Bayramlık
Uzun zamandır biraradayız, bir çok bayram, savaş siyasi çekişmeyi bir arada geçirdik. Bir çok habere belki benden duydunuz belki de yorumlarımı okudunuz. Kimi ile bütünleştiniz kimi ile farklı görüşlerde oldunuz.
Bilmiyorum tam olarak beni nasıl algıladığınızı ama bu bir gerçek ki yarın akşam Yahudi milletinin en önemli bayramı bayramların Kraliçesi olarak ta adlandırılan HAMURSUZ bayramını kutlayacağız.
Hamursuz bayramı Yahudilerin 400 sene kadarMısır'da esarette olmalarından kurtulmaları özgürlüğe kavuşup millet olmalarının hikayesidir.
Tabii ki bu hikayenin içindeki en önemli unsurlardan biri TEVRAT'ın SİNA dağında Hz. MUSA'ya 10 emir olarak verilmesidir.
Yani Hz. Musa'nın Yahudi aklı dini ve milliolguları birleştirici bir manevra ile Yahudi kavmine iki kimliği birvücutta birleştirerek oldukça ilginç bir bileşim oluşturmuş oldu.
Yüce Tanrının ağzından da sizi diğer insanlara ışık saçasınız diye seçtim diyerek adeta bu milleti bir model olarak ortaya koydu. Hani gaz verdi de diyebiliriz. Bu gaz ile Yahudi milleti az buz yol almadı.
40 sene Sina çölünde dolaştırdı insanları, kimi Hz. Musa'nın GPS'i yoktu derken, kimileri de gururlu bir Yahudi olarak kimseden yol tarifi isteyemeyeceğini ve yolu bulana kadar da 40 sene geçtiğini söylerken
aslında ki bu resmi söylemdir 400 senedir KÖLE olarak yaşamış olan bir neslin değişmesini, ölmesini ve çöl'de özgür olarak doğmuş hür bir Yahudi neslinin yeni/eski ülkeleri olan İsrail'e girmesini planlamıştı Yahudi dininin peygamberi. Kendisi de girmedi İsrail'e. Bazılarımız İsrail vergi sistemi ile baş edemem bu yaştan sonra diye girmediğini söylerken (120 yaşındaydı) bazılarımız da elindeki külliyetli miktardaki altın ile girmenin ve sınır polisine yakalanmanın çok akıllıca olmayacağını söylerler.
O zamanlar ne Mısır'da nede İsrail'de Filistinliler yoktu. Bunu nereden biliyorsunuz derseniz, İsrail Birleşmiş Milletler daimi temsilcisi kürsüye çıkıp alenen ifşa etmiş ve Kızıl Denizi geçmeden suyun yeterince sıcak olup olmadığını anlayıp halkına yol vermek için Hz. Musa'nın elbiselerini sahil kenarına bırakıp suya girdiğini ve çıktığında da elbiselerini bir Filistinlinin çaldığını tespit ettiğini söyleyince, Filistin BM temsilcisi bağırarak bu YALAN demiş ve ekleyerek ''O zaman daha Filistinliler Yoktu ki'' demiş olmasından anlıyoruz.
Her neyse konumuz Filistinliler değil, kaldı ki o zaman kimim olup olmadığı değil bugün kim var kim yok çok daha önemlidir.
İşte Hamursuz Yahudilerin DİNİ-MİLLİ bir millet olmalarının kutlandığı ve 8 gün boyunca da hamursuz yiyeceklerin yendiği birbayramdır.
ABD Başkanları da bu gecenin anlam ve önemine vakıf olduklarını kanıtlamak istercesine bu yemeğe katılırlar...
Öyledir de oldukça zahmetli bol yemekli ve yemekleri yiyene kadar da masa ve yemekler etrafında birleşmiş ailefertlerine inanılmaz acılar çektirilen ve yemek yenene kadar Mısır'dan çıkışın hikayesinin 32 kısım tekmili birden anlattırıldığı ve gelecek nesillere aktarıldığı bir seremoni vardır.
Eh işe yaramadı dersek yalan neredeyse 3300 yıldır bu bayramı kutladığımıza göre bu seremoniler haklılığını kanıtladılar demektir.
Filistinlilere gelecek olursak onlar da en az Yahudiler kadar eski bu coğrafyada. Çünkü Filistinliler Yahudilerin atası olan Hz. İbrahim'in hanımı Sara'ın odalığı olan Hacer'den doğma İsmail'in debabası ve sonuç olarak kendileri ile baba bir ana farklı kardeşiz. Yani bu toprak kavgasının nedeni aslına aile içi miras kavgasıdır, bunun bir an evvel çözülmesi ve birlikte yaşamın yolunun bulunması gereklidir hatta şarttır. Ama arada sizi uzlaştıracağız diyenler avukatlar olmazsa çoktan anlaşmıştık ama işte şu aracılar yok mu...
Nice Hamursuzlar.... Ah bir de şu mide yanmaları olmazsa.... bir tane Kompensan verir misiniz=
