+1 TV satıldı mı? Artı Bir’den Oda Tv’ye etik dersi

+1 TV satıldı mı? Artı Bir’den Oda Tv’ye etik dersi

+1 TV son günlerde gündeme dair programlarla kamuoyunun karşısına çıkınca bazı çevreleri de rahatsız etti. +1 TV'de  görev yapan ünlü gazetecilerin başka kanallara geçmesiyle başlayan tartışmalardan vazife çıkaran bazı çevreler 'Cemaate satış' haberleriyle kanalın başarısını gölgeleme yolunu tercih ettiler

PEKİ +1 TV CEMAATE SATILDI MI?

Geçtiğimiz günlerde Oda tv haber sitesinde yer alan “artı bir tv cemaate mi satılıyor” başlıklı haber Artı bir TV’nin haber sitesi olan haberartibir.com.tr’den yapılan bir açıklama ile yalanlandı.
Artı bir TV yaptığı açıklamada kanalın kuruluş ilkelerine vurgu yaparken bir anlamda da Oda tv’ye meslek etiği dersi verdi.
Açıklamada dikkat çeken bir başka bölüm ise kanalın “bağımsız ve özgür yayıncılık yapmaya çalışırken tanıdığımız medyanın çirkin yüzü” dediği komisyoncu gazeteciler, tehdit ve şantaj gazeteciliği yapan gazetecilerin kim olduğu? +1 TV’nin kuruluş döneminde Tuncay Mollaveisoğlu, Haluk Şahin ve Uğur Dündar, daha sonraki dönemde ise Yavuz Oğhan, Koray Çalışkan ve Can Dündar görev almıştı.
Artı bir TV’de yaşananlarla ilgili açıklamalar bugüne kadar hep gazeteciler tarafından yapıldı, kanal tarafından ise şimdiye kadar bu konularla ilgili hiçbir açıklama yapılmamıştı.
Artı bir TV’de geçmişte gerçekte nelerin yaşandığı ve artı bir TV’nin açıklamasında bahsi geçen komisyoncu ve şantajı gazetecilerin kim olduğu merak konusu.

İşte artı bir TV’nin o açıklaması;

Artı bir tv’yi evrensel basın yayın ilkeleri çerçevesinde, kişilik haklarına saygılı, tarafsız ve objektif yayıncılık yapma hedefiyle kurduk. Gerek Gezi olayları döneminde, gerekse 17 Aralık sürecinde yaptığımız yayınlar kimilerine göre “cesur yayıncılık” olarak algılansa da, biz medya olarak sadece görevimizi yaptığımıza inandık ve yaptığımız bu yayıncılık anlayışıyla da, yayınlarla da her zaman gurur duyduk.
Bir yandan özgür ve bağımsız yayıncılık yapmaya çalışırken, diğer yandan maalesef medyanın çirkin yüzünü tanıdık; Komisyoncu gazetecilik, tehdit ve şantaj gazeteciliği, iftira gazeteciliği, yalan habercilik, provokatör gazetecilik ne kadar yaygınmış meğer. Hem de hiç ummadığımız kadar yakınımızda. İdealizm dedikleri de aslında sadece ele geçirmek istedikleri güçmüş, paraymış.   
Çamur at izi kalsın anlayışına bugüne kadar prim vermedik. Masa başında gizli ajandalarla üretilen yalan haberlere cevap vermeye tenezzül etmedik. Tarzımız ve anlayışımız bu olmadığı için böyle bir kavganın içine bizi çekmeye çalışanları muhatap almadık. Biz sadece işimizi doğru olduğuna inandığımız şekilde yapmaya devam ettik.

Bir haber sitesi  “Artı bir tv cemaate mi satılıyor?” başlıklı bir haber yapmış. O haber sitesinin artı bir ile ilgili yaptığı ilk asılsız haber değil bu. Daha önce de artı bir tv AKP’ye peşkeş çekildi şeklinde haberlere imza atmışlardı. Bu tür gerçek dışı haberlerle neyin amaçlandığını ve arkasında kimlerin olduğunu kamuoyunun değerlendirmesine bırakıyoruz.
Hemen hemen herkesin dilinden düşürmediği “ülkemizde ahlaki değerlerin hızla yozlaştığı” tespitine karşı, ne yazık ki medya tarafından da bunu körükleyecek şekilde habercilik yapılması son derece acı bir durumdur.
Bu anlayışın toplumumuzu ve ülkemizi nereye taşıdığı ortadadır. Türkiye’de haberciliğin, gazeteciliğin bu noktaya gelmiş olması artı bir’in doğuşunun temel sebebidir.
Birilerini etik ve ilkeli yayıncılığa davet etmemizin bir işe yaramayacağını biliyoruz. Ama onlar nasıl haber yaparlarsa yapsınlar artıbir tv; etik değerlere bağlı kalma ve bu değerleri daha da ileriye taşıma misyonunu hiçbir zaman terk etmeyecektir.
Saygıyla kamuoyuna duyurulur