BİR YILI GERİDE BIRAKIYORUZ

                                                                       Ahmet OKUMUŞ

            Veda etmeye hazırlandığımız 2013 yılının bu son günleri haraketli ve oldukça hararetli geçiyor. 2013 yılının en önemli olayı kimine göre açılım, kimine göre hükümete karşı girişilen ‘Gezi Parkı’ eylemleri, kimine göre akil insanların il il Türkiye’yi gezmeleri, kimine göre de son günlerde patlak veren rüşvet ve yolsuzlukla ilgili yapılan operasyonlar damga vurdu.  

            Bizim gündemimiz siyaset değil, ama siyasete de bazı göndermeler yapmak istiyorum. Asıl gündemimiz esnaf ve sanatkârlar ile ekonomide yaşananlardır. Zorunlu trafik sigortasında uygulanan yüksek fiyat uygulamasını defalarca dile getirdim. Rakamlarla ticari araçlardan sigorta şirketlerinin yüksek miktarlarda kar elde ettiklerini yazdım. Ancak, devletin televizyonunda sürekli olarak sigorta şirketlerini savunan ve sigorta fiyatlarının düşüklüğü ile ilgili yayınlar yapılması şoför esnafının ne kadar sahipsiz olduğunu ortaya koymaktadır. Yani Nasrettin Hocanın deyimi ile ‘Parayı veren düdüğü çalar’ misali. Parayı bastıranlar seslerini duyuruyorlar. Trafik sigorta bedellerinin yüksekliğinden sürekli dert yanan, taksici, dolmuşçu, minibüsçü, kamyon, kamyonet ve otobüs gibi araçların yaşadığı sorunlar ise dile getirilmiyor.

            Adrese dayalı Nüfus Kayıt sistemine göre Ülke nüfusu 2012 yılı sonu itibariyle 75 milyon 627 bin 384 kişiden oluşuyor. TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken’e göre ülke nüfusunun 3’de birini esnaf ve sanatkârlar ile çalışanlar ve çocukları oluşturuyor. Bugün 2 milyona yakın esnaf ve sanatkârın yok olmamak ve ayakta kalabilmek için mücadele ettiği ortada. En büyük mücadeleyi de AVM’lere karşı yapıyorlar. 2005 yılında 4 milyonu aşan esnaf ve sanatkâr sayısı gecen 8 yıl içerisinde 2 milyon civarına düştü. Yani esnaf ve sanatkârlar yarı yarıya eridi. Peki, kim bu kadar esnaf ve sanatkârı yok etti. Tabiki sayıları her geçen gün artan AVM’ler sayesinde küçük esnaf yok oldu.

            Sebebi ise 1996 yılından bu tarafa perakende sektörünü düzenleyen yasanın bir türlü çıkarılmayışıdır. Her gelen hükümet, bakan gelirken ilk işlerinin bu yasayı çıkarmak olduğunu söyleyen bakanlar ise ya bu yasaya hiç elini sürmüyor, yada taslak halinde kalıyor veya TBMM’de bekleyerek kadük oluyor. Çünkü işin içinde büyük lobiler var. Bu lobileri yıkmak ise pek öyle kolay değil. İşte son gönlerde yaşanan rüşvet ve yolsuzluk operasyonu da bundan ileri gelmiyor mu? İktidarı elinde bulunduranlar mevcut güçlerini kaybetmek istemiyor. Muhalefet ise sürekli bir kavga ederek gücü eline geçirmek istiyor. Bunun bedelini de yine halk olarak bizler ödüyoruz. İşte dövizle borçlanarak ev, araba ve çeşitli borçlanmalar yapan esnafın geldiği son nokta. Dolar aldı başını gidiyor Euro’ya el vurulmuyor. Borsa çöktü çökecek. Türk parası 17 Aralık’tan bu tarafa yüzde 20 ye yakın değer kaybetti.

            Bu kadar olup biten olaylar var iken kişilerin hırsı ülkeyi kaosa sürüklemeye başladı. Dün yargıyı ve yargıçları baştacı yapanlar bugün ayaklar altına alıyor. Dün ayaklar altına alanlar ise bugün baştacı ediyor. Artık kime inanacağız şaşırıp kaldık. 2014 yılında güvenebileceğimiz ve inanabileceğimiz, esnafın, halkın sorunlarını gören ve çözen yöneticilerin karşımıza çıkması en büyük dileğimiz. Umarım 2014 yılında halkın beklentilerini karşılayan kişiler ülkemizi en iyi şekilde yönetir ve kardeş kardeş yaşamaya devam ederiz. Bu arada Başbakan Erdoğan’ın okullarla ilgili sözlerine katılmam için eğitimdeki kalitenin yükseltilmesi gerekir. Bunun içinde bedava içi boş kitap yerine, parayla içi bilgi dolu kitaplar verilsin. Çocuklarımız ek kaynaklara ihtiyaç duymasınlar. Yargı ve yargıçlar serbest bırakılsın. Bizi yönetenler artık dürüst olsun, çalmasın çırpmasınlar. Bu ülkede asgari ücretle geçinen binlerce insanın olduğunu biraz olsun akıllarından çıkarmasınlar.  

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.