ABD  eski dışişleri bakanı Henry Kissinger, "11 eylül bundan sonra savaş olacak ve bu savaş hıristiyanlarla müslümanlar arasında olmayacak aksine müslümanlarla müslümanlar arasında olacak" demişti.
Aradan fazlada bir zaman geçmedi ve yakın coğrafyamızda bir bahar yangınıdır başladı ve gitmektedir.
Fakat burada resmin bütününü görmek gerekiyor.. Kim ne için savaşıyor konu nereye varacak. Acaba ülkelerin başlarında bulunan uzaktan kumandalı diktatörler tahtlarındanmı  indiriliyor yoksa başkalarının yarım kalan bir hesabımı var acaba.
İslamiyeti bir tehdit olarak gören batılı güçler aşırı islamiyete karşı bir iç savaşa ihtiyaç var diyecek kadar ileri gidiyorlar.
The New York Times yazarı Thomas L. Friedman aşırılık olarak gördüğü islamiyetin bir birine kırdırılması gerekiyor diyecek kadar haddini aşıyor. Bundan sonra nemi oluyor işte hepimizin malumu olan bahar adı verilen yeni yangın alanları oluşuyor. Yürekler yanıyor şehirler yanıyor, kaynaklar sömürülüyor, herkes hakkına düşeni bu yangından çalarak fırsatı ganimete çeviriyor.

Hatırlayacağınız gibi Libya olaylarında dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu yoğun diplomasi trafiği içerisindeydi. Libyada kalan işçilerimizin Türkiye ye getirilmesi bir şov haline getirilmişti. Sonrasında muhalif kanatlara para yardımına kadar giden bu süreçte istanbulda muhalif kanadın toplantılarına başkanlık yapan Türkiye ağabey rolü üstlendiği Libyalıl'arı kucaklar Kaddafi'nin elinden kurtarır rollerdeydi.

Fakat gelinen noktada  Kaddafinin ölümünden sonra medyada yer alan haberlerde  olan bitenle alakalı tek satır haber göremedik. Türkiye bu paylaşımın neresinde kaldı başbakanımız Mısırı da içine alan bir gezi düzenleyerek gövde gösterisi yaptı acaba merak edip sorma tenezzülünde bulundukmu. Neden bu denli para ve zaman harcadığımız bu konunun akıbeti sonuçları hakkında bir açıklama bekledikmi. Bu aralar varsa yoksa Eset aşağı Eset yukarı.
Bakan gözler kör olmuş duyan kulaklar sağır olmuş gibiler.

ABD nin işbirlikçisi ılımlı islamcılar, sünnilik adına Şii müslümanlarla savaşacak, daha doğrusu savaştırılacak. Böylece bölgede bir iç savaş çıkartılacak müslüman müslümana kırdırılacak. Oyunun görünmeyen perde arkası budur işte. Daha açık ifade edecek olursak müslümanlar ABD nin yanında olanlar ve olmayanlar olarak sınıflara ayrılacak. Sünni müslümanların karşısında İran Suriye ve Hizbullah koyulacaktır. Bahsigeçen bu sac ayağının zayıf ayağı Suriye görüldüğü için Suriyeden başlanacaktır ve sıradakiler içinde zemin hazırlanmaktadır. 
Bu eksende yanlış olan Türkiye'nin yanlış safta yer almasıdır. Yakın bir zamana kadar Suriye ile yakın dostluklar kurulmuş Başkanlar aileleri ile bir dostluk ve arkadaşlık mertebesine erişmişken birden taraflardan Türkiye yan çizmiş ve kimse anlamadan düşman oluvermişlerdir.
Esad'a sorulduğunda "Değişen ben değilim değişen Tayyip Erdoğan" demişti.
Suriye'de söylenilen reformlar yapılmış fakat yine de ikna edici sonuçlar alanımadı. Burada ne olursa olsun başka bahaneler bulunacaktı. Kısadan bakacak olursak devletin iç meselesi değil midir bu konu?
Bir empati yapalım aynı durumda biz olsak ve gidip gelip Suriye muhalifleri ülkesinde toplasa onlara başkanlık yapsa onu bunu üstümüze kışkırtsa sizce biz Suriye'ye savaş açmaz mıyız? Unutulmaması gereken çok önemli bir detay var burada 1.Dünya savaşının nedeni Avusturya veliahdı Ferdinan'dın öldürülmesi değil midir?
Suriye bize savaş açsa ve saldırsa acaba diyecek bir sözümüz kaldı mı? Savaşın içerisinde Türkiye'nin kendini bulması an meselesi diye düşünüyorum. Başka ülkenin insanını korurken bizi ateşe atmanın sebebi ne ola acaba?
Hepsinden önemlisi komşuluk hakları hiçe mi sayılıyor biz ne yapıyoruz diye düşünmek gerekmez mi?
Yazımızın başında müslümanın müslümana kırdırılması olayı bu değildir de nedir? Libya'da, o Mısır'da,  Irak'ta halk diktatörleri zamanından daha zor durumdalar. Neden bu olaylar kentler şehirler bombalanmadan halledilemez miydi.
İlla ki mezhep kavgalarının ve kardeş savaşlarının çıkması mı gerekliydi? Bu durumdan istifade edecek olanlar kimler. Olayın neden yakın parçalarını görmek üzere kafamızı kuma gömeriz ki.
İsrail bölgenin şekillenmasini neden budenli arzu ediyor neden bu konularda sesi soluğu çıkmıyor hiç düşündünüzmü. İran kime tehdit oldu kiminle savaştırılmak isteniyor biz neden safımızı ve yönümüzü belirleyemiyoruz. Batının demokrasi getireceğiz yaftaları ile kaç milyon insan öldüğünün sayısını biliyormuyuz acaba. Adama sormazlarmı ABD Irakta bir milyonun üzerinde insan ölmesine göz yumarken sizin aklınız nerdeydi.  Acaba Saddam ve Kaddafi halen hayatta ve iktidarda olsalardı bu kadar insan öldürebilecekler miydi?


Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.