Suudi Arabistan Kralı Abdullah bin Abdülaziz el-Suud’in vefatıyla, Türkiye’de yas ilan ediliyor. Fakat 2005 yılında ölen Kral Fehd bin Abdülaziz es-Suud için yas ilan edilmiyor. Nedenlerinden biri Yüce Divan meselesinin gündemden uzaklaştırılmasını sağlamak olabilir mi? Diğer bir neden ise hükümet yetkililerine verilen pahalı hediyelerin, minnet teşekkürü olabilir mi?

Yas ilan edilen Kral’ı merak edenler için; Suudi Arabistan Ulusal Muhafızları komutanıyken abisi Kral Fahd 1995 yılında kalp krizi geçirmesiyle, fiilen ülkeyi yöneltme görevini üstleniyor. 2002 yılında Osmanlı’dan kalma Ecyad Kalesinin, otel yapılmak amaçlı yıktırılma işlemini faaliyete geçiriyor. Abisinin emri ile gerçekleştirildiği söylenen yıkım işlemi, ülke yönetimini elinde bulunduran kişinin isteğiyle olduğu biliniyor. Ecyad Kalesi, Kâbe’nin asi kabilelerden ve bedevilerden savunmasına yardımcı olmak üzere 1781 yılında Mekke’de Türkler tarafından yapılıyor. 1. Dünya Savaşı sırasında da Türk Garnizonu olarak kullanılıyor. ABD’ye yakınlığını, İsrail’in Gazze saldırısına karşı sessiz kalması ve ABD’nin İran’a saldırması istemesiyle gösteriyor. Sağlığında petrolü, Amerika’ya 40 dolara satarken, Türkiye’ye 100 dolara satması, Amerika’nın değil de Türkiye’nin yas tutması gerektiğini gösteriyor, yetkililere göre!

Kaç tane eşe ya da ne miktarda servete sahip olduğundan daha çok, insanlık ya da Türkiye için ne yapıldığına bakılıp yas ilan edilmesi gerekiyor. Bir ülkenin devlet büyüğünün ölmesi, diğer ülkeleri bağlamadığı, yas ilan eden 5 tane ülke olmasıyla anlaşılıyor. Hesabı tutulamayacak servete sahip olmasıyla birlikte 30’dan fazla eş ile evlilik yapması, kendi coğrafyasında açlıktan ölen insanların olmasıyla karşılaştırıldığında, bir yerine verdiği değerin yüzde birini insanlığa vermediği görülür. Bu da ülke olarak insanlığı için değil de bir yerinin mi yasını tutuyoruz, sorusunu karşımıza getiriyor.

Recep Tayyip Erdoğan Başbakan iken, Berkin Elvan’ın ölümü için “ Ölen ölmüştür, her ölen için tören mi düzenleyeceğiz. “ demiştir. Her ölen için değil, ülkenin evladı için düzenlenir. Ülkeye, Berkin’in tırnağı kadar değeri olmayan insanlar içinde yas tutulmamalıdır. Bu yüzden Berkin Elvan değil ama Kral Abdullah, Türkiye için her ölendir.

Yas ilan eden ülke yetkilileri, taş atan ya da baklava çalan çocuklar için 12 yıldan başlayan yargılamalar talep ederken, dövülerek öldürülen Ali İsmail Korkmaz’ın katillerinin 4 yıl sonra özgürce toplumda gezmesine ses çıkarmıyor. Kararı veren hâkimler, sanıkların iş hayatlarına dönüşlerini dikkate alarak cezai indirim uygularken baklava çalan çocuğun,  çocukluğunu, gençliğini, geleceğini planlayan olmuyor. Ne de olsa ülkede adalet, bir parti adında bir de bina adında geçmesi yeterli gibi görünüyor.

Aynı adalet düşüncesine sahip olan yetkililerden, 4 Bakanın yolsuzluk suçlamasıyla Yüce Divan’da yargılanması için oylamayla karar vermesi bekleniyor. Beklenilen karar adaletli ve şüphelerin ortadan kalkmasıyla temiz siyaset olması gerekirken, oylama sonucuyla halı altına süpürülmesi makul görülüyor. Oylamaya katılan Milletvekillerinin öz iradesiyle oy vermesi beklenirken, yönlendirme yapıldığı meclis ekranlarına yansıyan cep telefonu mesajlarıyla biliniyor. AKP Gaziantep Milletvekili Şamil Tayyar, meclis oylamasında hükümet vekilleri tarafından Bakanlar için aleyhte kullanılan ve oy sahiplerini kastederek “ İçimizdeki hainler “ cümlesiyle, oylama öncesi baskıcı bir tavır alındığının kanıtı oluyor. Başbakan Davutoğlu ise yaşanılanların üzerine ekranlara çıkıp, her vekilin kendi kararıyla oy kullandığını belirtiyor. Yüce Divan oylamasının, 4 Bakan ile ilgili değil de AKP’nin aklanma oylaması perspektifinde tarihe geçirilmesi, beyan edilmiş oluyor. İşte komedi, tam da bundan sonra gündeme geliyor.

Bilindiği gibi AKP Hükümeti her kötü sonuçlanan olay sonrası, gündem değiştirmek için atmadığı adım kalmıyor. Ya bir vekilini devreye sokarak akıllara ziyan açıklama yapmasını sağlıyor ya da insanların yaşamlarını kötü yönde etkileyen kararların altına imza atıyor. Gündemler bunlar üzerine dönüp dururken, yaptıklarının üzerine halı çekiliyor. Yüce Divan oylaması, çalkantılarla beraber devam ederken gündemi değiştirmek, Kral Abdullah’ın ölümü için yas ilan edilmesine kalıyor.

Ali İsmail Korkmaz’ın davasının Eskişehir’den Kayseri’ye alınması, verilmesi planlanılan kararın kolaylığını sağlaması düşünülmüş olabilir. Halkın eylem hakkını kullanma isteği, orantısız güç ile karşılanarak ölümler olabilir. Cumartesi Annelerinin feryadını duyurmamak için engellemelerin yapılması sağlanır. Ne Roboski’ler unutulur, ne de Haziran Direnişinde öldürülenler. Her zaman hatırlanır, Kral Abdullah dâhil çeşitli bahanelerle bize çok sağlam Yas’ladıkları…

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.