Balyoz'un bir benzeri 105 yıl önce Ermenilerce hazırlanmış
Balyoz'un bir benzeri 105 yıl önce Ermenilerce hazırlanmış
Son Dakika Haberler Son Dakika Haberler
Gündem
Askeri darbeye zemin hazırlamak için
yapıldığı iddia edilen 'Balyoz' darbe planında yer alan camii bombalama
eylemlerinin bir benzerinin yaklaşık 105 yıl önce Ermenilerce Sultan 2.
Abdülhamit'e yönelik hazırlandığı ortaya çıktı. Başbakanlık Osmanlı
Arşivi'nde (BOA) yer alan bir belgede, Ermeni terör örgütlerinin,
Osmanlı Devleti içinde kaos çıkararak yabancı ülkelerin müdahalesine
ortam oluşturmak amacıyla suikastların yanı sıra Ayasofya, Yeni Camii ve
Fatih Cami'lerinde namaz kılınırken bomba patlatarak halkı galeyana
getirmek istedikleri ifade ediliyor.
Bugünkü Emniyet Genel Müdürlüğü'ne karşılık gelen dönemin Zaptiye
Nezareti'nin 25 Mayıs 1906'da kaleme aldığı ve İstanbul, Beyoğlu,
Üsküdar ve Beşiktaş emniyetlerine gönderdiği yazıda, bizzat Sultan 2.
Abdülhamit tarafından konuyla ilgili yapılan istihbarat çalışmalarının
neticesi aktarılıyor. Genelgede, Ermeni terör örgütlerinin Müslümanları
galeyana getirip büyük bir öfke ile Hıristiyanları katlettirmek
suretiyle yabancı güçlerin müdahalesine davetiye çıkarmak istedikleri
belirtiliyor. Gerekli tedbirlerin alınması için itina gösterilmesi
istenen yazıda Ermeni Terör Örgütünün, o dönemki ordu içinden ve
istihbarat elemanlarını da suçlarına ortak etmek istemiş olduklarına
dikkat çekiliyor.
BOMBA NAMAZ KILARKEN PATLATILACAKTI
Başbakanlık Osmanlı Arşivi'nde Tarih: 12/Ma/1322, Dosya 590,
Gömlek No:13 ve Fon Kodu: ZB kaydıyla bulunan tarihi belgede şu
ifadelere yer veriliyor: "Bulgaristan'daki Ermeni Terör Örgütü'nün
mektubunu Budapeşte'ye getiren bir Ermeni şahıs, Allah korusun melun bir
suikast teşebbüsüne Bulgarları da ortak etmek istemiştir. Sonra İsviçre
ve Londra'ya gidip oralardaki Ermeni komiteleriyle de müzakere ettikten
sonra Paris'e dönmüştür. Orada Zavik isminde bir Ermeni şahsı da alarak
Mısır'a gidip planlarını oradaki Ermeni Terör Örgütü'nün elemanlarına
haber vereceklerini açıklamıştır.
Bu şahıslar padişahın selamlık töreninde görevli polis ve
istihbarat elemanlarından bir kaçını elde ederek, planlarını uygulamak
ve aynı zamanda Ayasofya, Yeni Camii ve Fatih Camii'lerinde namaz
kılınırken bomba konularak Müslümanları galeyana getirip büyük bir öfke
ile Hıristiyanları katlettirmek suretiyle yabancı güçlerin müdahalesine
davetiye çıkarmak istedikleri anlaşılmıştır.
Bu olayın önlenmesinde hizmetleri görünenlerin, Padişah'ın özel
ödüllerine mazhar olacakları gibi, herhangi bir gevşekliğin ise ciddi
bir sorumluluk taşıyacağından ona göre gerekli tedbirlere olağanüstü bir
şekilde itina gösterilmesi Padişah'ın yüce emri gereği olduğu Mabeyn-i
Hümayun Baş Kitabet (Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği) yazısında
tebliğ edilmiştir. Bu konuda fevkalade dikkat edilmesi, gereken bütün
tedbirlerin alınması, olayın meydana gelmesine katiyen müsaade
edilmemesi..."
CAMİLERİ BOMBALAYIP, MÜSLÜMAN VE ERMENİLER ÇATIŞACAKTI
Belgeyle ilgili Cihan Haber Ajansı (Cihan)'na konuşan Tarihçi
Prof. Dr. Said Öztürk, o dönemki Ermeni Terör Örgütü'nün İstanbul'da
organize ettiği kanlı faaliyetleri detaylarıyla anlattı. Öztürk; "Hınçak
ve Taşnak isimli kökü dışarıda ihtilalci Ermeni komiteleri 1880'lerden
itibaren Anadolu'nun birçok yerinde, payitaht İstanbul'da terör
estirmişlerdir. İsyan çıkarma, baskın, idam, katl, işkence, diri diri
yakma, suikast, bombalama gibi tedhiş hareketleriyle Osmanlı'nın son
kırk yılında huzur ve sükunu selbetmişlerdir. 26 Ağustos 1895 tarihinde
gerçekleşen Osmanlı Bankası baskını yapılan büyük planın bir parçası
idi. Osmanlı Bankası saldırılacak yerlerden sadece bir tanesi idi.
