Aslanlar kendi tarihlerini yazmadıkları sürece,
avcıların anlattıkları hikâyelere inanmak zorundayız
.”


Dünya üzerinde pek çok sıradan insan, binyılların imbiğinden süzülüp gelen deneyimler, kuşaktan kuşağa aktarılan bilgi kırıntıları ve sezgileriyle bilimin temellerini atmışlardır…

Ne var ki, onların çabaları, yazılı kayıtlara geçmediğinden, bilimin halk katında ki meçhul askerleri olarak kalmış ya da küçümsenip görmezden gelinmiştir…                                                   ***

Tarım ve gıda üretiminin temelleri Kristof Kolomb öncesi, Amerikan yerlilerinin bilgilerine dayanır. Yediğimiz pek çok bitkinin veya hayvanın kökeninde, yazıyı bile bilmeyen eski zaman insanlarının, deneyimleyerek bir çeşit genetik mühendisliği bilgileriyle ,hayvan ve bitkileri evcilleştirmesi yatar.                                                                                                                                                      ***

Amerika ve Pasifik Okyanusu’nun harita bilgileri yerli halktan aktarılmıştır. Kaptan Cook’ un, Pasifik Adaları haritası, bir denizcinin anlattığı doğru bilgilere dayanır. Benjamin Franklin Gulf- Stream akıntısının haritasını balina avcılarının verdiği bilgilerle çizmiştir.                           ***

Yüzyılın başında ilk uçuş denemelerini yapan Wrigt kardeşler bisiklet tamircisiydi. Ancak  Wright kardeşler şanslıdır. Wright-uçma kelimesi onların adıyla anılır.                                            ***

Günümüz de kullanılan ilaçların dörtte biri bitkilerden üretilir ve bunların büyük çoğunluğu, halk bilimine ve geleneksel tedavilerine dayanır. Avrupalılara kına kına ağacının çok etkili olduğunu gösteren Amerikan yerlileridir. Kızılderiler olağanüstü ilaç bilgilerine sahipti.     ***

Edward Jener, aşı ile çiçek hastalığını ortadan kaldıran doktor olarak kabul edilir. Bilgisinin kökeni halk hekimliğine dayanır. Dr.Edward Jener halktan edindiği bilgileri tıp camiasına aktarmak istediğinde, seçkin bilim camiasının engellemesi ve küçümsemesiyle karşılaşır. Bu durum çiçek aşısını geliştirilmesi çalışmalarının yavaşlamasına neden olmuştur.1798 de bilgilerini tıp camiasıyla paylaşmak istediğinde, kurul başkanı tarafından, “sunacağınız bilgiler ne kadar olağanüstü olursa olsun, kabul edilmiş bilgilerin dışına çıkmamalı” denerek uyarılmıştır.                                                                                                                                      ***

Dr. Edward Jener in bilimsel bilgisinin kökeninde kimin olduğunu, Avrupalı aristokrat bir kadın olan Lady Mary Wortley Montagu’nun 1717 de yazdığı bir mektuptan öğreniyoruz:

“Bizim ülkemizde yaygın ve ölümcül olan çiçek hastalığı, Anadolu da yerel halkın “kakma” adını verdiği bir yöntem sayesinde neredeyse insanlara hiç zarar vermeden iyileşiyor. Bunu her sonbahar, sıcaklıklar azalınca, eylül-ekim aylarında uygulayan bir grup yaşlı kadın var… Bu iş için insanları bir araya topluyorlar. Yaşlı kadın bir fındık kabuğunun içine çiçek hastalığıyla ilgili temin ettiği aşılama maddesini dolduruyor ve damarınızı açarak içine Çiçek maddesinden koyuyor…”                                                                                                                 ***

Çoğu zaman kimin yaktığını bilmediğimiz bir anonim halk türküsü gibi, hangi zeki, sezgisi güçlü halk hekimi kadınımızın keşfettiğini bilmediğimiz bir aşıyla hayattayızdır belki de…kim bilir?                                                                                                                          ***

Savaş zamanında şairin dediği gibi “Akşehir üstünden Afyon a doğru –harman yerine kehribar başaklı sap çeker gibi-aynı yürek ferahlığı-aynı yorgun alışkanlık içinde” kağnısıyla cephane taşıyan Anadolu kadını, barış zamanında da hastalıkla savaşmanın yolunu yöntemini buluyordu kimi zaman…                                                                                                                 ***

Adını sanını bilmediğimiz, çiçek tedavisini bulan Anadolu kadını gibi, savaş ve barış şartlarının savaşcısı analarımızın, yine şairin dediği gibi “korkunç ve mübarek ellerinden” öpüyor, bu yazıyı bir demet çiçek gibi, aziz hatıralarına ithaf ediyorum…

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.