Zaman zaman düşünürüm, “Birisi çıksa da dese ki, ‘Ben,Fuzûlî’nin, Su Kasidesi’nden daha güzelini yazarım’ ve alsa kalemi eline, daha güzelini yazsa. Acaba yazılabilir mi?” diye. Sonra derim kendi kendime, “Muhteşemin muhteşemi yazılabilir mi hiç?..”
Hani bir mecliste Nâbî’nin Hayr-âbâd adlı eseri övüldüğünde meclistekiler ona benzer bir eserin yazılamayacağında birleşirler. Şeyh Galp de çıkar, o eserin özgün olmadığını öne sürerek kendisinin daha edebi bir eser kaleme alacağını söyleyerek kısa bir sürede ince hayallerle örülmüş, tasavvuf ağırlıklı bir şaheser olan Hüsn ü Aşk’ı yazarak şiir söyleme kudretinin zirvesine oturur ya. İşte öyle bir şey düşündüklerimin alt bilincimde zuhur edip duran. Zira Su Kasidesi’ni okumak için her elime aldığımda tekrar tekrar okurum, kaç kere okuduğumu bilemem. Beyitlerdeki anlamlar, derinlikler beni öylesine sarıp sarmalar, öylesine bambaşka âlemlere uçurur ki bu maddi âlem adeta buharlaşır kaybolur; apayrı bir âlemin nefhalarını duyumsarım sanki. “Olamaz böylesine bir güzellik, hazzını tarife kelimeler kifayet edemez” derim. Düşünün… Bir de Şeyh Galip gibi birisi çıkıp “Ben daha güzelini yazarım” dese ve daha güzelini yazsa nasıl olur acaba? Herhalde o zaman okurken göz yanar, gönül tutuşur; Bağban sele verse de gönül bahçesini, bir tek yalımı sönmez ateş güllerinin. Su aşkın da adı aynı zamanda gözyaşı olunca aşk olur elbette.
Fuzûlî, Dicle’nin Kâbe’ye doğru akışını seyrederek, otuz beş beyit halinde, Hz.Peygamber’e olan aşkını yazdığı su redifli kasidesi yüzyıllardır gözyaşları eşliğinde gönüllere akar durur. İlk beytinden son beytine kadar bin ab-ı hayat, bin gözyaşı…
Bakar mısınız şu hayal inceliklerine? İlk beyti;
Saçma ey göz eşkinden gönlümdeki odlara su / Kim bu denlü dutuşan odlara kılmaz çare su(Ey gözüm! Gönlümdeki aşk ile tutuşmuş ateşlere gözyaşıyla su saçma. Bu denli tutuşan, her yeri kaplayan ateşlere su çare olmaz, söndüremez. Şu Dicle gönlümde tutuşan ateşlerin üstüne aksa yine de söndüremez gönlümdeki ateşleri, diyor. Gözyaşının o denli büyük ateşi söndüremeyeceğini biliyor, gönlü yanmış kül olmuş, gönlünden ümidi kesmiş, gözden çıkarmış zaten ama ateşin diğer organlarına da sıçramaması için, onları da yakıp kül etmemesi için gözü yaş akıtıyor. Eskiden tulumbacıların ilk görevi yanan evden ümit kesilmişse, çevresindeki, ateşin sıçrayacağı evlere su sıkmakmış. Yanan evi gözden çıkarırlarmış. Onun gibi. Gönlündeki ateş soyut, su ise somut, söndüremez, diyor) Tezat, mecaz, mübalağa, sanatlarının harika kullandığı bir beyit…
Beyitlerin bir tek kelimesini bile incelesek ne kadar zengin ve derin anlamlar yüklü olduğunu görürüz. Örneğin ilk beytin ilk kelimesine bir bakarsak, “Saçma” derken; Ne saçılır? İnci taneleri. İnci ne? Sedefin karnından çıkarılan kıymetli bir mücevher. Dürr ne? İnci demek. Yetimin bir mânâsı da nedir? Tek ve eşsiz, demek. Dürr-i yetim ne demek? Eşsiz inci demek (Peygamber Efendimizin sıfatı) Otuz beş beyit baştan sona Peygamber Efendimizi överken, her kelime de ayrı ayrı anlamlar ihtiva ediyor.  
İkinci beytinde;
 b-gûndur günbed-i devvâr rengi bilmezem / Yâ muhit olmış gözümden günbed-i devvâra su (Şu dönen gök kubbenin rengi su rengi midir; yoksa gözümden akan sular şu dönen gök kubbeyi mi kaplamıştır bilemem, diyor. Bilmemezlikten gelerek tecâhül-i ârif yapıyor. Bakınız şimdi inceliklere; kümbet ifadesiyle gökyüzü katmanlarının yuvarlaklığını, gözün içindeki yuvarlaklıkları ve gözyaşının yuvarlaklığını hatırlatarak tekrir, tenasüp yapıyor. Bu aşk için su ateşi söndüremez dedim ya ey dostlar! O kadar çok ağladım ki, gözyaşlarım gökyüzünü bile kaplamış, diyerek mübalağa sanatı yapıyor. Dünyanın dönmesinin devam ettiğine dair bir süreklilik veriyor. Gökyüzü neden su renginde, gökyüzünü sular mı kaplamış yoksa ben mi öyle görüyorum? Aşkla akıttığım yaşlar o kadar büyük ki ben o gözyaşlarının içinde boğulmuşum ve dünyayı su olarak görüyorum, diyor. Sevgiliyle arasındaki mesafenin yok olduğunu(fena) söylüyor.
Sevgili okuyucularım! Gönül dilim döndüğünce ya da kifayet ettiğince aşkın bu denli güzel anlatıldığı kasidenin bazı beyitlerini bundan sonraki yazımda da sizlerle paylaşacağım. Aşkınız Cemâl olsun!

 

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.