Artık kuraklık, çölleşme ve su eksikliği sadece çevresel bir mesele değil; bunun yanında sosyal ve ekonomik tehditler de oluşturuyor. Savaşlar, sanayi faaliyeti ve kötü idare edilen su politikaları, milyonlarca insanın göç etmesine sebep olan su krizlerine yol açıyor. Uzmanlar, 2030 senesine kadar "su göçü" nedeniyle 135 milyon insanın yerinden olabileceğini tahmin ediyor. Türkiye, bu tehlikeden maalesef muaf değildir. Prof. Dr. Yusuf Demir'in konuya ilişkin değerlendirmeleri ülkemizin güneyinden kuzeyine doğru çölleşme sürecine girdiğini ve tarımın bundan olumsuz şekilde etkileneceğini göstermektedir.
Küresel Su Krizi: İnsanlığın Karşılaştığı En Büyük Tehdit Oldu!"
"2 Milyar İnsan Güvenli İçme Suyuna Erişim Sağlayamıyor"
Dünya genelinde yaklaşık olarak 2 milyar insan halen temiz içme suyuna ulaşamıyor. Su kaynaklarının artık tükenmesi, bu insanların hayatlarını olumsuz yönde tehdit ederken beraberinde sosyal çöküşler ve göç dalgaları da getirmektedir.
2030 Yılına Kadar 135 Milyon İnsan Göç Sağlayabilir!
Birleşmiş Milletler'in verilerine dayanarak, 2030 yılı itibarıyla su kaynaklı göçlerin önemli ölçüde artacağı tahmin ediliyor. 2050 yılına kadar bu durumun bir milyar kadar insanı etkileyebileceği öngörülüyor.
Prof. Dr. Yusuf Demir, konuya ilişkin şu uyarılarda bulunuyor: “Bu hızla gidişat sürerse, 3 milyardan daha fazla insan hayati su erişimi sorunuyla karşı karşıya kalabilecek."
Türkiye'de Kuraklık ile Çölleşme Tehdidi
"Güneyden Kuzeye Doğru Çölleşme Süreci Başlamıştır"
Türkiye'de çölleşme tehlikesi artık sadece Güneydoğu Anadolu Bölgesi'ni değil, Marmara Bölgesi ve Karadeniz Bölgesi'ni de tehdit etmeye başladı. Prof. Dr. Demir'in görüşüne göre: 2025 yaz mevsimi yüksek kuraklık tehlikesi taşımaktadır. Tarım faaliyetleri kuzeye kaydı. Barajlar, sulama kaynaklarıyla içme suyu rezervleri ise risk altındadır.
Tarım Geleceği Tehlikeye Girdi
Kuraklık, yalnızca su kaynaklarını değil, aynı zamanda tarımsal ürünleri ve gıda güvenliğini olumsuz etkilemektedir. Yağışların azalması, toprak verimliliğini azaltarak tarımsal üretimi ve ilişkili sanayileri zorlaştırıyor. Prof. Dr. Yusuf Demir'in değerlendirmesine göre: “Ülkemizin geleceği, tarım ile tarıma dayalı olan sanayidedir. Bu alanlarda yapılacak olan yatırımlar hayati bir öneme sahiptir. ”
Tehlike Çanlarının Yüksek Sesle Çalma Nedenleri!
"Küresel Isınma ile Birlikte"
Kuraklıkların sıklığı ve yoğunluğu artış gösteriyor. Toprak verimliliği azalıyor. Yer altı suları azalmaktadır. İçme suyu kalitesi düşüyor.
Türkiye'de 2024-2025 Yağış Trendleri
Mevsim normalleri altında kalan yağış miktarı Kritik seviyelere gerileyen barajlar, Sulama suyunun temininde zorluklar, Özellikle İç Anadolu Bölgesi ve Güneydoğu Bölgesi en fazla riskli bölgelerin arasında yer alıyor.
Ne Yapmak Gerekir? Çözüm Önerileriyle Uyarılar
"Su Koruma Ulusal Seferberlik Haline Gelmeli"
Tarımsal sulama işlemlerinde damla sulama sistemlerinin önemi artırılmalı. Yerel yönetimler, su yönetimine yönelik politikalar geliştirmeli. Yağmur suyunun toplanması ve gri suyun kullanımı teşvik edilmelidir. Kuraklığa karşı dayanıklı tarım çeşitleri desteklenmelidir. Toplum bilgilendirilmelidir. Su, yalnızca devletlerin değil, kişilerin de sorumluluğundadır. Eğitim etkinlikleri düzenlenmelidir. Su tasarrufu, günlük bir alışkanlık haline getirilmelidir. Kuraklık konusunda farkındalık, medya aracılığıyla artırılmalıdır.