Köy denince insanın içine bir ferahlık geliyor. Dinginlik, huzur, doğa…
Şehrin kalabalıklarından bunaldıkça biz de kendimizi köye atıyoruz...
Seneler önce Şenköy’e yerleşip biz de ufak bir yer edinerek mütevazice yaşamaya başladığımızda heves ettiğimiz ağaca dair ne varsa fidanını bahçeye dikip yetiştirmeye başladık. Yaklaşık otuz sene de onlarca ağacımız oldu, en çok da ceviz!..
Gel gör ki bin bir zahmetle büyütüp yetiştirdiğimiz o koca koca ceviz ağaçları ardı ardına kurumaya başladı!
Kulak kabartıp sebebini bulayım derken, bir de baktım ki çevre bahçelerden başlayarak köydeki hemen hemen tüm ceviz ağaçları kuruyor/muş!
Bu hafta sonu köye gittiğimde yeni bir şey daha öğreniyorum ki ormandaki kestane ağaçları da kurumaya başlamış!..
Bu vahim tabloyu köylü de tecrübe etmiş…
Detaylı bir araştırma sonunda öğrendik ki; köyün karşı yamacına dikilen GSM baz istasyonunun verdiği sinyal yüzünden ağaçlar kuruyor/muş!
Şimdi diyeceksiniz ki “Bilimsel mi?”
Buyurun bu konunun müsebbibini bilim insanını dinleyelim:
Prof. Dr. Selim Şeker, uluslararsı bir seminer sonrası, kendisne yöneltilen bir soruya yaptığı açıklamada baz istasyonlarının insan sağlığı ve doğayı olumsuz etkilerinin olduğunu belirterek,
“Bu çeşitli araştırmalarla ispat edilmiştir. En son ABD yapılan bir araştırmada insan sağlığına zararlı olduğu kesinleşmiştir. Maalesef yalnız insanlar üzerinde değil 21. yüzyılın en büyük sorunu elektromanyetik radyasyonun çevreye verdiği zararlardır. Binlerce kuş ortadan kalktı. Kuşlara zarar vermiştir, ağaçlara da… Dolayısıyla elektromanyetik radyasyon insanlara ve doğaya büyük bir zarar vermektedir” dedi.
...

Daha bitmedi!
3G ve 4G baz istasyonlarının doğaya zarar verdiği kanıtlanmış, şimdi ise daha yüksek teknolojiye sahip olan 5G ise yine uzmanların görüşüne göre yaydığı 2700 mikro dalga frekansla insan dahil bütün canlıları tehdit ettiğini söylemekteler. Çünkü 4G 10 Mikro dalga frekansa yaydığına göre aradaki farkı ve verdiği zararları siz düşünün! Yani 5G teknolojisinin yaydığı radyasyon miktarı insan sağlığı için tehdit eder seviyede hatta tüm canlılar! İnsan, hayvan, ağaç…

Beşinci nesil mobil ağ ya da kısa adıyla 5G, yüksek frekans ve yüksek bant genişliği kullanıyor. 28 ile 100 GHz arasında frenkanslarda çalışıyor. Yüksek frekanslı 5G sayesinde 10 Gbit hızda ve çok düşük gecikmeye sahip internet sağlanabiliyor. Bu sayede uzaktan ameliyat yapılabilecek, araba sürülebilecek.
Ancak;
5G teknolojisinin yüksek hızda internet sunabilmesi için yüksek frekanslı dalga boyları kullanılıyor. Bu dalga boyları, düşük frekanslı olanlardan daha fazla enerjiye sahip. Üstelik dalganın uzunluğu kısaldığı için daha fazla anten yerleştirmek gerekiyor. Yaklaşık olarak her 150 metrede bir baz istasyonunu güçlendirici antenler kullanmak gerekecek. Bu da şehrin içerisinde her yerde antenler görmemize neden olacak. Antenlerin sayısındaki artış, düşük frekanslı radyo dalgalarında artışa neden olacak ve vücudumuzun bu dalgalardan olumsuz etkilenme ihtimali artacak. Bilim insanları, 5G’nin yaydığı radyasyonun insan DNA’sına zarar vereceğini ifade ediyor.

Bir örnek; Belçika Çevre Bakanı Celine Fremault, 5G şebekesi için hizmet veren antenlerden yayılan radyasyon miktarının tespit edilemediğine dikkat çekerek, "Brüksel halkı kobay değildir. İnternetin hızlanması için halkın sağlığını riske atamam," diyerek bu konuda ki bir kararı geri çekti.

5G’nin yaydığı radyasyonun incelenmesi gerektiği yönünde ortak bildiri yayınlayan 250 bilim insanı ise 5G ile birlikte insan ve hayvan sağlığının tehlikeye gireceğini savunuyor. 5G çalışmalarının durulması kararını destekleyen için change.org benzeri bir site açıldı. 5GSpaceappeal.org ismindeki bu sitede Birleşmiş Milletler, Dünya Sağlık Örgütü, Avrupa Birliği, Avrupa Konseyi ve tüm ulusların hükümetine açık çağrıda bulunuluyor. 5G'nin zararları üzerine hazırlanan itiraz dilekçesinin Türkçe çevirisine bu bağlantıdan ulaşabilirsiniz.

Deutsche Welle’nin haberine göre ise Almanya'daki Aachen Üniversitesi bünyesindeki Elektromanyetik Çevre Uyumluluğu Araştırma Merkezi'nden Sarah Drießen, güçlü radyo frekans alanları ile kanser teşhisi konan fareler arasında açık bir bağlantı olduğunu gösteren bir çalışmaya dikkat çekiyor.
İki yıllık bir zaman dilimi boyunca günde dokuz saat elektromanyetik alana maruz bırakılan fareler üzerinde uygulanan testler, beyin, kalp ve testisler dahil olmak üzere sinir sistemlerinde de değişimler yaşandığını ve hücre ölümlerinin arttığını ortaya koyuyor. Bu araştırma hayata geçirildiği sırada 5G teknolojilerinin henüz geliştirilmemiş olduğunu da unutmamak gerekiyor.

Sözün özü; köylerdeki ceviz ve kestane ağaçları kuruyor!
3G ve 4G teknolojisi bitkiyi öldürüyor da, sıra 5G ile insana mı geldi ne...
yazarmehmetballi@gmail.com

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.