Bugün size Yaşar Nuri Öztürk'ün muazzam bir eserinden söz edeceğim.

    Eser, yeni yayınlandı.

    Mutlaka okunması gerek; çünkü dehşetengiz konuları aydınlığa çıkarıyor.

    Bu kitabı okumadan önce, Kuran'ın bir ayetini, Hac Suresi'nin 31. ayetini dikkatlerinize sunuyorum:

    "Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgâr onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir."

    Şirk, böyle bir belâ işte!

    Özellikle içinde bulunduğumuz günlerde, kahır içinde yuvarlandığımız şu günlerde bu ayet daha bir anlam kazanıyor.

    Genelde İslâm dünyası, özelde ise Türk dünyası yani Vatanımız Türkiye neden bu durumda; yaptığımız hata nedir?

    Bu kitap, bu soruları mercek altına alıyor.

    Kitabın "Giriş" bölümünde şunları söylüyor Hoca:

    "Bu eser, Kur'an'ın insanlığa tanıtmak istediği temel belalardan biri olan şirki, Arap-Emevî ambargosunu yıkarak Kur'an'da verildiği şekliyle tanıtan ilk eserdir. Ne demek istediğimizi açalım:

    Dinin şemsiyesine sığınarak bir 'rabler hegemonyası' kurup kutsala hürmet adı altında örtülü şirke gidilmesi, Kur'an'ın dikkat çektiği en büyük tehlikedir.

    Kur'an bize gösteriyor ki, bu günahın failleri daima din temsilcileri olmuştur. İlahî kitap, yüzlerce ayetinde, doğrudan veya dolaylı, bu din temsilcilerinden, üzerine basa basa yakınmaktadır. Kur'an bilmektedir ki, peygamberler mirası, rabler hegemonyasıyla içinden çürütülmüş ve faturası Allah'a kesilen din, bazı devir ve zeminlerde şeytana ve karanlığa hizmet eden bir tahrip kurumuna dönüştürülmüştür.

    ...

    İslam dünyasına bir bakalım. Kur'an, 'Yemin olsun, müminler kurtulmuştur' (Mü'minûn, 1) demesine rağmen manzara, bir Batılı istatistiğin şu verilerinde belirginleşen dehşet verici görüntüden ibaret:

    Müslümanların perişan olduğu ülkeler: Filistin, Afganistan, Libya, Irak, Yemen, Suriye.

    Müslümanların mutsuz olduğu ülkeler: Cezayir, Mısır, Fas, Tunus, İran, Pakistan, Özbekistan, Türkistan, Türkmenistan, Azerbaycan, Lübnan, Suudi Arabistan.

    Müslümanların mutlu ve keyifli olduğu ülkeler: Avustralya, Kanada, İngiltere, Fransa, İtalya, Almanya, İsviçre, Amerika, Norveç, Hollanda, Danimarka.

    Yani, Müslümanlar, Müslüman ülkelerin tümünde perişan veya mutsuz, Müslüman olmayan ülkelerin tümünde mutlu ve keyifli.

    Türkiye, Müslüman dünyada bir istisna idi. Neden? Petrolü, parası olduğundan mı? Hayır!  Tam aksine, petrol ve para, o mutsuz Müslüman ülkelerin elinde. Türkiye, Atatürk ışığı ve Cumhuriyet devrimlerinin getirdiği aydınlık ve akılcılık sayesinde farklı idi. Batı bunu gördü ve Atatürk düşmanlığı din sanan alçak ve aptalları yanına alıp Cumhuriyet'in ve Atatürk mirasının altını oyarak Türkiye'yi bir istisna olmaktan çıkardı. Şimdi Türkiye'yi de en azından 'mutsuz' ülkeler arasına koymamız gerekiyor. Böyle giderse bir süre sonra Türkiye 'perişan ülkeler' listesine girecektir.

    Şu şaşırtıcı gerçeği de unutmayalım: Müslümanların itham, hatta hakaret ettikleri ülkelerin tümü, topraklarında mutlu oldukları ülkeler. O ülkeleri kafirlikle, kötülükle, cehennemlik olmakla suçluyor, bununla da yetinmeyip onları hidayete erdirmek istediklerini iddia ediyorlar. 'Bu tavır; akla, vicdana, insanlığa uygun mu, yakışıyor mu?' diye soran yok. Bu tavır gösteriyor ki, Müslümanlar mutsuz ve perişan olmaya ilaveten, yakın bir gelecekte mutlu ve huzurlu bir yapıya ulaşmak liyakatinden de yoksun bulunuyorlar.

    Bu akıl almaz hüsran ve perişanlığın sebebi ne? Cevabı biz, aklın, Kur'an'ın ve tarihin verilerinde bulduk. Sebep kısaca şu: 'Din' perdesi altında maskeli bir şirkin hayata ve ruhlara egemen olması."

    512 sayfadan oluşan ve tam ismi "Din Maskeli Allah Düşmanlığı/Şirk/Ve Şirke Tepkinin Felsefeleşmesi: Deizm" olan bu eserin mutlaka okunması gerekir.

    Kitap, Yeni Boyut Yayınları'ndan çıktı.

    Okumanızı öneririm.

    
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.