Açılım açılım dediniz alın size açılım. Açıldılar, saçıldılar haftalardır Türkiye'yi savaş alanına çevirdiler. Polis başlarında beklemede, terör yandaşları sokakta kapı kapı gezdiler. Ne istediler yıllardır kahraman ilan etmeye çalıştıkları İmralı'da ki adamı serbest bırakacakmışız, ardından neymiş, açlık grevindekiler tecrid kalkacakmış. Oldu isterseniz şehit mezarlarının üzerindeki bayrakları da kaldıralım, siz çıkın şehit analarını tecrite koyalım.

Şimdi Başbakan Erdoğan açıklama yapıyor   "İmralı'daki, adama ev hapsi söz konusu olmaz" diye geçmişi bilmesek alkışlardık, lakin açılım açılım diye millet ayaklandırdınız üzerine Kürtlerin adını kullanarak PKK'ya yol açtınız şimdi vatanseverlik duygusundan bahsediyorsunuz. Bide "idam geri gelebilir" diye daha da adamları kudurtuyorsunuz.

Bahsetmiyorsunuz bu hafta görüşülecek olan Bütünşehir yasasının üzerine polisi askeri ve Pkk'yı kullanarak üzerini kapatıyorsunuz. Üzerine önümüzde 10 Kasım var nasıl kapanır bunun üzeri ancak böle bir olayla.

29 Ekim Cumhuriyet bayramında Türk Polisi tarihe geçti ve Polis Türk bayrağı taşıyan Cumhuriyeti kutlamak isteyen binlerce vatandaşa gaz, panzer ile müdahale ettiler. Neden tepeden emir var, kim emir verdi ? Ankara'yı çok seven Ankara Valisi. Başbakanda bunu desteklemek zorunda kaldı. Ankara'da Yüksel caddesinde hergün yasal olmayan enaz iki eyleme müdahale etmeyen valimiz bu sefer Cumhuriyet kutlamalarına müdahale etme gereği duydu.

Ankara'yı bu kadar seven valimizi rahatsız eden neydi ? Ya da Ankara valimizi ben yanlış tanımışım Ankara'yı tarihi değerlerinden dolayı sevdiğini düşünürken Ankara'nın taşını toprağını seviyormuş. Lakin Valimiz bakanlıktan emir böyle dese bile, bakanlık tarafından görevinden alınmayı göze alarak Ankara'da Emniyet teşkilatımız tüm güvenlik tedbirlerini almış olup, "kutlamalarda bir sakınca yoktur" demeliydi. Çünkü Ankara valisi birilerinin valisi değil Türkiye Cumhuriyetinin valisi. Nasıl Cumhuriyet bayramı birilerine ait bir bayram değil her Türk vatandaşına ait ise valide aynı sorumluluğu taşımalıydı.

Şimdi aynı tartışma 10 Kasım içinde geçerli birleri Atatürk'ü kullanarak prim yapıyor birileri iktidarı bahane ederek yasaklamalar. Haber bültenleri terör saldırıları eylemler ile kaynarken Türkiye neden böle bir iç kargaşaya meyil veren bir tablonun altına imza attı anlaşılır gibi değil. 

Kimi cumhuriyetçi, kimi Atatürkçü, kimi kürt kimse insan olduğunun ve bu topraklarda kardeşçe yaşamak gerekliliğini savunmuyor. Ve hala şunu anlamakta zorlanıyorum, günlerdir Kızılay'ın göbeğinden İmralı'daki  adama selam yollayan, PKK  propagandası yapan, banka camlarını taşlayan polise spoalarla saldırıran adamlara neden susulmakta.

Şunu da parantez içinde belirtelim Cumhuriyet mitingi ile başlayan ve herşeyin başlangıcı olan Polis barikatını kim yıktı, halk yıktı kazanımı şuanda tüm marjinal grupların aynı şekilde hareketlenmesi ile her gün olaylara meyil vermekte. Bu kadar olayın ve yanlış kararların sonunda emir kulu polis teşkilatı yani Türkiye'nin kolluk güçleri imaj zedelenmesi yaşamakta. Yani hepsi piyon olarak kullanıldı maalesef.

Yapılan siyaset ile halk kendi içinde ötekileştirilmeye devam ederken yaşanan olaylar sadece kötü bir manzara olarak hafızlarda kalmakta. Yerel seçim sürecinde bu gerginlik partiler arası kaos ve hoşgörüsüzlük Türkiye tarihinde notlara alınırken bu olayların sonunda yine insanlık utanacak. Çünkü paylaşamadığımız "şey çıkarlar ve toprak" ekmek yediğimiz memleketimiz.... 
Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.