Dilsiz Yolculuklar


-Hey! Beni unuttun nereye? Sonra anlat anlatabildiğin kadar... Hırlı mısın hırsız mısın?
Merak etmiyor değilim aklın nerde senin? Beni alırken heyecandan kıpır kıpırdın .Israrla cam kenarı olsun diye diretiyordun. Bu arada  içinden konuştuğunu sanıyorsun galiba seni duydum, "Geliyorum annem" diye mırıldanıyordun.
Beni burada unutma rüzgar beni masanın altına aldı, şapşal kız hadi beni kontrol et. Anneni çok özlediğini görebiliyorum, özellikle cam kenarı istedin çünkü yol boyunca kulağında slow bir şarkıyla annene kavuşmanın heyecanını yaşamak için sabırsızlanıyorsun. Tıpkı Afyon tesislerinde beni unuttuğun gibi, anılara dalıp ineceğin yeri unutma, bir kağıt parçası deyip durma bana; tam yerine kurulmuş huzurla koyulmuşken yola, beni sorgulayan yorgunluktan enerjisi düşmüş ses tonuyla uğraşmak zorunda kalma diye söylüyorum....

Çok dinlenmedin mi sen? Son bir sigara daha yak ve üzerimden kalk artık, kalbinin yorgunluğu çok ağır,incecik tahtadan yapılmış alt tarafı 4bacağım var benim, neyin var diye sorabilecek dilim olmasada yılların tecrübesi var bu ince tahta bacaklarımda, oturduğun bu masa dinlenmek için olsa da biz de yorgunuz.! Kimi bu masadan kalkıp geri dönmüş, kimi devam etmiştir yoluna...

Üzerimde ilk kez "Seni seviyorum" diyen adamın heyecanı, takır takır sallanan bacaklarımı yormuştur. Eşinden ayrılmak istediğini söyleyen kadının korkulu kalbi kırmıştır çoğu kez bu bacaklarımı, anlayacağın yolcu acele et ve son sigaranı yakıp devam et yoluna...

Benden de içsene olmazsa olmaz buz gibi köpüklü ayranım ben, içini ferahlatırım, Hayır buraya gel bırak şu çayı, ardından peş peşe sigara yakacaksın sonra, vızır vızır insan kaynıyor burası bereketimiz bol olsun, ne yöne giderse gitsin yolcular bu tesise uğramadan devam etmezler, kimi dinlenmeye uğrar, kimi huzurlu kokusunu, kimi kederini bırakır üzerimize! Kokular hep bilindiktir, pahalısı ucuzu yok bu tesisteki kokuların aynıdır kederler, aynıdır sevinçler...

En acısı da benim olsa gerek, üzerime oturuyorlar ama işlevimi yapamıyorum, sifon sesi duyulur ama hıçkırıkları kapamak içindir üzerimde ağlamaktan helak olmuş kadınların hep iç geçirmişimdir. Bu dünya güzellerini kimler neden bu kadar üzer acaba derken acıdan geberen kadının kalbinin kokusu sifonu çekmesini gerektiriyordu. Çektiği acının kokusu buraya uğramadan gidemeyen kadınların kokusuyla aynıydı... Çek sifonu güzel kadın yıka elini yüzünü kalabalığın içine karış ve yoluna devam et...

Bitmez bu tesisteki telaş, bir çok cümle havada kalır burda, bıçak keser gibi kanayan yaralarımıza bu kalabalık değil, tesis çalışanları şahit olur, bir masa, sandalye tesise ait dilsiz ne kadar varlık varsa, şahit olurlar yorgunluklarımıza...
Kendi içinde yolculuk ederken vâr ile yok arasında durur,yalnız çıkar yola,kimi de sevdiğim dedikleriyle.Valizlerde aşk var,s evgi, hüzün, acı,keder,dert var.
Yolcu bitmez bu tesiste, vızır vızır yürekler bitmez. Gönül hep yolculuktadır, İnsan hep yollardadır!
-Bir gariplik var bende
-Ya çağımın insanı değilim
-Ya da cinsiyetimin
-Ama illede ikisinden biriyim*

Kişi her yolculuğuna bu sözlerle başlar çoğu zaman,kimisi kendini bulur, kimi aramaktan usanır, ağır yükler taşır kalp.Yorulsa da yolculuklardan çıkmak zorundadır, kimi kavuşur, kimi ayrılır, kimi gider ve döner, Bu tesisler her yolculunun kalbini taşır ordan oraya!