SÜLEYMAN DEMİREL'İN
Kerkük Ziyareti Ve Türkler (1)

Yazan: Sadun KÖPRÜLÜ

Irak Türklerin günümüze dek dünyada uzun yıllardan sevdikleri uğrunda kurban olmaya, canlarını vermeye, ölmeyi göze almaya Türkiye,
Türk milleti Al bayrakları vardı onlar için çok değerli üstün, kutsal idi, bu uğurda kanını vermeye, tüm varlığını milletleri ile yalnız ve yalnız Türkiye, Türk için temiz damarda kanları, gönülleri atmaktaydı.

Her kes canından daha fazla Türk milletini, Türk Cumhuriyeti, Ayyıldız bayrağını, Atatürk, Boz kurt, Alpaslan Türkeş'i çıldırmış, delliyce, sevmekteydiler, kendini, kanını, canını adak vermeyle ölmeden önce bir Türkiye'ni görseydim, sonradan ölseydim söylemekteydiler. Hasret çekmekteydiler Irak Türkleri
Her an uykularında bile uyurken Türkiye'yi görmek isterdiler, Türkiye sevgisi, duygusu bam başka idi, her bir baba, anne, çocuk, yaşlı, kadın, kızlar için.   

Ben hala çocuk yaşlarındaydım, Annemin sözlerini hiç unutamadım, hatırlamaktayım, Ben Sadun
Oğlumu, Türkiye'den olmasa hiç evlendiremem, ölmeden bir Türkiye'ni görseydim her zaman söylamaktaydı, Türklerinin  Konuşmaları Temizdir, bülbül
Serçe kuş gibi öterek, konuşurlar, ne mutlu benim için oğlum bir Türk kızı ile evlenirse ve bende Türkiye'ni görseydim birkaç gün o kutsal topraklarda yaşasaydım çok nazik bizim gibi onlarda Türk'tür ve bizleri sevmektedirler.

Annemin sözlerine katılıyorum, çok mücadeleci, Türkçülük davasını başaran seven bir kadındı, halada öyle tüm varlığını Türklük için vermekteydi, Ben tutuklandığım sırada Saddam rejiminin
Üvey kardeşi Barzan El Tikriti ona işkence ederek 75 yaşında annemin kulaklarına vurarak, ellerini hapishanenin  Demir, çelik Kabısınız altında bırakarak, kullanılmaz hala gelmiştir, Barzan El Tikritiye annem
Bağırarak, biz Türk'üz oğlumuz Sadun'dan hiç vazgeçmeyiz benim yedi oğlum var bu Türk milletine kurbandır, bende kurban olurum, demiştir ve Türkiye'ni severiz, Türkler bizim milletimizdir kardeşimizdir. 

Doğrudan öz Türkçe dilimizin başka bir özelliği vardır, tüm dillerden güzel, tatlı Ahenkli, saygılı, umutlu, parlak geleceği vardır.
Türk milletinin değeri de başkadır, evet Annemin dediği oldu ben şimdi Türkiye'de yaşıyorum nasıl olursa mutluyum, Sevimliyim bu Al bayrak altında bu kutsal Türk toprağında, Annemde on yıldı Türkiye'de yaşamaktadır.

