Bugün  KKTC ile Türkiye Cumhuriyeti  Devlet'i arasında  Kıta Sahanlığı konusunda  bir anlaşma imzalandı. Hayırlı uğurlu olsun.

 
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Yıldız, Türkiye ile KKTC arasında imzalanan ''Kıta Sahanlığı Sınırlandırma Anlaşması''na ilişkin olarak; aramaların daha da genişleyerek devam edeceğini, tartışmalı yerlerde arama yapan firmaların da ''kara liste''de olduğunu söyledi.
 
Bunu  anlamak oldukça güç , kim kime neden kızıyor ve ticari şirketler hangi matık ile  '' KARA LİSTE''  ye alınabiliyor. Yanlış  bilmiyorsam bu Türkiyenin  de altında imzası bulunan bir  çok uluslararası ticari anlaşma kurallarına uygun değildir. Birini  veya bir şirketi kara listeye alabilmek için öncelikle  bir hata yapması veya evvelce yapmamasını istediğiniz  bir kuralı çiğnemiş olması gerek. Yasaklı bir işlem yapmamış kişi ve kuruluşların  ticari eylemlerini boykot etmek günümüz  uluslararası hukuk'u gereğince kabul edilebilir bir yaptırım değildir.
 
Örneğin  İRAN  uluslararası bir konsorsiyum ve Abd tarafından nükleer silah üretme tehlikesi endişesi  ile  bu ilkeye  belirli malzemelerin satışını engellemek için bazı yasaklar ve yaptırımlar  dizisi oluşturmuş ve bu yasakları delecek olan firmalara da  yaptırımlar ve müeyyideler  getirileceği açıklanmıştı.
AKP  hükümeti,  bu konuda şimdiye kadar böylesi bir iddia ve yaptırım ilan etmeden sadece hoşuna gitmedi diye  Akdeniz'de  yasal bir  ülke  olan CYPRUS  (özellikle İngilizcesini yazıyorum ki  yanlış anlaşılmasın  bu ülkenin adı bu bizim söylemeye alışık olduğumuz gibi Güney Kıbrıs  Rum Cumhuriyeti falan değil ,bu isim milli çıkarlaraımıza daha uygun diye  bizim uydurmamızdır) ile yasal işbirliklerinin  sonucu olan anlaşmalar çerçeversinde  petrol ve gaz arama faaliyetlerinde bulundukları gerekçesiyle  KARA LİSTE'ye alınamazlar.
Bu şirketler benim babamın oğlu olmadığı gibi kim olduklarını bile  tam olarak bilmiyorum , ama  benim  endişem bu tür sorumsuz açıklamaların bu şirketlere Türkiye'yi dava etme hakkını verebilme  ihtimalidir.

Neredeyse  1 aydan fazladır  AKP hükümeti önüne  geleni tehdit ediyor.


1-Suriye'yi tehdit ettik , Halen sınırına asker yığmış ve her an içeri girecekmişiz intibaı veriyoruz. Sayın Başbakan  hatırlayacaksınız  ''SURİYE BİZİM İÇ MESELEMİZDİR''  diye  buyurmuştu. Halen Suriye  nasıl ve neden Türkiye'nin iç meselesidir  kimse anlatamadı bana, ne bana nede kimseye.

 

2-İsrail'e neredeyse  savaş ilan edecek duruma gelindi. Savaş gemilerini Seyrüsefer Serbestisini sağlamak maksadı ile  Güney Akdeniz'de  göndereceğimizi ilan ettik ve İsrail'in Gazze ablukasını tanımadığımızı beyan ettik.  Bu  ne demektir? Şayet  iddia edildiği gibi bir  Yolcu veya yük veya yardım gemisi  Gazze'ye gidecek olursa  ve İsrail bu gemiyi  durdurmaya kalkacak olursa  Türk Savaş gemileri  müdahale edecek. Bir de Uluslararası sularda müdahale etmeye kalkarsa  ibaresi var. Burada açık olmayan ve birbiri  ile çelişen bir durum sökonusu, Yardım gemisi  diyelim Gazze'ye gideceğini beyan ediyor ve Gazze Karasuların giriyor , İsrail  o bölgeyi askeri kapalı saha ilan ettiği için giriş yapmaya kalkan herkesi durduracaktır. Türk Savaş gemileri  bu karasuları  artık her neresi ise  orada mı duracak? Yoksa biz Gazze ablukasını tanımıyoruz dediği için Yardım gemisine  Gazze'ye kadar refakat mi  edecek? Peki İsrail  askeri ve hertürlü ittifak'ı atmış olan ve İsrail  bizim  müttefikimiz değildir diyen bir ülkenin savaş gemisini DOST ülke  gemisi sayamayacağını ve buna göre hareket etmek durumunda olabileceğini  sanırım hesaplamak durumundayız.

