Çocuklarınız, sizin çocuklarınız değil. Onlar, kendi yolunu izleyen Yaşam’ın oğulları ve kızları. Sizin aracılığınızla geldiler, ama sizden gelmediler.Ve sizinle birlikte olsalar da sizin değiller.Onlara sevginizi verebilirsiniz ama düşüncelerinizi değil,çünkü onların da kendi düşünceleri vardır.”der Halil Cibran…
                                                                      ***
                                                 
Bir çocuğun ağzından yazılan bir mektup ana-babalara şu duyguları ulaştırır:
“Sürekli bir büyüme ve değişme içindeyim. Sizin çocuğunuz olsam da sizden ayrı bir kişilik geliştiriyorum…
Beni tanımaya ve anlamaya çalışın…
Deneme ile öğrenirim. Bana ayak uydurmakta güçlük çekebilirsiniz. Oyunda, arkadaşlıklarda ve uğraşlarımda özgürlük tanıyın…
Beni her yerde her zaman korumaya kalkmayın…Davranışlarımın sonuçlarını kendim görürsem daha iyi öğrenirim...Bırakın kendi işimi kendim göreyim…Büyüdüğümü başka nasıl anlarım..?
Büyümeyi çok istiyorsam da ara sıra yaşımdan küçük davranmaktan kendimi alamıyorum… Bunu önemsemeyin… Ama siz beni şımartmayın… Hep çocuk kalmak isterim sonra… Her istediğimi elde edemeyeceğimi biliyorum. Ama siz verdikçe de almadan edemiyorum. Bana yerli yersiz söz vermeyin… Sözünüzü tutmayınca size güvenim azalıyor. Bana kesin ve kararlı davranmaktan çekinmeyin… Yoldan saptığımı görünce beni sınırlayın… Koyduğunuz kuralların ve yasakların hepsini beğendiğimi söyleyemem… Ama hiç kısıtlanmayınca ne yapacağımı şaşırıyorum… Tutarsız davrandığınızı görünce hem bocalıyor, hem de bundan yararlanmadan edemiyorum…
Öğütlerinizden çok davranışlarınızdan etkilendiğimi unutmayın… Beni eğitirken ara sıra yanlışlar yapabilirsiniz… Bunları çabuk unuturum. Ancak birbirinize saygı ve sevginizin azaldığını görmek beni yaralar ve sürekli tedirgin eder…
Çok konuşup çok bağırmayın… Yüksek sesle söylenenleri pek duymam… Yumuşak ve kesin sözler bende daha iyi iz bırakır. “Ben senin yaşındayken…”diye başlayan söylevleri hep kulak ardına atarım… Küçük yanılgılarımı büyük suçmuş gibi başıma kakmayın… Bana yanılma payı bırakın… Beni korkutup sindirerek, suçluluk duygusu aşılayarak sindirmeye çalışmayın… Yaramazlıklarım için beni kötü çocukmuşum gibi yargılamayın… Yanlış davranışımın üzerinde durup düzeltin… Ceza vermeden önce beni dinleyin… Suçumu aşmadığı sürece cezama katlanabilirim…
Beni dinleyin… Öğrenmeye en yakın olduğum anlar soru sorduğum anlardır… Açıklamalarınız kısa ve özlü olsun… Beni yeteneklerimin üstünde işlere zorlamayın… Ama başarabileceğim işleri yapmamı bekleyin… Bana güvendiğinizi belli edin… Beni destekleyin, Hiç değilse çabamı övün…
Beni başkalarıyla karşılaştırmayın, umutsuzluğa kapılırım… Benden yaşımın üstünde olgunluk beklemeyin… Bütün kuralları birden öğretmeye kalkmayın… Bana süre tanıyın… Yüzde yüz dürüst davranmadığımı görünce ürkmeyin… Beni köşeye sıkıştırmayın. Yalana sığınmak zorunda kalırım… Sizi çok bunaltsam bile soğukkanlılığınızı yitirmeyin… Kızgınlığınızı haklı görebilirim ama beni aşağılamayın… Hele başkalarının yanında onurumu kırmayın… Bana haksızlık ettiğinizde açıklamaktan çekinmeyin… Özür dileyişiniz size olan sevgimi azaltmaz tersine beni size daha çok yaklaştırır…
Aslında ben sizi olduğunuzdan daha iyi görüyorum. Bana kendinizi yanılmaz ve erişilmez göstermeye çalışmayın. Yanıldığınızı gördüğümde üzüntüm büyük olur.
Biliyorum ara sıra sizi üzüyor düş kırıklığına uğratabiliyorum… Bana verdiklerinizin yanında benden istediklerinizin çok olmadığını biliyorum. Yukarıdaki istekler size çok geldiyse, birçoğundan vazgeçebilirim… Yeter ki beni ben olarak seveceğinize olan inancım sarsılmasın…
Benden “örnek çocuk” olmamı istemezseniz bende sizden “kusursuz ana-baba” olmanızı beklemem… Sevecen ve anlayışlı olmanız bana yeter…
Sizin çocuğunuz olmak elimde değildi…
Ama seçme hakkım olsaydı eğer sizden başkasının çocuğu olmak istemezdim…”
                                                                          ***
Çocuk kalbine ulaşmanın ve anlamanın yolu “farkında olmadan kurulan duvarlardan değil, kurulması gereken köprülerden” geçiyor…

 

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.