Prof. Dr. Ali Osman Özcan

aozcan@skyturk.net



    Çocukken kış mevsiminde ahşap evde ara sıra “ayazın çatala çıktığı” söylenirdi. Çocuk aklınla soğuğun ağaç dallarına nasıl çıkacağına bir türlü anlam veremezdim. Ayaz-ağaç ilişkisi ile dondurucu soğuklar arasındaki bağlantıyı kurmak kafamı karıştırıp dururdu. Ayaz acaba başka hangi anlama gelebilirdi? Dondurucu soğuklar ağaçların çatallarına nasıl çıkabilirdi? Çocukça düşünceler peş peşe birbirini kovalardı. Bu dondurucu soğuk anlamına gelen ayaz ile çatala çıkan ayaz merakımı celbederdi. 

    Yıllar sonra Mevlana’nın Mesnevisi’ni okuduğumda Ayaz sözcüğü benim için anlamlı bir sözcük oldu. Burada Ayaz’ın Gazneli Mahmud’la olan ilişkisini görünce çok sevindim. Aklıma takılan “Ayaz” sözcüğünün benim için artık sorun olmaktan çıktığını ve Türk-İslam sözlü kültürünün kalıntılarından biri ile karşılaşmış olmanın sevincine gark olduğumu fark ettim.
Gerçekten sevinmiştim. Çevremdeki büyükler “Ayaz çatala çıktı” dediklerinde aklıma Mesnevi’deki Ayaz hikâyeleri gelmeye başladı. Ayaz’ın kim olduğunu merak edip Meydan Larausseau’a baktım. Meydan Larausseau’un birinci cildinde Ayaz sözcüğü ile ilgili aynen şunlar yazıyordu:

    Gazneli, Mahmud’un sevgi ve güvenini kazanmış kölesi. Yakışıklılığı ve zekâsı sayesinde dikkati çekti, hükümdarın sevgi ve güvenini kazanarak en yakın dostu oldu. Hayatı hakkında bilgi pek azdır. Ayaz adı, sonraları “örnek bir nedim” sembolü olarak kullanıldı.

    1030 yılında vefat eden Gazneli Mahmud’un örnek nedimi olan Ayaz’ın bir hikâyesinin de “Köpekten korktum” deyişinde gizli olduğunu; fakat sözlü kültürde biçim değiştirerek yaşadığını görmek neşeme neşe kattı. Gazneli Mahmud’a çok yakın olan ve zekiliği ile ünlenen Ayaz ile köpekten korkma davranışı arasında hükümdar-köle ilişkisini aşan bir yakınlık olması, Ayaz’ın çatala çıkma davranışını açıklar. Herhalde Ayaz, Gazneli Mahmud’a ders vermek istemiştir. Gazneli Mahmud gelirken ağaca çıkması ve köpekten korktum demesi bir cesaret örneği olarak karşımıza çıkar.
Gazneli Mahmud’un bu davranış karşısında ne yaptığı pek bilinmemektedir. Ancak Türk-İslam kültüründe padişah-nedim ilişkisi ile ilgili örnekler pek çoktur. Hükümdarı köpek diye nitelemek her babayiğidin harcı değildir.

    Gazneli Mahmud ile Ayaz arasında geçen olaylar hükümdarın ne kadar hoşgörülü olması gerektiğinin bir göstergesidir. Gazneli Mahmud’u görür görmez ağacın çatalına tırmanan Ayaz’ın adı ile duru, sakin havada çıkan soğuk olan ayaz birbirine karışmıştır. Bu sözcükler, dilimizde yazılışları ve söylenişleri aynı, anlamları farklı olan sözcükler grubuna örnektir. Ayaz, bilge bir kişi gibi davranmıştır. Hükümdarı görür görmez ağaca tırmanarak hükümdarın kendisine soru yönelteceğini bilerek hareket etmiştir. Gerçekten de Gazneli Mahmud, niçin ağacın çatalına çıktığını sorunca “Köpekten korktum” cevabını yapıştırmıştır. Bu olay Türk-İslam dünyasında unutulmaz bir olay olarak 1000 yıla yakın bir zamandır varlığını sürdürmüştür, diyebiliriz.

    Ayaz’ın davranışında yönetici-yönetilen ilişkisini de görmek mümkündür. Yöneticilerin ne kadar yumuşak başlı ve sabırlı olmaları gerektiğine dair örnek Ayaz hikâyesinde gizlidir. Ayaz, Gazneli Mahmud’a bir demokrasi ve insanlık dersi vermiştir. Ayaz, ona bir insan olduğunu hatırlatmıştır. Halk arasında yaşaması da bir mertlik, yiğitlik ve sözünü esirgemeyip taşı gediğine koyma örneği olması yüzündendir. Hükümdara bağlılığı onu eleştirmeyeceği anlamına gelmez. Ayaz ve Gazneli Mahmud gibilere ne kadar çok ihtiyacımız olduğunu söylemeye gerek yoktur.


Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.