Siyasal islamın tükenişi

Bu hareket merhum Erbakan tarafından 1969 yılında başlatılırken elbette ki, işin bu noktalara geleceği tahmin edilmezdi.
O gün güç yoktu, para yoktu, iktidar imkanları yoktu.
Dolayısıyla idealler vardı.
Büyük bir dava, İslam davasını dünyaya hakim kılma amacı vardı.
Amaç ulvi idi belki ama hayaldi doğal olarak.
Zira buna ancak yüce Allah’ın gücü yeterdi. Ki istese zaten Allah tüm insanlık Müslüman olur, herşey İslam’a göre yaşanırdı.
Ama dünya imtihan dünyasıydı.
Bundan dolayı herkes için herşey için imtihan vardı.
Gün geldi, siyasal İslamcılar parti kurdu, gün geldi makam mevki kavgaları yaşandı, ayrışmalar oldu.
Cemaatler, tarikatlar bir yana çekti, bu cenahın siyasi partisi ve lider kadrosu bir yana çekti.
Gün geldi kavga ettiler, gün geldi çarpıştılar.
Fakat iktidar gücünü ele geçirene kadar hep idealisttiler.
Kimi evdeki ekmeğinden kesti götürdü, kimi malından mülkünden verdi.
Hep inandılar.
Liderleri doğru yapardı, mümindi.
Zaten Tayyip Erdoğan da dememiş miydi, “gün gelir Tayyip Erdoğan zengin oldu derlerse bil ki haram karıştı bu işe.”
Belediyelerle tanışma siyasal İslamcıların ilk imtihanı idi.
Bu imtihandan çakıldılar,  Cumhuriyet tarihinin en büyük belediye yolsuzlukları bu devirlerde yaşandı bu ülkede.
Ardından Tayyip Erdoğan’la merkezi idarede mutlak iktidar.
Siyasal islamcıları devleti yönetirken gördük.
O idealler artık hakgetire idi.
Makam, mevki, kadın ve para siyasal İslamcıları bitirdi.
Artık milyar dolarlık rüşvetlerle , servetlerle anılıyorlar.
Bindikleri jeepler, oturdukları  villalar, rezidanslar.
Hepsi kuşkulu servetlerle edinilmiş mal-mülk Cumhuriyet tarihinin 80 yılda siyasal İslamcıların geldiği noktayı şaibeli hale getirmişti.
Kendi içlerinde bile vicdan sahipleri “olmaz böyle şey, biz bu imtihanı veremedik” diye özeleştiri getirdiler.
Olmadı hiç yapamadılar vakıflar kurdular, devletle işi olan vatandaş, şirket o vakıflara milyonlar bağışladı.
Aynen Osmanlı’nın mülk edinme ile ilgili sorunundan dolayı habire mallarını mülklerini kurdukları vakıflara aktardıkları gibi son dönemde hanedanın vakıfları milyonları, milyon dolarları götürdü.
Sonuçta artık bugün ne kadar çırpınsa da şaibeli bir iktidar var.
Hatta bu şaibeleri aklamaya çalışan çok sayıda siyasal İslamcıların gazetecileri, yazarları çizerleri var.
Görüldü ki bu ideolojinin mensuplarının yönettiği devlette ne hak var ne hukuk.
Haksız zenginleşme, zulüm, yalan, sahtekarlık, iftira maalesef hep son dönem görmekten utanç duyduğumuz rezillikler.
Son söz  yaşananlar siyasal islamın devlet yönetimi itibariyle bitişi, tükenişidir.
Aynen MHP’de iktidarda iken dayandığı milli-milliyetçi ideolojiye aykırı davranışları ile dayandıkları temeli suyla doldurmuştu, bir benzerini de bu iktidar döneminde yaşadık.
Gelecek dönemler artık Türkiye’de ideolojilerle siyaset yapma dönemi değil, daha çok inandırıcı , samimi dürüst siyasi yapıların dönemi olacaktır.

 

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.