Peygamberimiz(sav), “bir kimse, günah işlediği zaman kalbinde siyah bir nokta hasıl olur. Eğer tövbe ederse, o leke silinir. Tövbe etmeyip tekrar günah işlerse, o leke büyür ve kalbin tamamını kaplar, kalp kapkara olur.” [Haraiti] buyurur.
O halde temiz kalbin, ancak günahlardan arınmış, isyanla kararmamış ve Allah aşkıyla dolu bir kalp olduğu açıktır.
İnsan kalbine bakabildiği kadardır,onu besleyebildiği kadardır.Bütün bir yaşamımızı etkileyen bu kalbe iyi bakmak nasılda zor geliyor değil mi?
İnsanların cehalet yüzünden başlarına gelen yanlışlıklar yapma,keder ve mutsuzluklar için bir ilaç gibidir.İnsan hiçbir yararı olmayan bu kötülüklerden ve felaketlerden kurtulduğunda mutluluğa kavuşmayı bekleyebilir.Beynimizde saf dışı edilmesi gerekenler ve aranması gerekenler vardır.Çalışmadan çabalamadan istemeden hayat bize başarıyı getirmez.İnsanların bütün mutsuzlukları yanılgılardan kaynaklanır.İlk önce yanılgılardan kurtulmak gerekir.Ruhsal olarak sağlıksız olduğumuz zamanlarda ,hayatlarımızı gerçek göstermek için kıvranmak yerine sorunu çözmeye çalışsak ve kurtulsak çok daha iyi değil mi?Neden üzerini kapatmayı dener ki insan?
İnançlarımız,aklımızın yerleşmiş ve güçlenmiş görüntüleridir.Eğer inançlarınız küçük ve sınırlayıcı ise ne hayal gücünüz,ne iradeniz,ne de yaratıcılığınız istediği gibi hareket edecektir.Kendi aklıyla ,kendi yapısıyla kendi hayalleriyle hareket edemeyen beyin bir süre sonra mutsuzluğa açar kapılarını.Çünkü hayata karşı pasifliği “benim dünyam”diyememe ezikliği altında çürür gider ömrü.Öyleyse gerçekte inançlar nelerdir?İnançlar dünyanın gerçekliğini algılarken yargılama yolunu mu yoksa yorumlama yolunu mu seçtiğimizdir.İnançlarımız hayatımız boyunca yaşadığımız deneyimleri nasıl kontrol ediyor.Dünyaya gelmemiz,elimizde bir harita olmadan paraşütle bir alana atılmak gibi birşey.Ve bu dünyada bizler kendimize çizdiğimiz yolda en doğru haliyle yaşamak zorundayız.Karşımıza çıkan engellere kalkan olurken benliğimizi kaybetmemeliyiz.İnsan mutluluğu da mutsuzluğu da kendi seçer.Devamlılığı ise Allah’ın taktiridir,sen bunun için elinden geleni yaptıysan gönül rahat devam edersin yoluna,illa da mutsuzluk,başarısızlık dersen bu ruh halinden kurtulamaz ve çevrendeki herkese enerjini kötü yansıtırsın.İyi düşün iyi olsun düşüncesiyle adımlarını atmalı.Neden dibine kadar mutsuz olma çabaları,neden sürekli bir dert yanma cümleleri ,bir gülüşün bir tatlı dilin ufacık bir anlayışın etrafınıza verdiği enerjiyi kullanmak yerine neden sürekli dibe inme çabaları ?Yapmayın !
İlk gerçek şudur ki,kendi kalbinizle kenetlenmemişseniz başka birisinin ki ile kenetlenebilmeniz olanaksızdır.İnsan kendi kalbiyle kenetlenmedikçe içeri girebilen herkes orada kendisi için hiçbir şey olmadığını görecektir,içi bomboş bir kalp,kötülükler,art niyetler simsiyah olmuş düşüncelerin yansımaları ,mutsuzluktan kabuk bağlamış yaralar ne size ne de etranızdaki insanlara yararı olmayan bir kalp at çöpe!Kalbinizi ruhunuzu güzellikler içinde besleyin.Vicdan Allah korkusu sevgi aşk iyi niyetler ile doldurun.Allah kulunun yaptığı yapacağı her hatayı affedeceğini söylüyorken ,sen o kalbini Allahın sorgusu dahilinde olan konularla karartma.Sen temiz tut o kalbi ki,içeriye giren o kalbi dolu görsün.Kendine ve etrafındakileri bir yararın olsun.Yetiştim yetiştirebilirim diyebil.Elimiz de olan düşüncelerimizi iyiye yönlendirmek bütün mesele,kendi inşâ eder insan hayatındaki olumlu-olumsuz yaşayacağı ne varsa,birileri tarafından inşâ ediliyorsa zaten ‘Ben’diye birşey yoktur,Ayşe,Fatma,Hayriyedir konu.
Kendi çizdiğiniz yolda kendi hızınızla ilerlemelisiniz.Kendi amacınızı birilerinin amacı ile ister istemez karşılaştırabilirsiniz ancak kendinizinki ile ilerlemelisiniz.Kendinize olan güveninizin artması için ihtiyacınız olan hızı kazanmak ve gerçek amacınızı gerçekleştirmek zannettiğinizden çok daha kolay.Çünkü açık ve güvenli dünyaya adım attığınızda ,çok daha fazla ruhsal seviye kazanmış olacaksınız.Özgür bırakın ruhunuzu ,duygularınızı inadına temiz kalın kirlenen onca insana karşı.Bedeninizi iyiyim demek için kullanırken,içi çürüme tutmuş kalplere çevirmeyin,beden namusunuz değil kalp namusunuz güvendiğiniz olsun.Allah almadıkça ömrünüzü elinizden o kalp bir ömür sizinle olacak çünkü,o kalbi korumayı bilin,kötülüklere yuva yapmayın koruyun saklayın.Tertemiz kalsın ki hayatınız boyunca o kalbe yerleşecek olan insanlara sevgi,saygı, merhamet ,vicdan ,huzur sağlayın inanın bana kalbinde bunlara yer vermeyen hayatı boyunca mutsuzluğa mahkumdur,kendi yetmezmiş gibi çevresindeki herkesi de hapseder.Güzel bir kalp her iki dünyamızı kurtarmaya yetecektir.Başarıyı,güveni ,huzuru ,eşimizi ,dostumuzu ,vicdanımızı ,Allah korkumuzu yaşatacak olan iyi bir kalbe sahip olmaktır.Her iki dünyamızı “Mutlu Edecek olana iyi bakın” .İşin özü “Ben kendime iyi bakacağım,kendimi mutlu edeceğim,Allahıma güvenecek,onun karşıma çıkaracağı her zorlukla baş edip,doğru olmaktan vazgeçmeyeceğim”demeli insan.Bakın o zaman nasıl da “güzellikler”geliyor.
Vazgeçme güven kendine insan...
İyi bak o kalbe,sahip çık kendine...