Prof. Dr. Nevzat Tarhan, eşlerin tartışma kültürüne sahip olmadığında olayın
genellikle ego savaşlarına dönüştüğünü belirterek "Bu durumda kişi çarpışarak
karşı tarafı denetleyerek, onu değersizleştirerek, onu susturarak, onu mahcup
duruma düşürerek egosunu tatmin eder ve rahatlar. Oysa bu durum, hayatta
ilerleme yolunda bir katkı sağlamaz. Ancak tartışma kültürüne sahip olmak aile
içi şiddeti önler." dedi.
Prof. Dr. Nevzat Tarhan, Moral Dünyası dergisinin
kapak konusu olarak işlediği "Ailede tartışma kültürü" konusunda önemli
açıklamalarda bulundu. Tartışma kültürünün önemli bir konu olduğunu ifade eden
Prof. Dr. Tarhan, aile içerisindeki yakın ilişkilerde, özellikle anne-baba-çocuk
gibi, yani birinci derecede yakınlarla ilişkilerde kişilerin tartışma kültürü
içerisinde sorun çözme stilini, iletişim stilini bilmesi gerektiğini söyledi.
Kişinin bu konuda kendini hazırlaması ve kültürel standartlarının olması
gerektiğini kaydeden Prof. Dr. Tarhan, "Eğer bunlar yoksa tartışma genellikle
ego savaşlarına dönüşüyor. Ego savaşlarına dönen savaşlarda çoğunlukla 'Ben
haklıyım, sen haklısın, benim dediğim, senin dediğin, senin annen, benim annem'
tarzındaki konular kişilik çatışması haline dönüşüyor, güç çatışması haline
dönüşüyor. Bu durumda tartışma genellikle ego savaşlarına dönüşür ve kişi
çarpışarak karşı tarafı denetleyerek, onu değersizleştirerek, onu susturarak,
onu mahcup duruma düşürerek egosunu tatmin eder ve rahatlar. Oysa bu durum,
hayatta ilerleme yolunda bir katkı sağlamaz. Sadece o anlık egosunu tatmin etmiş
olur. Ama asıl kaybı şu olur: İnsanlarda düşmanlık, nefret duyguları oluşturur
ve yalnız kalmasına yol açar. Ancak tartışma kültürüne sahip olmak aile içi
şiddeti önler." diye konuştu.
Ailede tartışma kültürünün oluşabilmesi için
öncelikle bunun gerekçelerinin bilinmesi gerektiğini ifade eden Prof. Dr.
Tarhan, şunları söyledi: "İletişimde esas olan bilgi aktarımı ve duygu
aktarımıdır. İdeal ilişki, karşılıklı pozitif üzerine iletişim kurmaktır.
Negatif üzerine ilişki kurmak durumu varsa, karşı tarafın hatalarını düzeltmek
durumu varsa, böyle durumda genellikle savunma duygusu uyanır. Savunma duygusu
uyandığı zaman kişi diğer tarafın söylediği her şeyin tersini sırf bildiği halde
öç almak için, karşı tarafı daha çok sinirlendirip rahatlamak için ters kimlik
geliştirir. Böyle durumlarda iki taraf da kaybeder. Bu nedenle karşı tarafta
savunma duygusu oluşturmayacak bir yöntem bulmamız lazım. 'Ben karşı tarafla
konuşurken tartışsam bile, onda savunma duygusu uyandırmadan bunu nasıl çözerim'
diyebilmeli insan."
TARTIŞMA SIRASINDA EN ÇOK YAPILAN HATALAR
Prof.
Dr. Tarhan, aile içindeki tartışmalarda en çok yapılan hataları ise şöyle
belirtti:
"İnsanlar genellikle tartışma kültüründe karşı tarafı dinlemiyor,
kendi söyleyeceğini düşünüyor. Eğer böyle yapıyorsa, karşı tarafı anlamaya
çalışmadan, o konuşurken bile kendi üstünlük sağlayacak gibi bir düşünce
yaklaşımı varsa buradan zaten sonuç alınamaz. Körler sağırlar diyalogu gibi
olur. Ne o onu görür, ne de o onu duyar. İki tarafında iletişim kuramayacağı ama
iletişim kuruyor zannettiği bir durum ortaya çıkar. Bunun olmaması için muhakkak
sadece karşı tarafın davranışlarına değil, kendi davranışlarımıza da
odaklanmamız lazımdır. Burada kendimize de karşı tarafa da tarafsız ve bağımsız
olmamız lazımdır. Böyle durumlarda, böyle tartışmalarda genellikle hakikat
ortaya çıkar.
Tartışma kültüründe çok önemli olan noktalardan birisi de,
insanlar aklına gelen ilk düşünceyi, ilk duyguyu işlemeden, süzgeçten geçirmeden
ifade etmemesi gerekir. Yani genellikle aklına gelen ilk duygu, ilk düşünce ve
his işlenmemiş, ham ve çoğu uygun olmayan, duruma uygun olmayan düşüncelerdir,
hislerdir. Kişinin "bu söylediğim tartışmaya nasıl bir etki yapacak, bunu bu
zamanda söylemem doğru mu?" şeklinde köklü bir değerlendirme yapması gerekir.
Kişi eğer bunu yaparsa, hızlı bir sentez ve yorumlama yaparsa doğru tartışma
ortaya çıkacaktık.
Genellikle öfke olduğu zaman bu olmuyor. Öfke olduğu
zaman kişi hiçbir süzgeçten geçirmeden olduğu gibi duygularını ifade ediyor.
Karşı tarafla da bir müddet sonra kişilik çatışması, güç çatışması yaşıyor.
Çünkü böyle durumlarda genelleme yapılıyor. "Sen zaten adam olmazsın, seni zaten
kimse sevmiyor ki, sen zaten işe yaramaz birisin" dediğin zaman o kişinin
kişiliğini eleştirmiş oluyorsun. Hâlbuki tartışmalarda eğer bir eleştiri
yapılacaksa kişinin kişiliğini eleştirmek yerine kişinin davranış ve çabalarını
analiz edip onu eleştirmek gerekiyor. Kişinin kişiliğini öyle kabul edip, ama
yanlışlarını eleştirmek bu öneri olan eleştirmedir. Bu eleştiri
faydalıdır."
Moral Dünyası dergisinin kasım sayısında Prof. Dr. Nevzat
Tarhan, Uzman Pedagog Adem Güneş, Ömür Boyu Aşk kitabının yazarı Cemil Tokpınar,
Yavuz Bahadıroğlu, İlahiyatçı Yazar Mahmut Toptaş, Yazar Gülay Atasoy, Yazar
Cihan Aktaş ve Sosyolog Nazlı Özburun ailede tartışma kültürü hakkında bilgiler
veriyor.
Prof. Dr. Nevzat Tarhan: ''Tartışmasını bilmek aile içi şiddeti önler''
Prof. Dr. Nevzat Tarhan: ''Tartışmasını bilmek aile içi şiddeti önler''
Son Dakika Haberler Son Dakika Haberler
Gündem
Paylaş: