Yaklaşık bir buçuk ay olucak bir çarpılma yaşıyorum.
Aşk çarpılması dememi istiyor kalbim. Desin di mi? Vakti geldi. Mart ayı yaklaşıyor :)
Şu an yanımda ve horluyor kendileri.
Allahım bu ses beni neden rahatsız etmiyor diye sinir oluyorum :) 
Evet ya sinir oluyorum.  Rahatsız etmiyor horlaması hatta imkanım olsa ağzının burnunun içine çekiverse beni huup diye diyorum,  gülüyorum içimden kendime.
Garip bir adam!
Onu ilk gördüğüm de belediye kanalizasyon işçisi gibi giyinmişti,  beyaz lastik çizmeleri çekmiş ayaklarına, saçlar ensesinden bir tık uzun ve dağınık.
Çirkiiiiin seni dedim içimden 
ama sanki allah çarptı beni :) 
Çirkin mi çirkin demek istiyorum gerçekten ama  şimdilerde nasıl yakışıklı nasıl yakışıklı bana….
George Clooney en favori yakışıklım…
Varsayalım ki o gelicek yanıma evlen benimle diyecek vallahi de,  billahi de,  tillahi de bir saniye gözümü alamam çirkinimden. Değişmem onun saçının kokusunu kimseciklerin tipine,  ününe, şanına.

Başlarda epey bi yordu beni davranışları benim benim onu algılayamayışımda ki iniş çıkışlar demem daha doğru olanı. Yani attan düşer gibi oldum peşpeşe. Önce psikolojik sorunları olduğunu sandım onun. Sonra kızım sen normal misin ki,  adam  da normal olsun dedim kendime.
Saygı kavramlarımız bambaşka, hiç alışık olmadığım bir üslup
Bencil!
yani bencilce buldum çoğu zaman bazı davranışlarını :(
Empati den sınıfta kalmış tembel bir öğrenci.
Lööönk diye konuşuyor kabaları.
Hanımefendi var mı yok mu?  
Ayıp olur mu olmaz mı? yok… 
En çok kadına karı dediğinde zıplıyorum. O da hemen dur nasıl dicektik kadıııın diye gülerek düzeltiyor.
Babam da delirtir beni bu konuda,  bi tane daha oldu.
Kendine münasır bir giyim tarzı var ve bayılıyorum…
Önce saçma giyinmeye başladı diyorsun bir bakmışsın bambaşka bir şey çıkmış kendi imzasını taşıyan. Ben bu ben….aynı ben :)

Bunlar ilk intibalar diyelim….Bunlar önyargılar olsun, gelelim altın akçelerine.

Her türlü detayı görüyor. Altın akçe biiiir! 
( Bence kadın erkek fark etmiyor. Yaşam detaylarda. 
Sevgi detaylarda. 
Anlam detaylarda ve bunu görebilmek en büyük ayrıcalık. Bonus yani )
Adamına, yerine göre oralı oluyor. Kendince oluyor ama oluyor.  İkiiii!
Boş konuşsa bile sebepli. O boş konuştuğunun bile farkında yani. Bu güzel.  Üüüüç! Ama her boşunda minik bir rafinelik var.
Olduğu gibi, katıksız Altın akçe dööört!
Onun bunun için değil, önce kendi. Önce kendi için olan hali (  Beeeşşş!
Temiz, hijyen, bakımlı. Tertipli. Mis miiiissss!  On numara bu konu :)  Bir altın akçe daha 6.
Becerikli, zeki, pratik. Çok benziyoruz di mi :) Yediiiiii!
Keyif pezevengi. İşte! bu tam ben. Ve aradığım en değerli altın akçesi sekiiiiiiz! 
Gerçekten keyif pezevengi olmak yaşama hakkını vermek demek. Kendine değer vermek demek. 
Keyif geldiyse yaşam durur bende. Randevular, işler, görüşmeler.  Bir kılıfını bulur her şeyi o ana göre ayarlarım hemen. Çünkü bilirim ki orada alınan keyif aslında bağışıklık sistemine yüklenen mermilerdir. Yaşam sevincidir. Hastalıkların başbelasısıdır. Bu yanını en çok sevdim be Adam!
Dans uyumu müthiiiiiş :) altın akçe dokuuuuz oldu.
Uydum akıllı ama kontrollü. Etti oooonn. 10 altın akçe.
Bana da biraz kontrollü olanı lazım gelirdi zaten. Bu da on numara.
Sevgililer gününe gözümü açtım daha şimdiden sabah sabah on altın akçem oldu. Yani daha bir ay olmuş tanımaya çalışalı zamanla daha kaç akçe olur kimbilir?  Ehhh! mütevazi olamıycam on akçe de ben de var etti yirmi altın akçe. Bir ilişki için iyi bir başlangıç değilmi sizce ?
Her hır gür de, her tartışma da, her kapris de bozdur bozdur harca bitmez :))

Çok samimi bi şey yazmak istiyorum. 
Sevgililer günü umurumun köşesi bile değil. Bu gün kafi derece de herkes şunu yazıcak zaten ' para tuzağı ' ben de aynılarını yazmak istemiyorum. Ben şu akçeleri yazayım istiyorum.
Sevgi emek ister…
Sevgi emek ister…
Sevgi emek ister…
Sevgi önce karşında ki ol ister…
Sevgi önce saygı ister…
Sevgi önce hoşgörü ister…
Sevgi kendi egonla mücadele ister…
Kendini ona saydır değil, önce sen onu say ister…
Emektir sevgi. 
Bunu bir çok yazımda kalın kalemle yazdım bir daha yazmak istedim. 

