Apartmana değil, daireye ceza kesilecek
Kenan SEVİNDİK
Evet, geçenlerde Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Başkanı Tayfun Acarer Youtube yasağı ile ilgili olarak aynen böyle dedi.
Yanında da Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım oturuyordu. Anlaşılan Ulaştırma Bakanı’mız da bizim neredeyse bir yıl önce söylediğimize gelmiş görünüyor. Tayfun Acarer‘in açıklamasına göre bundan böyle Youtube gibi paylaşım sitelerine erişimi toptan engellemeye çalışmak yerine, sadece hukuken sorunlu içeriği engelleme yolu tercih edilecek. Bu noktaya nasıl gelindiğini gerçekten çok merak ediyorum. Acaba Başbakan’ımızın veya Cumhurbaşkanı’mızın, bakanın son dönemde yasağı haklı göstermeye yönelik tutunduğu tavrına yönelik herhangi bir müdahaleleri oldu mu?
Tayfun Acarer‘den dinlediğimiz çözümü bundan neredeyse 1 sene önce 8 Kasım 2009 tarihli “One Minute Sayın Bakanım” yazımızda önermiştik. İşi bu noktaya getiren her kim veya her ne ise, aklın yolu bir diyoruz. Daha önce de belirttiğimiz gibi Youtube üzerindeki her videonun kendine has bir kimlik numarası bulunuyor. Eğer herhangi bir videonun içeriği hukuken uygun değil ise bu kimlik numarasından yola çıkılarak İnternet kullanıcılarının sadece o videoya erişmeleri engellenebilir. Bütün sitenin engellenmesi tartışmasız iletişim hürriyetimizin net biçimde ihlal edilmesi ve bilgi edinme özgürlüğümüzün kısıtlanması anlamına geliyor. Bu nedenle Youtube gibi paylaşım sitelerinin toptan yasaklanması maalesef bizim için yüz karası bir uygulama olmaya devam ediyor.
İşin daha da üzücü yanı bir süre Ulaştırma Bakanlığı‘nın bu yasağı bahane ederek Google’ı Youtube’a verilen reklamlar için burada bir şirket kurmaya zorlamasıydı. Google, reklamları bu şirket üzerinden alacak, dolayısı ile elde edilen gelirin vergilendirilmesi söz konusu olabilecekti.
Bu durum yurt dışından alışveriş yaptığımız herhangi bir yabancı şirketin, bize mal veya hizmet satabilmesi için Türkiye’de de bir şube açmasını şart koşmaktan başka bir şey değildi.
Düşünebiliyor musunuz, ne kadar komik değil mi?
Neyse ki, Google bu “hasılatın üstüne çökme” gayretine şu ana kadar pabuç bırakmadı.
Video bazlı içerik engellemesinin nasıl gerçekleştirileceğine tekrar dönersek, şu an için böyle bir altyapının Türk Telekom‘da mevcut olduğunu sanmıyorum. Bu uygulamayı, Çin’deki “büyük Çin firewall”ına da benzetebiliriz.
Halihazırdaki IP veya DNS tabanlı yasak yerine artık İnternet trafiğinin içerik bazlı filtrelenerek, uygunsuz içeriğin erişimine izin verilmeyecek. Bu durumda Türkiye’den çıkışlı bütün İnternet içeriğinin denetlenmesi söz konusu demek oluyor. Eğer gerekli yatırım yapılmaz ve altyapı dikkatli biçimde kurulmaz ise İnternet erişimimiz önemli biçimde yavaşlayacak ve problemli hale gelecek demektir.
İçerik bazlı filtrelemenin ciddi bir yatırım ve dikkatli bir planlama gerektirmesinin yanı sıra, İnternet’teki sansüre etkilerinin de etraflıca incelenmesi gerekiyor.
Bu yazıyı hazırlarken haber sitelerinde ve televizyonlarda “Youtube yasağı kalkıyor mu?” başlıklı haberlerle karşılaştık. Her nasılsa merkezi Almanya’da bulunan “International Licensing Service” isimli Türkiye’deki Türk’lerden oluşan bir kuruluş Youtube yasağına neden olan videoları birşekilde siteden kaldırdıklarını, bu nedenle yasak için herhangi bir hukuki nedenin kalmadığını açıklıyorlardı. Yasaklanan videoları siteden nasıl kaldırdıkları ile ilgili biraz muğlak açıklamalar yapmalarının yanı sıra, süreç hakkında Ulaştırma Bakanlığı’nın ve BTK’nın da bilgisinin olduğunu söylemeleri de işin dikkat çekici diğer bir boyutunu oluşturuyor. Bakalım hafta içinde yasakla ilgili nasıl bir gelişme söz konusu olacak? Demekki Youtube çok da yaygara yapmıyormuş sayın Bakanım!
