Son Dakika Haberler

Yeşil değil yeşile boyanmış ekonomi

Genel

Maden ve enerji projelerinin çevreye etkisini ölçen ve projeler öncesi zorunlu olan Çevresel Etki Değerlendirme yönetmeliği bir gecede değişti. Çevreciler ile Bakanlık karşı karşıya geldi.

Bir gece sessizce ÇED Yönetmeliği değişti; Çevrecilerle Bakanlık yine karşı karşıya

Çevreciler ‘yeşile boyanmış ekonomi’ eleştirisi yaparken Bakanlık yeni yönetmeliğin Yeşil kalkınma’ hedeflerine hizmet ettiğini belitti.

Çevreye değil ekonomiye hizmet

Ülkemizde yapılan projelerin çevreye olan etkisini değerlendiren 7 Şubat 1993’te çıkarılmış olan kısaca CED denilen Çevresel Etki Değerlendirmesi yönetmeliği 29/07/2022 tarihinde değişti ve ilgili yönetmelik 31907 sayılı ile Resmi Gazete’de yayınlandı. Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı değişikliğin ülkemizin ‘yeşil kalkınma’ hedeflerine ulaşmak için güncellendiğini duyururken çevreciler yeşile boyanmış kalkınma hevesinin sürdüğünü iddia ediyorlar.

Bakanlık ÇED raporu zorunlu tutulan  faaliyetlerin sayısının arttırıldığını, sıfır atık, Sera gazı azaltımı sürdürülebilirlik planı gibi pek çok planın ÇED raporuna eklenmesinin zorunluğu kılındığını açıkladı.

Ancak çevreciler çevre, doğa ve gelecek kuşakların haklarının ihlal edilmeye devam edildiğini ve bunun kalkınma hırsı için yapıldığını belirtiyorlar. Yeni ÇED yönetmeliğinin açıklarını da ortaya koyuyorlar.

Yeşile boyanmış ekonomi

Halkın projelere katılım ve projeler konusunda bilgilendirilmesi hususuna ÇED yönetmeliğinde yeterli öncelik verilmediğini belirten çevreciler Bakanlığın yapmak istediğinin yeşil hedefler değil yeşile boyanmış projeleri yeni bir ambalajla sunmak olduğunu asıl hedefin ise ekonomik kazançların sürdürülmesi olduğunu belirtiyorlar.

Yeşil kalkınma iddiası sürdürülebilir yaşam, çevresel demokrasi ve katılım haklarını dikkate aldığınız ve ona uygun düzenlemeler yaptığınız sürece bir anlam kazanır. Yeni ÇED yönetmeliğinin çevresel demokrasiye gerçekten bir katkı sunduğunu söyleyebilmek için özellikle çevresel konularda halkın karar verme süreçlerine katılımı söz ve karar hakkını garantiye alan düzenlemeler yapılmalıdır.

Birçok enerji projesinde yöre halkının isyanını suyunun toprağının zehirlenme tehlikesi altında olduğu için karşı çıkarak eylem yaptıklarını görüyoruz. Mahkemelerin yapılmakta olan projelerde yürütmeyi durdurdukları da bilinen bir gerçek. Yeni ÇED yönetmeliği yapılmakta olan proje için mahkemeye gidilmesi durumunda mücbir sebep tanımı getirerek sürecin devamına yeşil ışık yakıyor.

Yönetmelikte idari yargı süreçlerinin mücbir sebep kabul edilmesi yatırımcıya davayı kaybetsen de projen devam edecek demek anlamına geliyor.

Yerelde yaşayanlar o projelerin çevre etkilerinden en önce etkilenecek olanlar olarak daha demokratik katılım ve halkın onayı esası maalesef ÇED yönetmeliğinde son derece zayıf kalmış görünüyor.

Sıradaki Haber
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.