Türkmenler, Ortadoğu’da Anadolu’nun Sigortasıdır. -1-

Irak’ta cereyan eden son olaylar sonrası perdenin gerisine baktığımızda; soydaşlarımızın yalnız ve sahipsiz kaldıkları görülmektedir.
Tarihi Türkmen şehri Kerkük, Peşmergeler tarafından oldu-bitti ile İŞİD’in saldırısı sonrası Barzani'nin kontrol ve denetimine geçmiştir. Kerkük'te resmi dairelerdeki Irak'ın devlet bayrağı indirilmiş; Kerkük sokaklarında, resmi binaların önünde Peşmerge (Kürt) bayrağı dalgalanmaya başlanmıştır. Irak Türkmenlerinin, Barzani'nin insafına terk edildiği anlaşılmakta ve görülmektedir. Nitekim, Kerkük'e giden Barzani, "Kerkük'ün artık bir Kürdistan şehri" olduğunu resmen açıklamıştır.  Barzani’nin Kerkük sokaklarında yaptığı bu açıklama karşısında Ankara’daki siyasilerden beklenen siyasi kararlılık görülmemiş aksine cılız bir kaç demecin dışında gidişata seyirci kalınmıştır.
Hatta; Hükümet’in ağır toplarından AK-Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Hüseyin Çelik, İŞİD’in saldırısı esnasında, “Kürt Rudaw” Haber Sitesi’ne verdiği demeçte; “Irak bölünürse Kürtler, kendi kaderlerini tayin etme hakkına sahiptir” diyerek adeta Kürdistan Devleti’nin kurulma talebine destek vermiştir.

“1926 Ankara Anlaşması”na imza atan ülkelerden biri olan Türkiye, bu anlaşmanın özünü oluşturan “Irak’ın Toprak Bütünlüğü” gerçeği ve bölgenin demografik yapısı tamamen ortadan kalkmıştır. Musul’da, Telafer’de, Erbil’de, Kerkük’te Merkezi Bağdat Hükümeti’nin hiç bir resmi hükmü kalmamıştır. Irak- Şam İslam Devleti (İŞİD) örgütünün başta Musul olmak üzere Irak’ın kuzey ve batısındaki Sünni bölgelerindeki kentleri ele geçirmesiyle Irak, devlet olarak fiilen sona ermiş; ülke “Şii Arap”, “Sünni Arap” ve “Kürdistan” olarak üç ayrı bölgeye bölünmüştür.

Irak’ın parçalanmasıyla oluşacak Sünni Arap ve Kürt Devletleri’nin egemenliği altında kalacak olan Türkmenler etnik assimilasyona tabi tutulma tehdidi altındadırlar. En önemlisi silahsız 2 milyonun üzerindeki Türkmen kendi kaderlerine terk edilmişlerdir. Evlerini terk etmek zorunda kalan Türkmenlerin sayısı yüzbinlerce kişiye ulaşmıştır. Onbinlerce Türkmen, çöllerde gündüz sıcakta, gece soğukta ayakta kalma mücadelesi verirken, bir kısım soydaşımız İŞİD’in tehdidi altında, bir kısmı da Peşmergelerin kontrolünde kendi kaderlerine terk edilmiştir. Irak Anayasası’nın 140 ncı maddesini çiğneyen Peşmergeler, Kerkük’e yerleşmiş ve İŞİD saldırısı sonrası bölgede boşalan bazı mevkileri de ele geçirierek sınırlarını genişletmişlerdir.

Aynı şekilde İŞİD’in Musul ve civarını ele geçirmesiyle Sünni Arap Devleti’nin de temelleri atılmıştır. Eğer uluslararası güçlerin müdahalesi başarıyla sonuçlanmadığı takdirde, Kerkük civarındaki petrol gelirlerinin de yakın gelecekte her iki grup tarafından paylaşılacağı anlaşılmıştır. Sınırlarımızın güney tarafındaki bu ikili oluşum, aynı zamanda Türkiye için de bir tehdit içerdiğini, güneydoğudaki Kürtlerin de Barzani’nin Kürdistan’ı ile birleşmek için adım atabileceklerini hatırlatmakta fayda vardır. Daha açık ifadeyle Türkiye’nin güneydoğusu’ndan toprak talepleri olabileceği gibi, güneydoğuda yaşayan Kürtlerin de “çözüm süreci”nden faydalanarak once “özerk yönetim” daha sonra da “Türkiye’den ayrılma” talepleri olabilecektir. DEVAMI VAR

İSMAİL CENGİZ, Avrasya Türk Dernekleri Federasyonu Genel Başkanı

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.