Annem, 
1968 yılından beri babamın çayını karıştırır da verir. 2015 deyiz :)
O yıldan beri babamın iç çamaşırlarını ütüler. 
O yıldan beri geceleri babamın üzerini örter.
O yıldan beri  açsa bile ben doydum sen ye der.
O yıldan beri dışarıda yediğinden birazını ona getirir.
O yıldan beri babam kükrerken bi şiilere o sadece susar.
O yıldan beri birliği ve dirliği hiç bir yerde bozmaz.

Onun içindir ki babam onsuz geçen bir gününde ağlar. Birbirlerinin soluğunda yaşamak bu. Sevgi bu. Bunun tek harcı emek. 
Hocası sağlam olunca insan kendine güvenmezmi?

Şu çirkin adama dönüyorum….
Asıl hazine sandığı ağır oluşunda. 
Cıvık sanıyorsun, işi gücü şakrabanlık sanıyorsun oysa o sadece eğleniyor. Lay lay lom sanıyorsun ama baaaaam diye vuruyor masaya. Evet evet aynen öyle! ses getiriyor. 
Adam dediğin elini masaya vuracak kardeşim. Ağırlığı olacak. Kadınından üstün olacak. Dizginleri elinde tutacak. Şu an yazımı yarım bırakıp tüm yazılarıma göz attım neredeyse. Acaba hangi yazımda paylaştım diye. Ama bulamadım neyse yazmaya çalışıcam şimdi. 
Evet Adam olan dizginleri elinde tutacak. Hanımlar kızmaca yok benzetmeme. Dizgin dediğim için bu benzetmeyi yapıyorum. At ve binicilerini ele alalım. Hiç bir at binicisini tanımadan ona güvenmeden kendini onun emrine amade etmiyor. Aksine binicisini tanıyıp, güveninceye kadar onu üzerinden bile atıyor. Ne zaman ki at binicisine güveniyor işte o zaman dizginler binicinin elinde oluyor.
Ben de kendimce böyle düşünüyorum. Kadınlarlar adamlarına güvenmediği sürece kendilerini teslim etmiyorlar. Kontrolü ellerinden bırakmıyorlar.  Engin denizde kayık sandal ne ise; 
kadın da bir sandal gibi sığınabileceği liman arar denir..
Kadın adamına güvenmeli. 
Adam kadınından güçlü ve yerinde olmalı…
Ağır olmalı…
Bunu parasıyla değil kişiliği ile göstermeli.
Bu ağırlıklar parayla satın alınmıyor çünkü. O zaman adamın üzerinde ya büyük ya da küçük dururyor. 

Bu  çirkin adam da beğendiğim en güzel yanı. En pırlanta yanı :)

Eee biraz da kaçık olmalı benim gibi ki! benim uçuk kaçıklığımı anlayabilmeli :)

Çok fazla konuşamadık genelden sözelden,  buluşmalarımız hep rakı balık oldu gibi. Ama iki kere minicik de olsa dans eder gibi olduk. İlk gittiğimiz de bar sandalyesinden hiç kalkmadan yerimiz de ritm tuttuk. Feci uyumluydu bana. Nasıl keyif aldım anlatamam. Seks uyumu gibi bi şiidir  bende  partnerimle ritmi yakalamam.
İkincisinde  de baya baya dans ediyordu yani…bana da hakim di ayrıca. Vurdu beni onbirden :)
Aynı burcuz.
Aynı müzikleri seviyor cd lerde ki track sayılarına kadar biliyoruz.
Aynı şeyleri düşünüp, aynı anda yine aynı şeyleri hissedebiliyoruz.
İçimden bi şi geçse ve dile gelmese bir bakmışım alıp gelmiş…

Yaradanım bu adamı karşıma çıkardı ya boynum kıldan ince olsun. Neden mi…?
Hepimizin illa ki sivri yanları vardır. Bu adam sanırım benim bu sivri yanlarımı törpüleyecek.  
Olmazlarımı olduracak
Asla larımı askıdan alacak
Dilerim beni sabitleyecek :)) 

Emin olun çok merak ediyorum bu hikayeyi…

Şimdi bu gün Sevgililer Günü ya kutlamayacağım sizin bu gününüzü sevmiyorum ben böle uyduruk şeyleri….
Ben size sadece şunu dilemek istiyorum…. Her doğan güne sevgi dolu kalbiniz olsun. 

Şimdi  beni dizlerimin üzerine oturmuş  ya da çökmüş düşünmenizi rica edicem ve...
Sizlerin önünde bu adamdan kendisini sevmem için izin istiycem.

Bak Adam! ben seni gerçekten sevmek istiyorum…
Seni olduğunla sevmek istiyorum, ve hep sevmek istiyorum
Güne senin kokunu içime çekerek uyanmak istiyorum…
Kuytucuğunda uyumak
ve terinde soğumak istiyorum…
Bu da sevgililer günü dileğim olsun allahımdan :)

Şimdi onun yanına gidiyorum şans dileyin olur mu :)))
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
Okuyucu 2015-04-03 12:13:08

merhaba, yeni yazılarınızı bekliyoruz ve özlüyoruz... her defasında acaba var mı yeni bir yazısı diye kontrol etmek zorunda kalmamak dileğiyle sevgiyle kalın...