YEŞİLBAŞ EFSANESİ


Prof. Dr. Ali Osman Özcan
aozcan@skyturk.net


    Yeşilkertenkeleye “yeşilbaş” da derler. Çocukken büyükannemden dinlediğim bir yeşilbaş efsanesini sizlerle paylaşma sevincini tatmak istiyorum.

Tarihin çok çok eski devirlerinde hayvanlarla insanların birbirinden ayrılmadığı bir dönemde şöyle bir olay cereyan eder: Putperestler bir peygamberi yakalamışlardır. Peygamberi yakmaya karar verirler (söz konusu olan Hz. İbrahim değildir). Kâfirler bütün hayvanları kullanarak onlara odun taşıtıp odun yığını yaparlar. Kâfirlerin reisi rahiplerle konuşurken kertenkele bu konuşmayı duyar. Peygamberin yakılacağını duyan kertenkele hemen kendi taraftarlarına haber uçurur. “Peygamberin yakılmasına izin vermeyelim” der.

Kâfirler odunları üst üste yığıp peygamberi de odun yığınının en üstüne yerleştirirler. İçlerinden biri odun yığınını ateşler. Kertenkeleler odun yığını ateşlenir ateşlenmez yakındaki dereden su taşıyıp ateşi söndürmeye çalışırlar. Onların bu tutumu Tanrı’nın hoşuna gider. Kâfirler bir türlü peygamberi yakalayamazlar. Kâfirler korkup kaçtıktan sonra peygamber kertenkelelere hayır dua yapar. “Sizin nesliniz bundan sonra yeşil olsun. Yeşilliklerde yaşasın” der. O zamandan beri yeşil renkli yosuna benzer renkleriyle yeşilbaşlar, yeşil otlar arasında yaşamaya başlamışlardır. Su taşıdıklarına dair belgeleri ise yeşil renkli yosuna benzemeleridir. Su taşımayan kertenkeleler ise susuz çöllerde ve kayalıklar arasında yaşamaya mahkûm edilmişlerdir.

Bu efsane, insanoğlunun doğa ile barışık nasıl yaşanabileceğini en iyi gösteren örneklerden biridir. Canlılar âlemindeki dayanışmayı ve bunun sonuçlarının ne olacağını çok iyi göstermekte, atalarımızın yeşilbaş denen kertenkeleyi nasıl kutsal hâle getirdiğini çok iyi anlatmaktadır. Günümüz insanının kutsalı bile kutsal dışı hâle getirerek yağmalayıp soyup soğana çevirmesi kendi kendine yaptığı en büyük kötülüktür.

Dünyayı büyük bir köy olarak görme zihniyeti artık iflas etmiştir. Bu zihniyet şimşeği daha çakmadan gördüklerini,  iddia edenlerin zihniyetidir. Dünya artık köy değil bir şehir hâline dönüşmüş, kentsel-kırsal ayırımı ortadan kalkmıştır. Çevre koruma, yeşili koruma, doğayı koruma vb. sloganlarla hatta yasalarla doğayı korumak mümkün değildir. Eskiden insanoğlu doğayı kutsallaştırmışken günümüzde insan parayı kutsallaştırmıştır. Paranın kutsallığı para dışındaki her şeyi kutsal olmaktan çıkarmıştır. Yalanla zehirlenmiş bilgi kırıntıları pazarında üretim, dağıtım ve tüketim para ile yapılmaktadır. Para kutsal olanı öldürmüştür.

Para her yerde hilekârlık ağlarının örülmesine yol açmış, para sahipleri kutsal ve saygın kişiler olunca adam gibi adam olmak zorlaşmıştır. Aldatıcı, yanıltıcı, düzenbaz, müfterih (iftira atan), sahtekâr, baştan çıkarıcı, hilekâr, kurnaz, dolandırıcı, ikiyüzlü, çifte standart uygulayıcı vb. renklerine boyanmış dürüst görünümlüler bu görünümleriyle saygınlık kazanma hırsına kapılmışlardır. Bilimsel bulgular paranın dediğini onaylayıcı mühürler olarak görülür hâle gelmişlerdir. “İnsanların artık düşünmeye ihtiyaçları yok” zihniyeti para sahipleri tarafından her yerde uygulanır hâle gelmiştir. Sahte bilgilere sahip olanlar bilgi kırıntılarıyla sarhoşa çevirdikleri insanlara mantık dersi vermeye kalkmışlardır. Nerede kaldı yeşilbaş kertenkeleyi kutsayan insanlar.


Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.