Prof. Dr. Ali Osman Özcan
aozcan@skyturk.net


    "Zıngıldayan Zonguldak" adlı, bundan önceki yazıda Zonguldak sözcüğünün Zıngıldak sözcüğünden türediği konusu üzerinde durulmuştur. Bu yazıda Türkçedeki "-dayuk" ekinin hâlen bölgede kullanıldığı, Zıngıldak sözcüğünün de Zıngıldayuk'dan geldiği üzerinde durulacaktır.

    Zonguldak ilimizin Kozlu bölgesi, merkeze bağlı köyler, Çaycuma ilçesi köyleri ve Krd. Ereğlisi köylerinde "-dayuk" ekinin yaşlılar arasında kullanıldığı bilinmektedir. Örneğin tokurdayuk (çok tokurdayan), bıngıldayuk (çok bıngıldayan veya koşarken hayvanların sağrılarındaki sallanmalara verilen ad), zıngıldayuk (çok zıngıldayan yer), fıkırdayuk (çok fıkırdayan), cıvıldayuk (çok cıvıldayan), çağuldayuk (çok çağıldayan, çağlayan), gürüldeyük (gürül gürül akan su), fingirdeyük (çok fingirdeyen), şıkırdayuk (çok fıkırdayan), paruldayuk (çok parıldayan), zırıldayuk (çok zırıldayan), kımıldayuk (çok kımırdayan, yerinde duramayan), kıpırdayuk (çok kıpırdayan), mırıldayuk (çok mırıldayan, mırıl mırıl sesler çıkaran), homurdayuk (çok homurdayan), hırıldayuk (çok hırıldayan), horuldayuk (çok horlayan), ışıldayuk (çok ışıldayan), gıcırdayuk (çok gıcırdayan, gıcır gıcır sesler çıkaran), zangurdayuk (çok zangırdayan, titreyen), tıngırdayuk (çok tıngırdayan, tıngır tıngır sesler çıkaran), şapırdayuk (çok şapırdatan), fırıldayuk (çok fırıldayan, yanardöner kişi), haruldayuk (çok çalışan, harıl harıl çalışan), köpürdeyük (çok köpüren) vb. türde sözcükler hâlen aynı anlamda kullanılmaktadır.

    "'-dayuk' eki, Eski Anadolu Türkçesinde pekiştirme edatının ekleşmiş biçimi olarak kullanılmaktadır. Orhun Türkçesinde de '-ok, -ök' sözcükleri güçlendirme edatı olarak karşımıza çıkmaktadır (Tekin 1974: 133)". Ayrıca Tekin (2000) "-ok, -ök" ekinin zamirleri, zarfları ya da eylemleri pekiştirdiğini de söylemektedir. Korkmaz (1995) ise "Türkçede ok/ök Pekiştirme Edatı Üzerine" başlıklı makalesinde "-andayuk" sözcüğünün yer zarfı olduğunu belirtmektedir.

    Bu bilgiler doğrultusunda "-dayuk" ekinin Türkçe bir ek olduğu anlaşılmaktadır. Zonguldak bölgesinde sözcük araştırmalarının azlığı dikkate alındığında, "-dayuk" ekinin bölgede hâlen kullanıldığı hususunda malumatın azlığı da bir gerçektir. "Konu ya gözden kaçmış ya da Zonguldak sözcüğünün etimolojisi önemli bir konu olarak dikkati çekmemiştir" diyebiliriz. Fakat örneklerimizden anlaşılacağı gibi bu ek-edat hâlen bölgede varlığını sürdürmektedir. Yaşlılar Zonguldak sözcüğünü hâlen Zonguldayuk olarak kullanmaya devam etmektedirler. Yaşlıların dili bu şekilde kullanmaları Zonguldayuk (çok zıngıldayan yer) sözcüğünün ses değişimine uğrayarak Zonguldak sözcüğüne dönüştüğünü göstermektedir.

    "-dayuk" ekini bilmeyenlerin Zonguldayuk sözcüğünü duyunca şaşırmaları gayet doğaldır. Orhun Türkçesinde de "-ok, ök" edatının kullanılması ve Türkçede "r/l" seslerinden sonra bu ekin gelmesi Türkçenin ne kadar kurallı bir dil olduğunun açık göstergesidir. Bilimsel bir çalışmada karşılaştırma ölçütlerini kaçırmamak önem taşımaktadır. Sözcüğü yamalayarak anlam vermeye kalkmak yanlış bir tutumdur. Sözcüğü yamalamak, onun gerçek içeriğini sakatlar ve çarpıtır. Esasen çarpıtmalar, yamalama yöntemi sonucu ortaya çıkar. Sandarake sözcüğünü Zonguldak olarak yamalamaya çalışmak gerçek içeriği çarpıtmak demektir. Sözcüğün etimolojisini iyice belirleyip ayırt etmek bir tür kimliklendirmedir. Lakin Zonguldak sözcüğünün kimliği yamalama çalışmaları yüzünden gerçek içeriğinden bambaşka bir içeriğe büründürülmüştür. Sözcüğe bakış ve görüşlerdeki bir değişimin gerekliliği ve Zonguldak sözcüğüne olan saygıyı artırmak kendiliğinden ortaya çıkmaktadır.

Sözcük etrafındaki kavgalara son verme zamanı gelmiştir. Sözcüğü zamanın dışında kozmogoni dehlizlerinde aramaya da gerek yoktur. Böyle bir çaba kanaryalara yüzme öğretmeye çalışmak kadar saçmadır. "-dayuk" ekinin öz Türkçe bir ek olması; zıngıldayuk, zıngıldak sözcüğünden Zonguldak sözcüğüne dönüşerek bazı ses değişimlerine uğraması, Zonguldak sözcüğünün Türkçe dil kurallarına gayet uygun bir sözcük olduğunu göstermektedir. Bu sözcüğü bağnazca başka dillere bağlamaya çalışmak gereksiz bir davranıştır. Zonguldak halkı sözcüğe zaten kendi dünya görüşünü yansıtarak kimliğini vermiştir. Sözcükle barışık yaşayıp onunla geçinip gitme zamanıdır.

Kaynaklar
1. Tekin, Şinasi (1974). "1453 Tarihli Bir Eski Anadolu Türkçesi Metni ve Türk Dili Tarihinde 'Olga-Bolga' Sorunu" , TDAYB, TDK Yay., Ankara.

2. Korkmaz, Zeynep (1995). "Türkçede ok/ök Pekiştirme Edatı Üzerine", Türk Dili Üzerine Araştırmalar I, TDK Yay., Ankara.


Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.