Yollardaki kamyon sayısına dikkat ettiniz mi?


Şahsen ben bunu merak edenlerdenim. Ne zaman yola çıksam yollarda kamyonların azlığına çokluğuna dikkat ederim. 

TIR ve Kamyonların sayısı kadar niteliği de son yıllarda en çok önem verdiğim konu. 

Eğer ekonomi yolunda, işler tıkırında seyrediyorsa, yolların yükü artar. Kamyonların TIR'ların üzerindeki yüklerin türünü gördükçe insan gelecekten daha çok umutlanır. 

İstanbul'dan nereye gidersem gideyim gözüm ağır vasıtalarda. 

Gidiş ve dönüş istikametinde TIR ve kamyonların yollardaki durumu ekonomiyle ilgili en iyi gösterge benim için..

Bunu rahmetli Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'den öğrendim.

Demirel bana göre ekonomiyle ilgili gidişatı, sayısal analizleri çok iyi yorumlayan müthiş bir siyasetçi ve devlet adamıydı. 

O, önüne konulan raporları yorumlarken, gerçek hayata dair bilgilere daha çok önem verirdi. Adalet Partisi, Doğru Yol Partisi Genel Başkanlıkları döneminde, il başkanları ve sözüne itimat ettiği uzak illerdeki politikacıları sık sık arayarak onlara görevler verdiğine birkaç kez tanık oldum.

Demirel'in yollardaki kamyon sayımını Gazeteci Yazar Yavuz Donat köşesinde bir kaç kez anlattı. Çarşı pazar fiyatlarını küçük cep defterlerine not ettiren, aydan aya telefonla rapor alan Demirel, bu fiyatlarla yollardaki araç, TIR ve Kamyon sayılarının azlığını - çokluğunu tartıp politikalar üretirdi. 

Demirel'e göre yollarda kamyon varsa üretim var, ticaret var, hayat var, ekonomi yolunda gidiyordur. 

Çarşı pazar yangın yerine dönmüşse, kamyonların istikametine ve taşıdığına dikkat ederdi. Buğday, nohut, patates, soğan, domates, kavun karpuz kamyonların sayısı azaldıysa ekonomide alarm zili çalıyor demekti. 

Hele makina, traktör, biçerdöver ve maden - cevher taşıyan ağır tonajlı araçlar yollardan çekildiyse Demirel'e göre durum 'Vahim' acil önlem alınmalı..

Ya celepler? 

Bir şehirden bir başka şehire canlı hayvan taşımacılığının artışı Demirel'i en çok sevindiren bilgi notuydu. Bunun anlamı üreticinin cebine doğrudan para girişiydi.


TUİK, geçtiğimiz yıl kamyonların yaptığı ortalama kilometreyi açıklayınca aklıma siyasi tarihimizde derin izler bırakan Demirel'i anlatma ihtiyacı duydum. 

TUİK'e göre geçtiğimiz yıl Türkiye'deki kamyonlar toplamda ortalama 45 bin KM yol yapmış. 

100 KM bin bile değil. 

Bir kamyoncu için 45 bin KM yapan bir araç 'Sat kurtul' anlamı ifade eder, yani iş yoktur. 

Yılda 100 bin KM yapmayan bir kamyon ne sahibine kazandırır ne de ülkeye bir zenginlik katar. Gelişen teknoloji ile birlikte şimdi durum nedir tam olarak bilmiyorum. 

Bir kamyon yılda 100 bin KM yapmalı ve iki yılda bir büyük bakıma girmelidir. Büyük bakıma girmeyi gerektirmeyecek bir yatırıma 250 bin TL ila yarım milyon liraya yakın para harcayan kamyoncu esnafı ve nakliyat şirketlerini çok zor günler bekliyor demektir. 

Peki kamyon sektöründe durum nedir? 

Son on yılda Türkiye'de kamyon sayısı hızla artarken, kamyon filosu nitelik olarak önemli bir değişim sağlamadı. Kara yollarında tonaj tartışması bu ülkenin son yarım asırlık zaman diliminde bir türlü çözüme kavuşturulmadı. 

Aynı süre içerisinde taşınan emtianın niteliği, hızla artan petrol fiyatlarıyla birlikte yeni taşıma yöntemleri gündeme geldi. Kamyonetlerin sayısındaki hızlı artışın nedeni bu olarak görülebilir. Şehir içi ve şehirler arası yollarda kamyonetle taşımacılık küçük esnafa ilaç gibi geldi. Ancak vergiler, AB kriterleri ile dayatılan bürokratik süreç, vergi zulmüne döndü.


Kamyonlar ve TIR'ların sayısı yollarda azaldı. Kamyon garajları dorse ve TIR çekicileri ile dolu. Taşralı kamyon sahipleri araçlarını evlerinin yakınlarında bir yerlere bırakmış, nakliyat şirketlerinden 'Yük var gel' telefonu bekliyor. 

Gördüğümüz tek tük kamyonlarda çoğunlukla inşaat malzemeleri, makina ekipmanları taşıyan büyük TIR yerine çok miktarda beton mikseri ile damperli hafriyatçılar cirit atıyor. AVM'lere beyaz eşya ile gümrüklerden çıkan ucuz Çin malları taşıyan kamyon sürücüleri Çinli işçilerden daha az kazandığını fısıldıyor kulağımıza..

Artık Türkiye'nin yollarında küresel markaların kısa süre sonra atık haline gelecek mallarıyla yüklü kamyonlarına tanıklık ediyor. Türkiye'nin yolları, küresel şirketlerin pazarlarımızı göz göre göre istila eden mallarını köylere kasabalara taşırken, küçük işletmeler, fabrikalardan kapanma haberleri geliyor. Bir zamanlar meydanlarda 'Toplu iğnemizi bile üretemiyorduk' diye rakiplerini yerden yere vuran siyasi liderler, çamaşır mandalını, su hortumunu, sarmısak ve bezelyeyi, hatta soğanı patatesi kendi üreticimiz yerine yabancı ülkelerden almak zorunda kaldığımızı bizlere nasıl izah edecek?


AVM patronları, UBER'ciler, Türkiye'yi betona boğan müteahhitler yerine, bu ülkede kamyonların sesini dinleyen bir siyasetçi geldi geçti bu ülkeden, sanırım çok az insan bunun farkına vardı. 


Tüm bu olumsuzluklara rağmen yine de gözüm yollarda hep kamyonların üstünde. Çünkü onlar umut taşıyor, hayat taşıyor. 

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.