Kısaca bu resmen  savaş ilanıdır. İsrail susuyor, bu ne demektir?

 

 

3-Tehdit devam ediyor , İsrail Havacılık Endüstrisi şirketi tarafından modernize edilen F16ların modernize edilme şartlarından  biri ve en önemlisi  bu uçakların İsrail'e karşı kullanılamayacağı  önşartıydı. Ve  bu nedenle de Türkiye'ninde kabul ettiği bu şart çerçevesinde uçaklarım yazılımında  İsrail uçakları ve donanması DOST olarak işaretlenmiş ve bu uçak ve gemilere ateş edilememesi içim programlanmıştır. Tehdit  programı çerçevesinde bu programların  değiştirildiği ve İsrail'in DOST değil DÜŞMAN  olarak sınıflandırıldığı ve vurulabilir statüsüne çevrildiği hatta bunu için Aselsan tarafından neredeyse 2 senedir program geliştirildiği yayınlandı basında. Demektir ki Türk  Hükümeti altına imza attığı anlaşmaya uymamak için  bir hazırlık ve planlama içindeydi uzun süreden beri.

 

4-Seyrüsefer serbesitisi sebebi ile Akdeniz'e  çıkartılan veya çıkartılacak olan  Türk donanmasının ikinci bir  hedefi oluşuverdi ve Güney Akdeniz'de Ekonomik kıta sahanlığı oluşturmuş olan CYPRUS ile İSRAİL 'in Gaz ve petrol arama ve çıkartma planlarının Türk haklarına saldırı olduğu ilan edildi ve gerek CYPRUS  gerekse İsrail hatta  Avrupa Birliği vede ABD  şirketleri tehdit edildi ve Savaş Gemilerinin oralarda dolaşacağı  beyan edildi. Benzer bir tepki bir ara Lübnan'dan gelmiş ama BM kurullarından geri tepmiştir. Gerek İsrail'in gerekse CYPRUS'un  bu sularda istediğini  yapma hakkı  var dendi.

 

5- Bugün Türkiye Başbakanı daha bir sene den az bir süre önce  BESLEME  dediği KKTC ile  bir Deniz Kıta Sahanlığı anlaşması imzaladı (hemde New York'ta  her nedense) ve orada petrol arayacağını beyan etti. İyi de  şimdiye kadar neredeydi, kim ona burada petrol arayamazsın dediki şimdiye kadar? Acaba bu sahanlık her neresiyse  petrol veya gaz var mı?  Fizibilitesi ve hesabı yapıldı mı? Yoksa sen ararsan ben de ararım diyebilmek adına mı hesabı ve maaliyeti bilinmeyen masraflara mı giriliyor? Olsun biz  büyük ülkeyiz  15 veya 150 milyon dolara bakmayız demişti herronlar konusunda verdiği demeçte sayın Başbakan.Bir petrol kuyusu çok daha büyük rakkamlar ile ifade ediliyor bilesiniz...

 

Tehdit devam ediyor, Peki neden ?

İsrail ile savaşacakmıyız?

Cyrpus ile savaşmaya niyetimiz mi var?

Bu ikisi ile savaşmaya kalkarsak AB ve ABD ile de savaşmayı göze mi aldık demektir.

PKK ile savaşmak için ihitiyacımız olan İnsansız hava araçlarını ABD'den dilenme safhasındayız şu anda. Bu günkü  Basın toplantısında Sayın Erdoğanın izahatlarını takip edenler  ne olduğunu ve PREDATÖRLERİN  verilmeyeceğini anlamışlardır  sanırım.

Peki niye Türkiyeyi bu hale getiriyorlar? Niye aklı başında birileri çıkıpta beyler  kendimizi rezil ediyoruz durup düşünelim demiyor.

 

Hepimiz biz büyük ülkeyiz gazına mı geliyoruz?

 

Bakın gerçekten de büyük ülke olan ABD bile  bir Irak ve Afganistanda nasıl rezil oldu , bizim ne işimiz var savaşla tehdit ile.

Bir  tek  vatan evladının burnu kanarsa  vebali bu hükümetin üzerinedir.

 

Büyüklük savaşarak değil BARIŞARAK  gösterilir.

UMARIM   ANLAYAN  OLUR.
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.