Ayrıca eskiden beri çok yaşlı babalarımız, Hacca gedmeden önce, Türkiye'yi görüp sonradan hacca
giderdiler,Türkiye'nin bam başka sevgisi vardır Irak Türklerinde her evlerde, gazino Dükkânlarda, Atatürk'ün, Türk büyüklerinin, Osmanlı paşaların resmi verdi.  Bozkurt, yazılan şiir, yazılarda Türkiye ile ilgili idi.
Öyle bir duruma geldik, her gördüğümüz Türkçe konuşanı Türk'ü diye haftalarca, aylarca konuk ederdik, eve
Alırdık ağırlardık yalnız, Türkçe konuştuğundan dolayı onunla Türklükten, Milliyetçilikten
Konuşurduk, tüm istek arzusunu yerine getirmeye çalışırdık, aylarca bizim evimizde kalarak annem onları kendi oğullarından, kızlarından hiç ayırmazdı, çünkü bizce Türkçülük Kutsal bir kimlik milli ineçli bir duygu sayılırdı,
Karşıladığımız insanları bilmiyorduk.
Bunların dinleri, dilleri, duygu, görüşleri nedir, Kürt mü? Arap'ımı? Dinçimi? Komünizm. Muhalefet partiden mi? Acaba,  Evet, annem, Babam her Türkiye'den gelenleri, Türkçe konuştuğundan dolayı Türk diye karşılardılar bizde ayni öyle, evimizde konaklardık, bir Türk evimize Kerkük'e gelince sevinip mutlu olurduk, o evimizde Bayram coşkusu olurdu, yemekler yapılırdı, pişerdi komşular gelirdi, Ziyaret edilirdi, öteki Irak Türk komşularımızda haftalarca, aylarca el üste, baş üste Türkçe konuştuğundan dolayı önem, değer verilirdi, sabaha kadar konuşulurdu.

Çocuk yaşlarımdan Türkiye'de bir bölüm dergi, gazetelerden mektuplaşmak istedim Türkiye'de çoklarda tanışmakla birçok arkadaşlarım oldu, bana Kitaplar, dergi, Gazeteler, armağanlar gönderdiler bende onlara gönderdim ilgilenirdim, ilgilenirdiler.
Tanıştıktan Sonra her yaz okulların kapanışında Türkiye'den arkadaşlar evimize gelirlerdir, bizde okul tatile girdiği zaman bir iki ay çalışarak para toplayarak hemen Türkiye gezisine çıkardık, dostlarla buluşurduk tüm ülkü ocaklarına, milliyetçi Türkçüler dernek kollarına uğrardık, derdimizi, acımızı soydaşlarımıza anlatırdık.

Elimizde olan Türkçe Gazetelere saygı göstererek yerde bir gazeteyi görmüş olursak hemen alırdık, kaldırırdık yerden, çünkü Türkçe okumaya uzun yıllar hasret kaldıktan dolayı her Türkçe yazılanı gönlümüze bağrımıza basardık.


22 Ekim 1967 Yılında en mutlu yıl idi, en mutlu gün biz Irak Türklerin Türkiye Başbakanı Süleyman Demirel Türk şehri Kerkük'e gelişinden dolayı tüm Irak Türkleri, Mutlu idiler, sevinçli idiler. Sabah erkenden, tüm insanlar kalkarak, geceden sabaha uyumadan, uslarında, düşünce fikirlerinde bin bir sorular dolaşmaktaydı mutluydular, bir yandan mutlu, öte yandan çok
Korkuyordular, gelecek dertli, acı günlerden gelecek onlara neler gösterecek acaba, Ama Onlarda olan Türklük sevgi, duygusu, ölüme korkuya boş vererek umutluydular, Millet Hazırlanmaktaydı. Başbakanını karşılamaya,

Bunların içinde ben Sadun ve Zalim Kıyıcı Saddam tarafından 8 Ağustos 1980 yılında idam edilen Mehmet Korkmaz, Rüştü Muhtar oğlu, İzzettin Terzi oğlu Aydın Mustafa ve 18 Ocak 1981 Yılında şehit edilen Halit Şengül ve başkaları bulunmaktaydı.

28 Mart 1991 yılında Altunköprü, Katliamında yüzlerce Türkler Kurşuna dizilen Ahmet
Enver Köprülüde benimle bir yerde durmaktaydı, aynı yılda kendisiyle iki oğlu Atilla Köprülü, Turan Köprülü şehit Edilmişti.

Şimdi hayatta olan başka kardeşlerde vardı.

