Melâhat ÜRKMEZ


    Denizlerde toplu halde yaşayan Golyan balıkları varmış. Bu balıklar bilim insanlarının dikkatlerini çekmiş. Demişler ki, "Neden birbirlerinden hiç ayrılmıyorlar? İçlerinden birisini yakalayıp deney yapalım" Yakalamışlar talihsiz bir balığı. Yatırmışlar ameliyat masasına, açmışlar minicik beynini. Beyninden, sürüde birlikte hareket etmeyi kontrol ettiğini düşündükleri bölümü etkisiz hâle getirmişler. Balık eski sıhhatine kavuşunca da türdeşlerinin arasına bırakmışlar. Ve takip etmeye başlamışlar "eksik beyinli" ya da "yarım beyinli" Golyan balığını.
Yarım beyinli Golyan balığı sürüyü bırakarak ayrı gezmeye başlamış. Hiç, "Sürüden ayrılanı kurt kapar" endişesi taşımıyormuş. "Başıma ne gelir, büyük balıklar tarafından yutulur muyum?" falan da demiyormuş. Korkusu yokmuş. Çünkü sürüde birlikte hareket etmeyi kontrol ettiğini düşündükleri bölümü etkisiz hâle getirirken korku, tedbir, düşünme yetileri de etkisiz hâle gelmiş.

Burnunun dikine gidiyormuş yarım beyinli Golyan balığı. Hâl böyle olunca öteki balıklar da onun peşinden gitmeye başlamışlar. Ancak giderken amaçları onu yalnız bırakmamak falan değilmiş. Sadece sürü psikolojisi... Böylece yarım beyinli Golyan balığı, tam beyinli Golyan balıklarını peşinden sürüklemiş gitmiş. Ta ki, büyük balıkların midesinde gözlerini açana kadar. O zaman da iş işten çoktan geçmiş. Mide çarkı iştiha ile dönmeye başlamış. Sindirilmiş bitmiş.

    Liderlik de, lideri desteklemek de özgür düşünceyi gerektirir. Nitelikli olmayı gerektirir. Ancak sürüde toplu hareket, sorgusuz ve kontrolsüz gerçekleşmemeli. Yakın zamana kadar, "Lider olunmaz, doğulur" düşüncesi hakimdi. Ta ki toplumbilimciler "liderliği" araştırma konusu yapıncaya kadar.

    Hele hele "lider" olarak addedilen kişinin eli kolu doğrudan veya dolaylı olarak masum insanların kanına, canına bulaşmışsa; hem o lider denilenin hem de peşinden sürüklenenlerin vay hâline. Allah, El-Mütekebbir sıfatıyla, her hususta çok büyük ve azamet sahibi ulu bir yaratıcı olduğu, yaratılmışların hiç birisinin o hakka sahip olmadığı, El-Adl sıfatıyla koyduğu adil hükümleriyle zulmü ve zalimi sevmediği, El-Kahhar sıfatıyla ziyadesiyle kahredici, yok edici sıfatıyla zalime cezasını tam olarak vereceği akıldan çıkarılmamalı.

    Yarım beyinli olmak ya da ego yüksekliğinden dolayı bilerek yarım beyinli hareket etmek Allah'ın adaleti karşısında bir ceza indirimi olabilir mi bilemeyiz...
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.
Avatar
Berkhan Esmer 2023-07-02 16:49:41

Teşekkürler... Tahsin Yücel'in aynı isimli kitabını okurken duydum hikayesini. İnşAllah sonumuz benzemez...