YENİDEN MERHABA DERKEN...
ÜNİVERSİTELİ OLMAK NEDİR, NE DEĞİLDİR?
                                Melâhat KIYAK ÜRKMEZ

    Sevgili okurlarım! Uzunca bir aradan sonra sizlerle tekrar buluşmanın mutluluğunu yaşıyorum. İkinci üniversiteye başlamam, kitap çalışmalarımın yoğunluğu sebebiyle köşe yazılarıma ara vermek zorunda kalmıştım. Hepinizden ayrı ayrı af diliyorum. İnşallah bundan sonra ara sıra aksatsam da köşemde sizlerle buluşacağım.

Mademki "üniversite" sözcüğüyle başladık. O zaman, "Üniversiteli olmak ne demektir?" diyerek gençlerimize haddim olmayarak birkaç nasihatte bulunmak istiyorum.    "Üniversiteli olmak sonuç mu, başlangıç mı?" sorusunu sormadan önce, üniversiteli olmanın farklı ve ayrı okumalara, değerlendirmelere konu olacağını vurgulamak gerekir. Bu vurguyu yaparken çocukluğumuzdan biraz da kaçışı, kaçışın yanı sıra istesek de istemesek de çocuksuluğun tüm "görkemiyle!" devam ettiği anasınıfından üniversiteye gelişimize kadarki sürecin altını çok kalın ve koyu çizgilerle çizmemiz gerektiğini düşünüyorum.

    Üniversiteli olmak, önceki öğrenim hayatımız boyunca istediğimiz idealin ta kendisi olması ya da kaderin savurduğu bir tesadüf olması kuvvetle mümkün ve muhtemeldir.

    Üniversitede okurken bir branşlaşma elbette vardır. Sonuçta anne babamızın, yakınlarımızın, sevdiklerimizin olmamızı beklediği bir meslek sahibi olup, harc-ı âlem bir deyimle hayata atılıyoruz. Mahalle komşumuzun tâbiriyle de "Elimize ekmeğimizi alıyoruz". Ama bu yetmiyor. Seçtiğimiz branş ya da aldığımız diploma bir sonuç değil, sadece mütevazı bir başlangıçtır. Ünlü yazar Peyami Safa'nın müthiş tespitiyle; hakiki tahsil üniversite son sınıfta başlar. Üniversitede bile öğrenilenler sadece ve yalnızca kapıyı açan anahtarlardır. Asıl yapmamız gereken bu kapılardan yüksek ufuklara açılmaktır, ufuklardan ufuklara koşmaktır.

    Ufuklardan ufuklara nasıl koşabiliriz? Bu kültür, düşünce ve sanat yönümüzü geliştirmekle olur. Önce geliştirmek, özümsemek sonra sorgulamak... En ideal olanı, yeni yeni nefhalar bulup çıkarmak, yazılmamış söylenmemiş veya unutulmuş olanı bulup çıkarmak, bulgularımız ve fikirlerimizle sanata, bilime yenilikler katarak katkıda bulunmaktır.

    Okuduğumuz ve okuyacağımız her kitap, farkında olsak da olmasak da bir başka kitaba gönderilmiş bir davetiyedir. Davet edilmiş kitaptan yine bir "başka kitap"a davet giderken onlar, yüzler, binler olacak; bu kitaplar birbirleriyle selâmlaşacak, mektuplaşacak, dost olacak âdeta kardeş olup kucaklaşacaktır. Bir de bakmışsınız ki kitaplardan bir parça olmuşsunuz, kitaplar sizin bir parçanız olmuş. Kitap bahçeniz zengin bir esere dönüşmüş.

    Diğer taraftan günümüz teknolojisinin verdiği muhteşem imkânlarla ufkumuz çok daha genişleyerek bilgi dağarcığımız tahmin ve tahmin ötesinde zenginleşme fırsatını yakalamış durumdadır. Ancak teknoloji kitabın yerini asla tutamamaktadır. Teknolojinin bütün kolaylık ve imkânlarına inat, kitabın sayfaları arasından yayılan cezbedici kokusu vazgeçilemezliğini, saltanatını hiç kaybetmemecesine sürdürmektedir.

    Bütün bunlar beynimizi beslemekle kalmayıp, güzel sanatların, edebiyatın ruhumuzu çiçek bahçesine çevirdiğini gözlememek mümkün değildir elbette. Hissettiklerimiz heyecanlarımıza, ruhumuza, duygularımıza renk ve tat katacaktır. Büyük sevgilere götürecektir aynı zamanda. Eskimez bir sevgili olarak kalacaktır dimağımızda.

    Hayatın kapısını açan anahtarı ellerinde tutan üniversiteli arkadaşlarıma, üniversiteli olmanın başka bir ayrıcalık, güzellik ve derinlik olduğunu söylemeye çalışırken binlerce üniversitelinin gözlerinde baharı, saçlarında ilkbaharı hatta ve hatta geleceğimizi emanet edebileceğimiz güven verici ışıkları görüyorum ve içim rahatlıyor.

    Sevgili üniversiteliler! Sizlerden çok şey bekliyoruz. Hedefiniz sadece KPSS olmasın. Vatanımızın sizlere emanet olduğu şuurunu aklınızdan çıkarmayarak, hangi göreve atanırsanız atanın görevinizi o ana kadar yapılanlardan çok daha iyi yapmaya gayret edin. İşte o zaman kendinize ve insanlığa karşı görevlerinizi yerine getirmiş olursunuz.

    Pırıl pırıl ümitler çağrıştıran, vaadeden her üniversiteli evlâdımıza selâm olsun.

AŞKINIZ CEMÂL OLSUN!

GÖNLÜNÜZ O AŞKLA DOLSUN!

EYVALLAH YÂ! HÛ!





Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.