Prof. Dr. Ali Osman Özcan

    Yaz mevsiminin sonuna doğru adam, tarlasına bakmaya gider. Amacı ürünlere bakmak, tarlayı temizleyip sonbaharda ekime hazırlamaktır. Yanına küçük bıçağını da alır. Orman kenarındaki tarlasına ektiği mısırlar arasında dolaşmaya başlar. Birden mısırlar arasında, kendine doğru, pek anlamadığı bir ses çıkaran hayvanın geldiğini görür. Ne olabilir acaba? Şaşırıp kalmıştır.
Ancak belinden bıçağını da refleks olarak çekmiştir. Aniden adamın önünde, iki ayağı üzerine kalkmış ayı belirir ve adamın üzerine atlar. Boğuşma birkaç dakika sürer. Ayı adamı öldürmüş; fakat aldığı bıçak darbesiyle ayı da adamın yanında ölmüştür.
    Akşama adam evine dönmeyince karısı ve çocukları endişelenerek adamı aramaya çıkar. Ararken bakmak için geldikleri tarlada korkunç manzarayla karşılaşırlar. Kadın ve çocukları yerde yatan adamı görünce, onu elbiselerinden tanırlar. Elbiseler yırtılıp parçalanmıştır. Yüzü tanınmayacak hâldedir. Gövdesinde de ayının pençelerinin izleri vardır. Adamın karısı ve çocukları gözyaşları içinde adamı ayının yanından alıp köye götürür ve defnederler.
    Bu olay birbirini tanımayan iki gücün birbirini nasıl etkisizleştirdiğini ve birbiri için nasıl tökezletme taşı olabileceğini göstermektedir. Ne ayı ne de adam birbirlerini öldürmek için yola çıkmamışlardır. O gün kader onları birbiriyle karşılaştırmış ve birbirlerine düşman olarak ölüme beraber yürümüşlerdir.
Tarihimizde bu tür olayları görmek mümkündür.
Devlete isyan eden pek çok kişi hem kendilerine hem de devlete zarar vermişlerdir. Kimisi din yolunda, kimisi vatanın bağımsızlığı uğrunda, kimisi namus uğrunda zalimleri ortadan kaldırmak için kan akıtmışlardır. Özellikle casuslar ve düşmanlar el ele hainliğe başvurarak milletimizi fesatçı, entrikacı, korkak ve zayıf diye damgalayıp soykırıma çanak tutmuşlardır.
Kültür ürünlerimize zulüm ürünü deyip bu ürünleri aşağılama ve suiistimal etme stratejisiyle kültürümüzü yok etme hülyasına kapılanların şimdi fotoğrafları ve heykelleri müzelerde sergilenmektedir. "Hilafeti gasp eden Türkler, başka kültürlerin vatanlarını ellerinden alan Türkler, barbar Türkler" yaftalarıyla damgalanan bir devlette ayrıştırıcı öğretim politikalarına çanak tutanların bindikleri gemi aynı gemidir.

Azgın, zalim, asi, barbar bir Türk kavramının arkasına sığınıp milleti yok etmek isteyenler de aynı yolun yolcusu olacaklarını bilmelidirler. Bu dünya, etme bulma dünyasıdır. Ayı kaçıp kurtulacağı yerde adam tedbirsiz davrandığı için nasıl birbirlerini yok ettilerse milletimizde bu tür olaylara karşı nasıl önlem alacağını tarihi deneyiminden çok iyi bilmektedir.

İhtilal cemiyetleriyle, hainlik dernekleriyle, özgürlük ocaklarıyla, isyancı odaklarla milleti bezdirmek isteyenler içten ve dıştan karışıklık çıkarma peşinde kıyasıya mücadele ederler. Bunların casusları da korkak ve şüpheli hareket ederek, ağa babalarının gölgesinde huzur ararlar. Bu odaklar, kurtarıcı Mesih rolüne soyunarak birer türedi olduklarını gizlemeye çalışırlar. Milletimizi yalnızlaştırmak için ağa babalarına şikâyette bulunanlar, ayıları milletin üzerine salmaktan hiçbir zaman vazgeçmezler. Ancak tarihin de gösterdiği gibi ağa babalarla iş yapmaya kalkanların sonu adam ve ayı örneğinde gizlidir. Bunlar birbirlerini yok ederken bazıları ceplerini çoktan doldurup gitmiştir bile.
2013 yılının milletimize ve Türk dünyasındaki dostlarına ve tüm insanlığa hayırlı olması dileklerimle.

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.