Bu fakirin hiç unutmadığı, yaşamının sonuna kadar da unutamayacağı bir söz, eski Maliye Bakanlarından birine aitti.
Sümerbank’ın ismini tarihten siliyoruz elhamdülillah” demişti Bakan.
Hem “özelleştirme” adı altında kamunun malını bir özel şirkete peşkeş çekiyor, hem de Allah’a övgülerde bulunuyordu.
İnanılmaz bir sözdü.
Allah’ın ismi kullanılarak, kitleler Allah ile aldatılarak büyük bir vurgun ve talan yapılıyordu ve bu büyük günahta Allah’ın ismi kullanılarak hem kitleler Allah ile kandırılıyor, hem de Allah’a iftira ediliyordu.
Kitleler, bu yapılan vurgunun ve talanın, bu kamu malı hırsızlığının Allah’ın takdiri olduğu yönünde kandırılıyor ve bu alçaklık hiçbir beis görülmeden “din” kılıfına giydiriliyordu.
Peki, işi yaramış mıydı bu alçakça yöntem.
Evet.
Ne yazık ki, evet; işe yaramıştı.
Cumhuriyetin kuruluşunda tüm milletin alın teriyle oluşturulan bu güzide kuruluş paramparça edilmiş ve gerçekten Sümerbank’ın ismi tarihten silinmişti.
Allah ile kandırmak burada da işe yaramıştı.
Nitekim, bu özelleştirmeden sonra, kamunun ne kadar değeri varsa özelleştirilmiş ve özellikle kendisini “dindar” diye niteleyen kesimden zerre kadar itiraz gelmemişti.
Allah ile kandırılmak buydu işte; insanın basiretini bağlıyor, dini duygularını tahrip ediyor ve yapılan alçaklıklara bu kesimin de dahil olması sonucunu doğuruyordu.
Müthiş bir şeydi.
Müthiş!

***   ***   ***

Yukarıdaki paragrafta “yapılan alçaklıklara bu kesimin de dahil olması” diye bir niteleme geçiyor.
Neden?
Neden bu insanlar bu lanet suça bir biçimde ortak oluyorlar?
Çünkü bir tarafa fırlatıp attıkları Kuran’da bu konuda bir uyarı var:
Bir yerde zulüm varsa, Müslüman bu zulme karşı çıkmak zorunda. (Nisa, 75)
Eğer karşı çıkmıyorsa, bu zulme ortak oluyor demektir.
Peki, özelleştirme bir zulüm müdür.
Hiç kuşkusuz!
Çünkü bu uygulamada “kamu malı” heba edilmekte, bir vurguna uğratılarak zulüm işlenmektedir.
Müslümanın görevi bu zulme karşı çıkmak, özelleştirmelere meydan vermemektir.

***   ***   ***

Peki, -hep aynı yere gelip çatıyoruz- bu sistemde özelleştirmelere karşı gelmek mümkün müdür?
Tabii ki hayır.
Çünkü özelleştirme, kapitalizmin doğasında mevcuttur.
Özelleştirmelere karşı çıkmak, kamunun malının talanına dur diyebilmek için temel şart, kapitalizme karşı çıkmaktır.
Bu sütunda yıllardır okuyorsunuz; kapitalizme karşı çıkmadan Müslüman olunmuyor.
Sevgili din kardeşlerim; her üç yüz metreye bir cami yapmak, bir Müslümanın mutmain olmasına yetmez.
Müslüman her şeyden önce “kul hakkı”na riayet etmeli; kamu malı talanı ile kul hakkı yenmesinin önüne geçmelidir.
İslam’da en büyük günahlardan bir kul hakkı yemektir.
Kamu malından çalınması, kul hakkı yenmesinin en büyük göstergelerinden biridir.
Sevgili Peygamberimizin (O’na selam olsun), kamu malından çalanların cenaze namazlarını kılmayışı bunun en bariz göstergelerinden biridir.
Müslüman, aynen Fâtır suresinin 5. ayetinde uyarıldığı gibi, Allah ile kandırılmamaya dikkat etmeli; özellikle kamu malı konusunda gereken hassasiyeti göstermelidir.
Müslüman, son günlerde ortalığı kaplayan vurgun, rüşvet ve talan meselesinde bu uyarıları dikkate almak zorundadır.
Kamu malı talan edilmekte ve bu vahim suç, kitleleri Allah ile kandırarak yapılmaktadır.
Bu vurgun ve talan düzeni sadece toplumsal yıkıma sebep olmamakta, dinimizi de yaralamaktadır.
Türkiye’deki milyonlarca kişinin açlıkla boğuştuğu bugünlerde, dinimiz de yara almakta, kitleler dinden soğumaktadırlar.
Müslüman kardeşlerim bu düzene karşı gelmek zorundadırlar.
Çünkü bu, “bir gün” sorulacaktır.
Allah’a emanet olun.

 

 

Avatar
Adınız
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.