx    xxx     xxx

    “’Amerikan ruyası’ da denilen o muhteşem maneviyat asla aşındırılamaz.

    Evet ve bin kere evet; ‘amerikalılık ruhu’nun özünde ‘yurtseverlik ruhiyatı’ ile taçlanmasını hiçbir güç engelleyemez!

    Asla ve kata!..

    Bilhassa ve özellikle ‘kader ve ülkü birliği’nde bütünleşmiş bu maneviyatçı ulusu inşa etmiş olmalarından dolayı, tüm yurtsever amerikan halkı el üstünde tutulmalı; bu ülke, diğer uluslar için bir ‘hac’ coğrafyası olarak kabul edilip, her yıl belirli günlerde, kutsanmak ve tüm günahlardan arınmak için bu memleket ziyaret edilmelidir!”

    Ne diyor scarabaeinae: “amerikan rüyası da denilen o mehteşem maneviyat!”

    “Yurtseverlik ruhiyatı ile taçlanma

    (Hadi, siz de içinizi çekin…)

    xxx     xxx      xxx

    Bu tipler işte tam olarak böyledir!

    Kendi vatanlarından ve vatandaşlarından nefret eder, ama amerikayı ve amerikalıları öylesine kutsallaştırarak bağrına basar ki, okuduklarınızın gerçek olup olmadığından şüphe duymadan yazdıkları kahrolası yazılarını bitiremezsiniz!

    Yazıyı okurken sanırsınız ki tüm gezegeni kan gölüne çeviren abd emperyalizmi denen bir olgu sadece hikayelerde, filmlerde, romanlarda geçen bir kurgudan ibarettir.

    Vietnam’da, Kamboçya’da, Laos’ta, Irak’da, Libya’da henüz emekleme çağındaki yavruları napalm bombalarıyla, uzaktan kumandalı füzelerle, vücudu delik deşik eden misket bombalarıyla mahveden ulus, bu sahtekâr “dönüştürücüler” tarafından böyle kutsanıyor işte!

    Dünyanın bugüne kadar şahit olduğu en büyük alçaklıklardan biri olan “Guantanamo” bu ulus tarafından inşa edilmedi çünkü! (Bu her türlü denetimin dışındaki hapishanede Müslümanlara akıl almaz işkenceler yapılıyor; ve daha önemlisi belki, hiçbir yasa bu vahşiliği denetleyemiyor; çünkü bu kahrolası hapishane gayrıresmi! Müslümanlara, Kuran sayfaları ile tuvalete gitmeleri emrediliyor bu hapishanede!)

    Bu fakirin ötedenberi içtenlikle inandığı bir tez var:

    Bir ulusun aydını o ulusa ihanet ettiğinde, o ülkenin iki yakası bir araya gelmiyor!

    Hey yarabbim!

    Emperyalizme karşı ilk bağımsızlık savaşından alnının akıyla çıkan bu mukaddes millet, bu böcek türünü nasıl üretip bağrında barındırıyor?!.

    Bizi neden böyle cezalandırıyorsun ey Allah’ım?!.

    Bizi ne zaman affedeceksin?!.

    (Bin Ladin’in öldürülmesi üzerine, ülkemizde amerikan muhibi bir vatandaşımız tarafından kaleme alınmış olan bu vıcık vıcık yalakalık kokan “boyalı basın yazısı”ndan bazı paragrafları bu sütuna taşıyarak “kirlilik” yarattığım için okurdan ve gerçek bok böceğinden özür diliyorum.)

   
 
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.