Yapılan planlara göre Bab-ı Ali, Ermeni Patrikhanesi, İstanbul'un
Bakırköy'e kadar olan kısmı, Credit Lyonnais Bankası, Voyvoda Karakolu,
Galatasaray Polis Karakolu, Aya Tiryada Rum Kilise'si saldırılacak
hedefler olarak tespit edildi. Bombalar Türkiye'de imal edilmiş,
dinamitler Türkiye'den temin edilmişti." dedi.
Prof. Öztürk Fatih, Ayasofya ve Yeni Camii'nin bombalama
planından bir yıl önce Taşnaklar'ın Abdülhamit'e suikast girişiminde
bulunduklarını da hatırlattı. 21 Temmuz 1905'te gerçekleştirilen
saldırıdan Abdülhamit'in yara almadan kurtulduğuna dikkat çeken Öztürk, o
gün yaşananlar ile ilgili şunları söyledi: "120 kilo patlayıcı madde,
18 Temmuz sabahı, arabacı yeri altındaki demir sandığa doldurulmuş,
içerisine teneke kutu içinde 500 tane kapsül konmuştur. Her şey
hazırlandıktan sonra 21 Temmuz 1905 Cuma günü selamlık resminden sonra
Sultan Abdülhamit saraya dönerken camiin önünde bomba patlatılmıştır."
Ermeni Terör Örgütünün bombalama teşebbüslerinden biri olduğunu
söyleyen Prof. Said Öztürk, Sultan Abdülhamit'in istihbaratının çok
güçlü olduğunu belirterek şöyle devam etti: "Bu belge, Ermeni terör
örgütlerinin bombalama teşebbüslerinden biridir. Camileri bombalayarak
Müslüman halkın infialine yol açarak Müslüman halk ile Ermeniler
arasında bir çatışma ortamının oluşmasını hedeflemişlerdir. Zamanında
sağlanan güçlü istihbarat sayesinde terör örgütü bu emeline
kavuşamamıştır. Dün Ermeni terör örgütlerinin camileri bombalama
planlarının, nüfus cüzdanında Türk ve Müslüman yazan insanların kendi
halkına karşı yüz yıl sonra değil planlanması, düşünebilmesi bile
oldukça ürkütücüdür."
'AYNI PLANIN TEKRAR GÜNDEME GELMESİ DÜŞÜNDÜRÜCÜ'
Sultan 2. Abdülhamit dönemine ait 35 bin kare fotoğrafı tozlu
arşivlerden gün yüzüne çıkaran Araştırmacı - Yazar Hakan Yılmaz ise 2.
Abdülhamit döneminde insanın kanını donduran bu eylemin günümüzde tekrar
gündeme gelmesinin oldukça düşündürücü olduğunu belirtti. Yılmaz,
"Sultan 2. Abdülhamit döneminde yaşanan politik sorunların günümüz ile
paralellik arz etmesi manidardır. Kendisi tarihte irtica sebebiyle
iktidardan indirilen ilk devlet adamıdır. Dolayısıyla Sultan 2.
Abdülhamit dönemi iyi anlaşılmadan bugün yaşanan siyasi çalkantılara bir
anlam vermek mümkün değildir. Belgede dikkat çekici olan bombalama
eylemini yapmayı planlayan teröristlerin, bunu ancak içeriden alacakları
(emniyet teşkilatı, istihbarat teşkilatı ya da silahlı kuvvetler)
yardım ile gerçekleştirecek olmalarını düşünmeleridir. Bombalama
eylemini namaz kılınırken gerçekleştirecek olmaları da ortaya çıkacak
infiali artırmaya yöneliktir. İnsanın kanını donduran bu eylemin -her ne
maksatla hazırlanırsa hazırlansın- bugün tekrar gündeme gelmesi
düşündürücüdür." değerlendirmesini yaptı.
BALYOZ DARBE PLANI NEDİR?
Mart 2003 ayında 1. Ordu Komutanlığı'nda hükümeti devirmek için
Balyoz isimli bir askeri darbe planı hazırlandığı iddiası üzerine
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca başlatılan soruşturma sonucu
İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı. Balyoz darbe planı ve
ekleri, 5-7 Mart 2003 tarihleri arasında gerçekleştirilen bir Plan
Seminerinin parçası olarak sunuldu. Plan Seminerini hazırlayan ve
yöneten Dönemin 1. Ordu Komutanı Orgeneral Çetin Doğan bu darbe planını
hazırlamakla ve seminerde darbe provası yapmakla suçlandı. İddialara
göre plan, dönemin 1. Ordu Komutanı Çetin Doğan'ın liderliğindeki cunta
tarafından hazırlandı ve darbe zeminini hazırlama amaçlı Çarşaf, Sakal,
Suga ve Oraj kod adlı eylem planlarından oluştu. 5000 sayfalık
belgelerde, Fatih ve Beyazıt Camileri'nde bomba patlatılarak hükümetin
sıkıyönetim ilan etmeye zorlanması, Yunanistan hava sahası üzerinde bir
Türk jetinin düşürülerek halkın galeyana getirilmesi ve darbe sonrası
demokrat görüşlü gazetecilerin tutuklanması gibi planların olduğu ileri
sürülüyor.
Paylaş: