Geçtiğimiz hafta hayatını kaybeden işadamı Mustafa Koç'un cenaze töreninde dua eden iki kişi herkesin dikkatini çekti. Mezarlıkta bulunan herkesin içine işleyen soğuk havaya rağmen çıplak ayaklı iki kişi, son yolculuğunda helallik istenirken, işadamına 'Hakkımızı helal ediyoruz' demeye geldiler. Yeni Yüzyıl Gazetesi'nde bugün yer alan habere göre cenazeye Ortaköy, Beşiktaş'tan gelen iki gencin hikayesi oldukça farklı.
Önceki gün toprağa verilen Mustafa Koç'un cenaze töreniyle ilgili dikkat çeken bir ayrıntı bugün ortaya çıktı.
Mustafa Koç'un cenaze namazı kılınırken güvenlik şeridinin dışında dondurucu soğukta vücudunun bir kısmı çıplak olan 2 kişi ellerini açmış dua ediyordu. Onlar da Mustafa Koç'u yakından tanıyordu.
Dün toprağa verilen Mustafa Koç'un cenaze töreniyle ilgili bir ayrıntı bugün Yeni Yüzyıl Gazetesi'nde yer aldı. Mustafa Koç'un cenaze namazı kılınırken güvenlik şeridinin dışında dondurucu soğukta vücudunun bir kısmı çıplak olan 2 kişi ellerini açmış dua ediyordu. Onlar da Mustafa Koç'u yakından tanıyordu.
Onur Barış, cenazeye katılan o iki gencin hikayesini şu satırlarla anlattı:
Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Camii’nde güvenlik önlemleri üst düzeydeydi. Güvenlik güçleri haklı olarak Türkiye’nin en önemli simalarından birinin son yolculuğunda dikkatliydi. Çok geniş bir güvenlik çemberi içerisinde binler onu uğurlamak için oradaydı.
ÇIPLAK AYAKLI 2 KİŞİ
Soğuktan titrediğimiz botlarımızın içinde ayaklarımızın kızardığı bir günde tüm bu güvenlik şeridinin dışında çıplak ayaklı iki kişi dikkatimi çekti. Cenazeyi uğurlamak için gelen kalabalığın arasından ve bin bir türlü zorlukla girdiğim barikattan çıkıp soluğu bu iki gencin yanında aldım.
Konuşmak için yanlarına gittiğimde Cenaze namazı başlamış ve ellerini dua için yukarı kaldırmışlardı. Namaz bittiğinde konuşma fırsatı yakaladım.
Önce isimlerini sordum tanıştım. Vedat Kaymaz ve İlker Hurmaz adında iki arkadaş Mustafa Koç’u sokaktan tanıdıklarını söyledi.
"BİZİM GİBİLERİN HALİNDEN ANLARDI"
Çıplak ayaklarına bakarak konuşan Vedat Kaymaz, “Sokakta kaldığımız zamanlar bazen Ortaköy’de bazen de Nişantaşı’nda bizi çağırıp para verdiği olurdu. Yardımsever bir insandı. Bizim gibilerin halinden anlardı. Öldüğünü duyduğumuzda çok üzüldük” dedi. KAYNAK YENİ YÜZYIL GAZETESİ