ELDA ELA

Yıllarca yarış atı gibi çalıştırılan, maratona hazırlanır gibi henüz ilkokul ilk sınıftan itibaren anlamsız derslere, projelere tabi tutulan çocuklarımız yeni bir haberle şoke oldular. Bir ay önce patlak veren YGS’ de hazırlanan şifreli soruların yarattığı şaşkınlık henüz geçmemişti ki, yeni bir karara imza attı Danıştay. Bu kararda meslek lisesinden mezun olan çocuklar önceden sadece YGS’ den almış oldukları puanlarla mesleklerine denk 4 yıllık teknoloji fakültelerine girerken, artık LYS sınavına da girmek zorunda kalacaklar. Böyle bir durumda LYS’ ye sadece 58 gün kalmışken lise eğitimi boyunca trigonometri, fizik, biyoloji, kimya gibi dersleri görmeyen gençlerimiz eksikliklerini nasıl tamamlayabilecekler?

Düz lisedeki ya da kolejlerdeki öğrencilerin almış oldukları eğitimle meslek lisesi öğrencilerinin aldıkları eğitim bir mi? Bunca insanın geleceğiyle umarsız bir şekilde nasıl oynanır?
Daha birkaç gün önce eğitim reformu derken, 170 bin gencin hayallerini yıkan bir karara sessiz kalınması reva mıdır? Çocukların denek olarak kullanılması, geleceklerine haksız yere gölge düşürülmesi, hayallerinden uzaklaştırılmaları ne kadar kabul edilebilir? 1999 yılında da iki aşamalı sınav sisteminden tek aşamalı sınav sistemine geçildi ve ilk mağdurları maalesef bizler olduk. Mağduriyetin ne olduğunu, nasıl bir hayal kırıklığı yaşandığını, ideallerinden nasıl vazgeçmek zorunda kalındığını çok iyi biliyorum. Bu yüzden verilen bu karara sonuna kadar itirazım var, kabul edilemez bir durum bu.

Avrupa’ da üniversite hakkından sınavsız yararlanılırken, ülkemizde hala tek sınav mı, çift sınav mı olsun, olan sınavlar tekrarlansın mı, tekrarlanmasın mı tartışmaları devam ediyor, çocukları düşünen yok. Onların psikolojileri nasıl olur, neler yaşarlar diye soran yok. “Karar bu, al uygula kardeşim” diyenler çoğunlukta.

Eğitim reformunda öncelikle ilköğretime el atılmalı. Ezbere dayalı eğitime şartlandırılan çocuklara, verilen ödev ve projelerini anlamalarına yönelik bir sistem geliştirilmeli. Günümüz eğitim sisteminde ilkokul ikinci sınıfa giden çocuğun velisi fellik fellik çocuğunun proje ödevini arıyor. Neden mi veli arıyor? Çocuğa soruyorum ; öğretmenim “veliniz yapsın, size anlatsın, bana gelip anlattığınız taktirde kabul ederim” dedi, cevabını veriyor. Böylelikle maalesef eğitimi gören, bilgilerden faydalanan çocuktan çok velisi oluyor. Daha sonra bu öğrenciyi alıyor ve ezberden uzak yetiştirilmişçesine tüm geleceğini etkileyecek bir sınava tabi tutuyorsunuz, hem de sadece üç saat içinde çözmesi gereken soruları yanıtlamak suretiyle. Hadi buna da eyvallah, ticaret – meslek liseleri ile düz liselerin arasındaki farkı biliyorsunuz ve ona göre sınava tabi tutuyorsunuz, böylelikle üniversiteyi kazanma oranı yükseliyor, yani yükseliyordu. Artık sınav sistemini yeniden değiştiren sizler eğitimi düşürmek için daha neler yapabileceğinizi bir düşünün bakalım, başarılı oluyorsunuz!!!

VETONUN GERİ ÇEKİLMESİ DOĞRU BİR HAREKET Mİ OLDU

 

12 bağımsız adayı veto eden Yargıtay, çıkan olaylarla birlikte farklı bir sebep sunarak veto kararını geri çekti. Bir nevi nabız yoklamasıydı sanki yapılan. Oysa doğru bir karar verilmişti. Nedeni çok açık; bir milletvekilinin bağımsız aday gösterilebilmesi için hiçbir partinin milletvekili olmaması gerekiyor. Oysa belirtilen isimlerden çoğu daha 22 nisan günü BDP çatısı altında görevlerine devam ediyor gözüküyorlardı. Böyle bir durumda demokratik, laik hukuk devletinde uygunsuz olan bu durum ne kadar kabul edilebilir? Kürt açılımıyla birlikte hiçbir zaman edinemedikleri haklara kavuşan Kürt vatandaşların bir kısmı veto kararıyla birlikte devlet mallarına zarar verebildiler, hem de hiç düşünmeden. Nankörlük dizboyu. Yapılan güzelliklerin farkında değiller, herşeyin güçlerinden korkulduğu için yapıldığını savunuyorlar. Oysa ki Suriye’ de Kürt olanlar vatandaş olarak bile sayılmadıkları halde, yıllarca Suriye’ de yaşamaya devam etmişler. Orada çıkarılamayan sesler demokratik hukuk devletinde Kürtlere geniş imkanlar sunulmaya başlandıktan sonra mı çıkarılıyor?  Geçmişteki ezilmişliklerinizi; sizleri resmen tanıyan, meclise girmenize olanak sağlayan ve size insanca yaşam sunanlardan çıkarmanız ne kadar doğru? 

Baskıyla bir yerlere gelinir ama uzun soluklu olmaz. Gelin insan gibi gösterin tepkilerinizi. Size iş, aş, yaşam imkanı sunan devletinize böyle olmamalı teşekkürünüz.

Ayrıca sevgili parti liderleri bırakın kendi aranızda kenar mahalle dilberleri gibi çekişerek seviyesizleşmeyi, gelin gerçek sorunlara eğilin, neler yanlışsa onları belgelerle çürütün, doğruları çıkarın ortaya. Millet belgelerle konuşacak, mantıklı hareket edecek liderlere hasret. Sözler yeterince dinlendi, gün; söylemleri faaliyete geçirme günüdür.
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.