Sevgi ile bakmak ibadetken

Bir kaç gündür dinlediğim hikayeler var,vicdansız hikayeler hemde! Ağır bir siyasi gündemimiz var mâlûm, bu hafta köşe dışına çıkıyor ve yazıyorum.

Güç, hedef,başarı, bilgi, tecrübe, mezuniyetler ve bir çok olması şart kabul edilen, üzerine üzerine çalışılan insan arzuları. Geri planda kalmış veya önemsenmeyen vicdan. Hepsi olmuş o eksik kalmış neye yarar ki? İnsanın kendi bileceği şey bu, temel özelliklerle yaşam şartlarıyla ne âlâkası var ki;diyenleri duyar gibiyim fakat şart çünkü vicdan bir çok şeyi beraberinde getiren bir unsur. Sevgi, saygı,inanç, bilgi, hedef,başarı aslında gizliden gizliye "vicdan" duygusuyla bağdaşan bir şey. Vicdansızlıkla gerçekleşen her sahipliğin 'Başarısız' bir sonuç getireceğine inandım ve savundum.

Vicdansız hikayeleri dinlerken önce öfkeleniyor sonra anlamaya çalışıyorum. İnanın anlamıyorum binlerce kez 'nedeni' anlatılsa da anlayamayacağım konu bu. Bir evladın yaşlanan anne-babasına vicdansızlığı. Ahh annelik sen ne kutsal birşeysin! Getir ayaklarını öpeyim cennet kokusunu içime çekeyim.

Ey evlat sen de bir annesin.Yaş olasılığı üzerine konuşuyorum 25,30 yılın var elden ayaktan düşmene, onun gibi elleri puruşmuş gözleri yaş yerine kan akıtmana. Ne ekersen onu biçersin, ister misin senin evlatlarında atsın seni kenara köşeye? İster misin zor zahmet büyüttüğün o evlatlarının gün gelip yüzüne bakmadığını, akıllarına düşmediğini? Arayıp hâl hatır dahi sormadıklarını.? Hadi bir düşünsene nasıl canın acıyacak! Sen bir ağlardın yarana o kabuk bağlayana kadar ağlar.
Ahh onlar fedakârlığın bir diğer tanımıyken hak mı ?

Yaşlılık ve yalnızlık...

Nasıl da acıyordur canı, bir zamanlar uğruna canını adadığı evladının şimdi bu vicdansızlığı.

Dermanı yok ki kalksın kendi işini kendi yapsın, gücü yok ki eskisi gibi çeşit çeşit yemekler pişirsin farkında mısın 'Anne' yaşlandı evlat. En zengininden en fakirine ortak bir nokta daha, her iki dünyanı da Cennet te cehennem de yapar vicdanın.

Kız evlat evlenir gidersin, evlenip gitmek senin evlatlığının bittiği anlamına gelmez. Bir çok kızın evlendiğinde 'benim bir ailem var, eşim var, çocuklarım var vakit mi var annemi babamı arayayım, gidip göreyim' dediğine bir çoğumuz şahidiz. Bu nokta da Allah herkese vicdanlı bir eş nasip etsin demek geliyor içimden 'hadi kalk annene gidelim yorgunda olsak gidelim, görelim yaşlı o, bize ihtiyacı var diyen bir eş.
Kıyıya köşeye atılacak kutsallıklar değil onlar. Haklarını ödeyemeyeceğiniz insanlar, sizin canınız kanınız,nasıl olurda onları unutur görmemezlikten gelirsiniz. Şimdi sen beş vakit ibadet et, örtün anne-baban sende razı değilse neye yarar. Yapmayın kızlar evlendiğinizde yuvadan ayrıldığınızda yıllar geçtikten sonra arkanızda bıraktığınız anneyi babayı küçümsemeyin, yaşlandılar diye hor görmeyin, kimse sabitleyemez yaşını sen de annesin, sen de yaşlanacaksın. Vicdanınız olsun ki anne babaya haklarınızı ödeyin. Üzerimiz de Ahirette 40,dünya da 40 hakkı olan onların hakkı ne yaparsak yapalım ödenmez. Hele de bir anne. Cennet ki onun ayaklarının altında pas pas olmak varken pas pas etmeyin o canı.

'Allah hepimizi elden ayaktan düşürmeden alsın yanına, kimseye muhtaç etmeden' Düştüyseler eğer onlara kul köle olmak borcumuz. Maddi güce bağlayıp vicdan rahatlananlar ise "Sevgiyle bakmak ibadet" sığınma,kaçma hiç bir teselliye. Öfkelenme yaşlandı diye, kızma hor görme bir şeyi defalarca sordu diye, tiksinme ihtiyaçlarını karşılarken, söylene söylene hizmet etme 'ne yapsam hakkını ödeyemem annem'diyerek öde hakkını. Yapma evlat vicdansızlık yapma...