Başbakan gelişiyle Canım Kerkük gülümsemekteydi, her yön her çevre bam başka güzellik içinde gözlerde, bin, bin, Ümit, müjde yüzlerde pembecik gülüşler, gülümsemeler İçlerde, gönüllerde Türklük duygusu, kaynayarak, heyecanlık ile coşmaktaydı, Kerkük'ün her bir Mahalle, sokak, caddesinde güzel giyimler al, yeşim mavi, kıp kırmızı, Beyaz Renklerle ellerde al bayrak, güzlerde bir yanda hüzün, acı hasret, bir yanda sevinç, mutluluk, Gülümseme Millet beklemekteydi. Mini, mini çocukları her kesin ellerinde Ay yıldızlı Al bayrak, Atatürk'ün fotoğrafları ile esimiyle bağırarak, çağırarak, insanlar başkaydı sancı, kurtuluş günü gelmiş, Başbakan gelmiş onları kurtaracak diye, Kerkük'ü, Musul, Erbil'li, Diyala ve tüm Türk yerlerin, topraklarını Türkiye'ye katacak, tüm okullar kapandı, Millet bir büyük Türklük, Milliyetçilik Bayramındaydı.

İşte Milletin beklediği, tek ümit Kerkük şehrine ulaştı, kurbanlar kesildi, Türküler söylendi. Gönüller coştu Türklük aşkı yükseldi derinleşti. İç Türkçülük duyguları derinleşti birleşti.

Saat 10/ 17 dakika sanki bir hayal, her yanda güzellik taşmaktaydı, yüzler gülmekteydi, ben Sadun köprülü 10 yaşında, 10 kan kardeşimle, büyük Bir heyecan, coşku sevgiyle, ellerimize Al bayrak canlı , canlı selama durmuştur, Başbakan Süleyman Demirel'in ve beraberindeki, Türk heyetinin önünde, Türkmen milli kıyafetleri içinde, Anavatan hasreti, yerleşen depreşen eski bir Kerkük Türküsüyle, Başbakanı öyle dünyalar sanki yalnız bizim olmuş diye karşıladık,.

Ağam Süleyman Paşam Süleyman

Ağam Süleyman,
Paşam Süleyman
Evleri köprü dibinde
Boyuva boyuna)hayran

Boyu boylardan küle,
Ağam Süleyman,
Benzisen konca güle,
Men sana hayran,
Yıkıp sen babam evin
Ağam Süleyman
Yüzüme güle, güle
Men sana kurban

Buna bağlı Türk'ü devam etmekle, Türkiye Başbakanı Süleyman Demirel'e Yaşanılan sıkıntıları, çile, acı ve Türklerin çektikleri, Türkiye hasretini dile getirmekle, Türkünün sözleri değiştirmekle, içli derdimizi anlatmaya öyle söyledik,

Akşam arada kaldı
Ağam Süleyman
Hançer yarada kaldı
Boyuva hayran,
Menim vefalı yarım,(Türkiye)
Bilmem harada kaldı (nerede)
Men sana kurban

Böylece Irak Türkleri Türkiye'yle ilgili, görmüş oldukları, zulüm işkence ve türlü
Baskıdan dolayı, Anavatan Türkiye'ye seslenerek, mesaj vermekle, dertlerini, acılarını anlatmaya çalıştılar.
Türkiye'den bir türlü yakınlık, destek, yardımlık görmediklerini dile getirmekle, anlatma bildirmeye çalışıyordular.

Anavatanı sitem dolu sözlerle kastederek, söylemişlerdi.
Sanki bu onlara karşı Türkiye söylemektedir.

Ahşamın (akşamın) arasın gör
Ağam Süleyman,
Aç bağrım yarasın gör
Gözüm Süleyman
Men sana yar olmaram
Şirin Süleyman
Git başıv (başın) çarasın gör
Men sana kurban

En son büyük Osmanlı devleti tarafından kışla sarayın yapılışıyla, orda üç Hilal'la
Al bayrak dimdik durmaktaydı, uzun yıllar geçti Musul velayeti, İngilizlere bırakıldı, Ama Iraklı Türklerin usunda, düşüncesinde bu yerler Türklerindir nasıl olursa bu topraklar, tekrar Türk'ün olacak, böylece her zaman bu dörtlük, Hasretle,
Söylenerek yeniden Al Bayrak Kerkük kalası ve Kerkük sarayı üstünde
Dalgalanmasını Millet beklemekteydi.

Kerkük'ün bu
Sarayı Ağam Süleyman
Acep noksandı neyi
Gözüm Süleyman
Asılıptı, Bayrağı
Ömrüm Süleyman
Hanı, Be, Yıldız, Ayı
Paşam Süleyman,
Ağam Süleyman
Beyim Süleyman
Men(Ben) sana Hayran

Türkiye Sevgisi ve bir Hoyrat

Bu Hoyrat çok anlamlı önemli olarak son beyit Kerkük'ün bu sarayı, hoyratını 12 yaşında bir çocuk olarak Bağdat'ta bir bölüm Saddamcılar
Tarafından yayın yapan Irak Türkmen Radyosuna göndertmiştim ve aynı gönde okunarak, aylar bu hoyratı okuması devam ederek radyo evi bize karşı eleştirmeye başladılar,  hoyratı yorumlayarak öyle söylediler bize karşı, Kerkük'te bu gün bir bölüm
Türkmen gericileri, Kerkük sarayı önünden geçerek, Kerkük'ün sarayına hasretle
Bakarak, Ay yıldız bayrağı görmeyince, dayanmadan üzülmektedirler hasret çekerek, Ay yıldız bayrağını Kerkük
Kalası ve Kerkük sarayı üstünde, görmek istiyorlar, görmedikleri zaman hoyratla dertlerini bakın bizlere gizli olarak atmışlar.
Bu gibi Türkmenler vatan hainlileri,
Irak toprağını parçalayan Türkiye'ye bağlamak istiyorlar Irak'ı sevmeyenler gerici Türkmenler bu vatanı bırakıp çıksınlar, Burası Iraktır, Türkiye değil, Türkiye'ni isteyenler burada yerleri yoktur.

Önceden Türkçe bilen Kerkük'te yaşayan Araplar, Saddamcılar, tüm Türkmen
Dairelerinde, Televizyonunda çoğunluk onlar çalışıyordular.
Bu hoyrattan dolayı
1971 yılında 15 gün tutuk evine atılarak işkence gördüm para zoruyla babam kurtardı beni.

Evet kardeşler Saddam rejimi basçılar bir Kerkük Hoyratından bile korkmaktaydılar, onlar her zaman düşünüyordular ki bir gün nasıl olursa Türkiye ve Türkler Kerkük, Musul, Erbil'i kurtaracaklar ama bu gün baktığımızda Türkiye'nin kendi toprağı olan Musul Vilayeti özellikle, Kerkük, Erbil Türk toprakları Araplardan sonra Peşmergelerinin Kürtlerin eli altına annesine kavuşmadan, hasret içinde kalarak ağlayarak, inim, inim innemektedir, bir kurtuluş yolunu beklemektedir, ama ne zaman bu umutları gerçekleşecek Irak Türklerinin.

Evet, Irak Türkleri Kerkük şehrinin kurtuluşa kadar, Türk topraklarına katılmaya kadar bu Hoyratı söyleyecekler, gerçek olması için canlarıyla, kanlarıyla mücadele vererek çalışacaklar.

Kerkük'ün bu sarayı
Acep noksandı neyi
Asılıptı, Bayrağı
Hanı, Be, Yıldız, Ayı

Artık eskiden bu Saddam için uzun yıllar çalışan ve Irak Türklerini kendi dilleriyle yayın yapan Irak Türkmen radyon bölümü başkanı olan önceleri şimdi
Yaptıklarına karşı pişmanlık duyduğu oldu acaba, Ne mutlu bizlere bu hainlerden kurtardık 24 saatlik yayın yapmakta olan Türkmeneli oydu
Televizyonu ve FM radyonu bugün onlara seslenmektedir, özgürcesine
Konuşmaktadır ve Irak'ın her yerinde mas mavi ve birçok yerlerde, al bayrağımız asılmaktadır ve dalgalanmaktadır.  


Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.